Süreyya Ayhan ya da ulus ve marka olmak

NÄ°HAYET, ilk Avrupa ÅŸampiyonluÄŸunun üzerinden iki koca yıl geçtikten sonra Süreyya Ayhan'a Türk özel sektöründen bir sponsor çıkabildi.Biraz daha beklenseydi, az daha yabancı firmalardan biri kapacaktı Süreyya'yı. Ve bizler, ‘‘Küresel çaÄŸda yaÅŸamanın sonucu bu’’ deyip teselli edecektik elbette kendi kendimizi!Süreyya gibi muhteÅŸem bir simgeyi deÄŸerlendirmek için bunca beklenmiÅŸ olması pek çok ÅŸey söylüyor. Süreyya bir kırılma noktası. Süreyya'nın iki yıl sponsorsuz kalması, Türk sermayesinin çok büyük bir bölümünün ne denli tutucu, korkak ve modernitenin uzağında olduÄŸunun iÅŸareti. Fakat hepsi bu kadar deÄŸil.Süreyya'nın uzun süre sahiplenilmeyiÅŸi, ulus olma sürecimizin henüz tamamlanmamış olmasıyla da ilgili. * * *Düşünce hayatımıza hákim olan ne yazık ki hálá sömürge aydını tavrıdır. BaÅŸta bazı gazete köşeleri olmak üzere, her gün pek çok yerde hakarete uÄŸrayan bir halkın ulus olma sürecini tamamlaması nasıl beklenir? Bu kafaya göre Türkler uygarlık tarihine hiçbir katkıda bulunmamıştır! Sanki ta MÖ 4'üncü yüzyılda kendi orijinal alfabesi bulunduÄŸu -hem de Ruslar tarafından- ispat edilmiÅŸ olan kavim Türkler deÄŸildir... Kaldı ki, eÄŸer meseleyi Avrupalılık boyutunda ele alacaksak, hiçbir Avrupa aydını kendi halkını küçük gören yazılar yayınlamaz.Åžimdi, daha doÄŸru dürüst ulus olamadan küresel olmamız bekleniyor ki, asıl zorluk tam da burada. Kendi deÄŸerine sahip çıkmadan nasıl ulus olunur? Bu ülkeye ve ulusa aidiyet duygusu nasıl güçlenecek? Ortak hafızamız elbette ki Süreyya Ayhan'larla güçlenecek. EÄŸer medyada geçit verilseydi, Süreyya Ayhan 21'inci yüzyılın ‘‘ÇalıkuÅŸu’’na dönüşebilirdi.Dünyada uluslaÅŸma süreci, matbaanın icadıyla yakından ilgili. Roman ve gazete ulusal bilinci oluÅŸturan baÅŸlıca araçlar. Aynı romanın, aynı gazetenin ülkenin dört bir yanında okunması, aynı ulusa ait olma duygusunu geliÅŸtirir.* * *Hal böyle iken ulus olma sürecimizin en önemli sayfası olan Gelibolu için bile son yıllarda topu topu bir tane yerli roman yazıldı, sömürge aydını kafası onu da küçümseyip yerden yere vurmayı marifet bildi.Ortak bilincinizin oluÅŸumunda yapıştırıcı unsur televole kültürüyse, sonucuna katlanırsınız.Bir tarafta Türk markası yaratamadık diye üzülüyoruz, diÄŸer tarafta avucumuzun içindekini reddediyoruz. Süreyya Ayhan'dan álá bir Türk markası olabilir miydi? Süreyya'yı ‘‘yakalayamamak’’ bu ülkeden neden marka çıkamadığının da yanıtıydı. Süreyya her ÅŸeyi içeriyordu: Herkesten daha hızlı koÅŸmayı, fırsat eÅŸitliÄŸini, rol modeli olmayı, engelleri aÅŸmayı, demokrasiyi, özgünlüğü, baÅŸarıyı...Tüm dünyada Türkiye markasını yukarı çekecek olan bir simgedir Süreyya. Uzun bir bekleyiÅŸten sonra sponsor bulabilmesi, ulus olma sürecimiz adına sevinilecek bir adımdır. Kutluyorum.Â