Güncelleme Tarihi:
BAŞTAN anlaşalım. Bu satırları yazan bir Beşiktaş tarafarı değil, Beşiktaş, ve tabii dolayısıyla doğal Çarşı sempatizanıdır. Zaten taa 50 kilometre yol kat edip, hani neredeyse Bulgaristan sınırına dayanan ve trafiğiyle futbolseverlere derviş çilesi çektiren Olimpiyat Stadı’na bu maçı izlemeye gelme sebebim de, Gezi’de ortalığı inleten Çarş’nın ilk maçta ne yapacağını herkes gibi merak etmemdi.
Beşiktaş tribünleri, sürpriz yapmadı. Zeki Müren’in ‘Beklenen Şarkı’sı gibi, taraftarlarının ‘Beklenen Slogan’ını daha maç başlamadan patlattı: “Her yer Taksim, her direniş!”
E, kulaklarını çınlatmayı es geçmeyecekleri belli olan, Beşiktaş caddelerinde ‘gaz’ kardeşliği(!) yaptıkları Çevik Kuvvet’i de andılar elbet: “Sık bakalım, sık bakalım biber gazı sık bakalım...”
Hemen ardından şimdi dozerlerin tozu dumana kattığı mabedleri İnönü’yü yad ederek ortalığı inlettiler: “Her yer İnönü, her yer Beşiktaş. Burası İnönü buradan çıkış yok”
Skor tabelasında dakika 33.45’i gösterdiğinde telefonların ışıkları yakıldı (malum meşale yasak, telefon ışıklarıyla idare ediliyor) ve 34. dakika bitene kadar ‘Her yer Taksim her yer direniş’ sloganı atıldı. Yine Çevik Kuvvet’in kulakları çınlatıldı.
Sosyal medyadan, slogan atıldığı sırada, yayıncı kuruluşun sesi kıstığını öğrenen taraftarlar 34. dakikada çektikleri videoları kendi sosyal medya hesaplarından paylaşarak seslerini duyurdu. Bir de isyanları vardı; ‘Bir dahaki sefere ağzımızı mı bantlayacaklar, telefonları mı toplayacaklar?’
Statta malum pankartlar yoktu. Polisten ‘temiz’ raporu alanlar içerideydi.
İstatistiğim yok ama gözle görülür bir barizlikte bu maçta çok daha fazla kadın taraftar vardı.
Spora siyaset mi karışmayacaktı, siyasete spor mu, çaya şeker mi katılacaktı, gazoza ilaç mı, bilmem ama görünen bir şey var ki, statlarda işler karışmış.