Sunumu bile göstermediler
Güncelleme Tarihi:
Adil DEMİRÇUBUK
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2010 00:00
Futbol Federasyonu’nun projesi çok güzeldi ama “bu kadarına da pes” dedirtecek bir eksiği vardı. Kazanacaklarından o kadar eminlerdi ki, kulislerdeki en büyük kozumuz UEFA Asbaşkanı’na, sunumu bile göstermediler. Soranlara, “8-9 oy alırız” diyorlardı.
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın evsahipliğini Fransa’ya kaptırmamızın yankıları hala devam ediyor.
Sonucun açıklanmasıyla birlikte Türk basınında UEFA Başkanı Michel Platini’yi yönelen oklar şimdi yerini özeleştiriye bırakmaya başladı.
Öncelikle şunun altını çizelim...
Türkiye Futbol Federasyonu çok iyi bir proje ile bu organizasyona hazırlandı.
Hazırlıklarımız da buna göre planlandı. Her şey yolunda gidecekti.
Gidecekti, ama...
İşte bu ‘ama’dan sonrası önemli.
Gelin neler olduğuna bir bir bakalım...
Eleştirilen isimlerin başında UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik geliyor.
Erzik’in yeterince çalışma yapmadığı ifade ediliyor. Bu eleştiriler bugün değil, aylar öncesinden başladı. Hatta UEFA’nın İtalyan delegesinin, “Erzik gerekli çabayı göstermiyor” dediği bile iddia edildi. Ancak daha sonra İtalyan delege, imzalı bir açıklama ile bu iddiayı yalandı.
Ama Erzik hakkındaki eleştiriler bitmedi.
Cuma günü Fransa’nın evsahipliğini kazandığı açıklandıktan sonra da artarak devam etti.
Bu eleştirilerin haklı yanları var mı?
Bu sorunun yanıtını vermek için 22 Mayıs’a dönelim ve Madrid’deki Şampiyonlar Ligi Finali’ne gidelim.
Bayern Münih ile Inter arasında oynanan o karşılaşmayı Şenes Erzik ve Michel Platini ile birlikte Türk delegasyonu da tribünden izlemektedir.
Sohbet iki isim üzerinde yoğunlaşır.
Oylamaya katılacak olan İsrail delegesi ile Kıbrıs Rum Kesimi delegesi...
Orada Türk delegasyonuna çok açık bir biçimde, “İsrailli’nin Türkiye’ye oy vermeyeceği” ifade edilir.
Güvenilen ilk kale düşmüştür.
Kıbrıs Rum Kesimi delegesinin kim olduğu ise açık açık ifade edilir;
- Platini’nin sözünden çıkmaz. Amiyane tabirle onun askeridir.
Bu konuşmalar federasyon üyelerimizin moralini bozmaz.
“5 ya da 6 oyumuz var, yetmez” iddiasına verilen yanıt ise açıktır;
- 8 ya da 9 oy alırız.
Buraya kadar anlattıklarımızda hiç isim vermedim.
Vermedim çünkü bu konuşmayı aktaranlara söz verdim.
Kimin 6 oy alabileceğimizi, kimlerin 9 oy hayali kurduklarını gerekirse birer birer yazarım.
Şimdi gelelim asıl konuya ve skandala.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun çok iyi bir proje ile bu organizasyona hazırlandığını baştan belirttim.
Eksikler yok muydu?
Elbette vardı. Daha iyi olabilirdi.
Ama bir eksik vardı ki, “Pes” dedirtecek cinsten.
Futbol Federasyonu, Şenes Erzik’ten oylamada etkili olmasını, üyeleri Türkiye lehine oy vermesini sağlamasını istedi.
Ama biliyor musunuz, Erzik’e Türkiye’nin hazırladığı sunumu göstermedi bile.
