Güncelleme Tarihi:
1. Bunlar maç sonrası kaybetmenin verdiği psikoloji ile ortaya çıkmış ve mağlubiyeti mazur gösterecek düşünceler değildir. Bu sebeble bir müddet susma hakkımı kullanıp beklemeyi yeğledim.
2. Galatasaray takımı, Fenerbahçe maçını kazanmayı bırakın, berabere kalmayı başaracak kadar bile futbol oynayamadı. Bu alınan mağlubiyet için yeterliydi aslında.
Gökmen Avcı yazıyor |
3. Tüm Galatasaray’lıların ortak düşüncesidir ki; Fenerbahçe’ye karşı şansımız tutmuyor. İyi oynanan karşılaşmaları bırakın, 90 dakika tek kale oynadığımız bir maçta bile, Johnson diye biri çıkıp kazanılan tek pozisyonda gol atıp galip gelmeyi başarabiliyorlar.
***
Gelelim geçen hafta oynanan Fenerbahçe Galatasaray karşılaşmasının öncesinde, maç esnasında ve sonrasında olanlara ve yetkililerin düşüncelerine.
1. Maçın hakemi Bünyamin GEZER havaalanına gidecek. Bir iş adamı araç gönderiyor. Araç FB plakalı. İşadamı bence Fenerbahçe’li. Yoksa niye Mercedes'ine FB plaka çıkartır ki. Maçın hakemi titizlik gösterip araca binmiyor. Bravo. Peki, niye araç gönderilmiş? Havaalanına gitmesi için federasyon hakemlere harcırah vermiyor mu? Yoksa bu para yetmiyor da, işadamları mı finansör oluyor? En önemlisi bu konu hakkında Federasyon ne yapmış veya ne yapmayı düşünüyor?
Cevap şöyle olur herhalde. Yok öyle bir şey. Gazeteciler yalancı. Olsa bile binmemiş ki. Bünyamin GEZER olayların yaratabileceği sonuçları iyi tahmin eder.
2. Karşılaşma öncesi sahada olaylar var. Hürriyet’e konuşan ve olayları anlatan Bünyamin GEZER şöyle diyor;
“Müsabaka için ısınmaya çıktık. 25 dakika boyunca saha içindeydik. Bize ne küfür edildi, ne de bir cisim atıldı. Evet bir takım cisimler sahaya atıldı ama;
1- O cisimler bize yönelik değildi.
2- Oyuncuları etkileyecek konumu yoktu.”
Yani, biz sadece kendimize yönelik tehlikeler karşısında tepki veririz, gereğini yaparız. Diğerleri, baksınlar başlarının çaresine. Bana ne kardeşim. Birde atılan cisimler futbolculara gelmedi, yardımcı hakeme geldi. Allah çeliştik galiba.
Peki, niye karşılaşmayı iptal etmemiş. Dinleyelim.
SORU: Ama ya hakeme gelen cisim.
GEZER: Münferiden yapıldı. Çünkü bizi etkileyen olumsuz şart yoktu. Bize küfür edilse, bize yönelik bir eylem olsa tamam. Ama yardımcı hakemim müsabakaya çıkamasa, beyaz bandaj ya da fileyle sahaya çıksa tatil ederdim. Kaldı ki bilinci son derece açık bir şekilde devam etti.
SORU: Soyunma odasında ne düşündünüz?
GEZER: Şimdi soruyorum. Bunu kendi kendime de sordum çünkü. 50 bin kişi o stada gelmiş. Maçı tatil etsem binlerce insan protesto yürüyüşü yapacak, camlar çerçeveler indirilecek.
Nereden biliyorsun diye sorarlar. Hiç böyle bir durum oldu mu diye sorarlar.
Bir de şunu sorarlar.
Denizlispor Fenerbahçe maçını sen yönetmiş olsaydın. Dakika 90+14. Skor 1-1. Ellerinde Fenerbahçe bayrakları olan yüzbinler Bağdat Caddesinde atılacak tek golle şampiyonluğu kutlayacak. Gol olmazsa Galatasaray şampiyon olacak. Ne yapardın?
Acaba, Bağdat Caddesindeki yüzbinler protesto yürüyüşüne geçer, camlar çerçeveler indirilir, onlarca kişi yaralanır veya ölür diye düşünüp, bir penaltı yaratır veya ofsayttan bir gol verir, büyük bir ayaklanmayı önlerdim mi. derdin?
Yoksa, benim görevim kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre işimi yapmak. Gerisi diğer görevlilerin işi. mi derdin?
3. Karşılaşma boyunca Arda’ya küfür ediliyor. Herhangi bir hareket yok. Eskiden 1 nolu, 2 nolu anonslar yapılır idi. Şimdi o da yok. Kendilerine edilmediği sürece problem yok. Peki, Arda tribünlere dönüp küfür etseydi kart gösterir miydin?
Tabii ki, evet.
Çifte standart olmuyor mu?
Olur o kadar ya.
4. Maç öncesi olaylar olmuş. Hakem herhangi bir ceza vermeyi gerekli görmemiş.
Olay yok diyor ama, PFDK “Maç öncesi çıkan kavgaya karıştığı için Fenerbahçe'nin Brezilyalı savunma oyuncusu Fabio Bilica'ya üç maç men cezası” veriyor.
5. Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Mahmut ÖZGENER “Caydırıcı cezayı federasyonla birlikte devletin de vermesi lazım. Federasyon en fazla sahaları kapatabilir. Ancak olayları yapanların sahalar açıldıktan sonra tribünde yer alması potansiyel bir tehlike olarak algılanmalı” diyor.
E haklı. Yapacak bir şeyi yok. O da yapacak iş bulamayınca balık tutmaya çıkmış zaten.
Rasgele demek lazım.
***
Evet Galatasaray’ın aldığı bu mağlubiyetten dolayı “SUSMASI” normal.
Ama,
Yaptım oldu, zaten hesap soran da yok, ceza veren da yok. En çok bağıran haklıdır, felsefesinin yaygınlaştığı ve işlerin maalesef böyle yürüdüğü bu dönemde;
Galatasaray Yönetiminin sadece Haldun ÜSTÜNEL ile açıklama yapmayıp, Tüm Yönetim Kurulu, Tüm Camiayı yanına alıp, hesap sorması gerekir.
SUSMA HAKKIMIZI YETERİNCE KULLANDIK. SIRA BAĞIRMAKTA.