Güncelleme Tarihi:
Hac yolculuğuna çıkan sultanların gidiş ve dönüşlerinde, mola verip avlandıkları, halen içinde 261 kuş türü bulunan, dünyanın ender flamingo beslenme sahası olarak kabul edilen Sultan Sazlığı'nda bu yıl yapılan gözlemlere göre 20 bin civarında flamingonun bir günde sayılmasına karşılık; 1990 öncesi bu rakamın 100 bin olduğu söylenmektedir! Bunun yanı sıra, pelikan, kaz, ördek, mezgerdek gibi daha birçok yerli ve göç kuşlarını, üç ayrı cins alabalığı bünyesinde barındıran Kayseri iline bağlı 17 bin hektarlık bu sulak saha, A Sınıfı tabiat alanı olarak kabul edilmiş, 1993 yılında da Ramsar Sözleşmesi teminatı altına alınmıştır.
KUŞLARA FATURA
Anlayacağınız; uluslararası koruma stratejilerinin geçerli olduğu ve uygulandığı bu alanda her türlü bozucu ve tahripkar baskılar nedeniyle meydana gelecek biyolojik değişimlerden ülkemiz sorumlu tutulup, dünya devletleriyle ilişkilerimizi bozabilecek ve hatta dondurmaya kadar götürebilecek, ciddi bir yükümlülük içermektedir!
Ülkeyi çöle çevirdikleri yetmiyormuş gibi gölü kurutma çalışmalarını geçtiğimiz yıl başlatan DSİ Genel Müdürlüğü, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği'nin ısrarlı ve bilinçli savları sonucunda bu iştahlarından vazgeçirilmişlerdir. Sazlık kurutulmadı, hayvanlar dağıtılmadı diye tam sevinirken, bu kez de sanki biraz öteden çekilemezmiş gibi TEDAŞ'ın enterkonnekte hattı ve direkleri, kuş cenneti sulak alanı böğründen kuşatmıştır!. Korkarım yakında kuşlara elektrik faturası da göndermeye başlayacaklardır!
Bu gerilim hattı binlerce kuşun göle geliş gidişlerinde tellere çarparak ölmelerine ve sakat kalmalarına, hem de alanı terketmelerine neden olacaktır! Eminim ki avcı dostum, TEDAŞ Genel Müdürü Kadir Ramazan Coşkun bu olumsuz duruma el koyacak, kuşlara ferahlık, devletimize de itibar kazandıracaktır.
GELİN BİZE DE ÖĞRETİN
Türkiye'deki biyolojik çeşitliliğin karşı karşıya bulunduğu sorunlar ile soyu tükenmek tehlikesi altındaki canlı varlıklarımızı konu alan Prof.İlhami Kiziroğlu'nun yöneteceği, üniversite hocalarımızın, bürokrat ve çevre dostlarının katılımıyyla 23 Ekim 1998 günü Ankara Türk Standartlar Enstitüsü salonunda bir panel tertip edilmiştir.
Madem ki, en büyük çevreciler avcılardır diyoruz; ben aklımın gözümün erdiği konuları gidip anlatmaya çalışacağım, palavraya geldi mi mangalda kül bırakmayan, zaman zaman da çıkın karşımıza tartışalım deyip, kuru sıkı postasını atanlara duyurulur, gelin bildiklerinizi bize de öğretin ama hayvanları öldürmesini değil, yaşatmasını!