Erzik sunumda neler bulunduğunu, filmde neler hazırlandığını ancak diğer üyeler gibi sahneye Defne Samyeli çıktığında ve perdede Sinan Çetin’in hazırladığı film gösterime girdiğinde gördü.
Futbol Federasyonu buna hayır diyebilir mi?
Hiç sanmıyorum.
Bu gerçekler bilinsin ve tarihe not düşülsün istedim.
Sonucun açıklanmasıyla birlikte Türk basınında UEFA Başkanı Michel Platini’yi yönelen oklar şimdi yerini özeleştiriye bırakmaya başladı.
Öncelikle şunun altını çizelim...
Türkiye Futbol Federasyonu çok iyi bir proje ile bu organizasyona hazırlandı.
Hazırlıklarımız da buna göre planlandı. Her şey yolunda gidecekti.
Gidecekti, ama...
İşte bu ‘ama’dan sonrası önemli.
Gelin neler olduğuna bir bir bakalım...
Eleştirilen isimlerin başında UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik geliyor.
Erzik’in yeterince çalışma yapmadığı ifade ediliyor. Bu eleştiriler bugün değil, aylar öncesinden başladı. Hatta UEFA’nın İtalyan delegesinin, “Erzik gerekli çabayı göstermiyor” dediği bile iddia edildi. Ancak daha sonra İtalyan delege, imzalı bir açıklama ile bu iddiayı yalandı.
Ama Erzik hakkındaki eleştiriler bitmedi.
Cuma günü Fransa’nın evsahipliğini kazandığı açıklandıktan sonra da artarak devam etti.
Bu eleştirilerin haklı yanları var mı?
Bu sorunun yanıtını vermek için 22 Mayıs’a dönelim ve Madrid’deki Şampiyonlar Ligi Finali’ne gidelim.
Bayern Münih ile Inter arasında oynanan o karşılaşmayı Şenes Erzik ve Michel Platini ile birlikte Türk delegasyonu da tribünden izlemektedir.
Sohbet iki isim üzerinde yoğunlaşır.
Oylamaya katılacak olan İsrail delegesi ile Kıbrıs Rum Kesimi delegesi...
Orada Türk delegasyonuna çok açık bir biçimde, “İsrailli’nin Türkiye’ye oy vermeyeceği” ifade edilir.
Güvenilen ilk kale düşmüştür.
Kıbrıs Rum Kesimi delegesinin kim olduğu ise açık açık ifade edilir;
- Platini’nin sözünden çıkmaz. Amiyane tabirle onun askeridir.
Bu konuşmalar federasyon üyelerimizin moralini bozmaz.
“5 ya da 6 oyumuz var, yetmez” iddiasına verilen yanıt ise açıktır;
- 8 ya da 9 oy alırız.
Buraya kadar anlattıklarımızda hiç isim vermedim.
Vermedim çünkü bu konuşmayı aktaranlara söz verdim.
Kimin 6 oy alabileceğimizi, kimlerin 9 oy hayali kurduklarını gerekirse birer birer yazarım.
Şimdi gelelim asıl konuya ve skandala.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun çok iyi bir proje ile bu organizasyona hazırlandığını baştan belirttim.
Eksikler yok muydu?
Elbette vardı. Daha iyi olabilirdi.
Ama bir eksik vardı ki, “Pes” dedirtecek cinsten.
Futbol Federasyonu, Şenes Erzik’ten oylamada etkili olmasını, üyeleri Türkiye lehine oy vermesini sağlamasını istedi.
Ama biliyor musunuz, Erzik’e Türkiye’nin hazırladığı sunumu göstermedi bile.
Erzik sunumda neler bulunduğunu, filmde neler hazırlandığını ancak diğer üyeler gibi sahneye Defne Samyeli çıktığında ve perdede Sinan Çetin’in hazırladığı film gösterime girdiğinde gördü.
Futbol Federasyonu buna hayır diyebilir mi?
Hiç sanmıyorum.
Bu gerçekler bilinsin ve tarihe not düşülsün istedim.