Güncelleme Tarihi:
Trendyol Süper Lig'in 35. haftasında Fenerbahçe, ligde kalma mücadelesi veren Konyaspor'la 0-0 berabare kalarak şampiyonluk şansı mucizelere kaldı.
Fenerbahçe, bu puan kaybıyla lider Galatasaray'ın 6 puan gerisinde 90 puanla ikinci sırada yer aldı.
Yazarlarımız Uğur Meleke ve Fırat Aydınus, karşılaşmayı köşelerinde değerlendirdi. İşte o yorumlar:
Uğur Meleke: Vizyonsuzluğun kaçınılmaz bedeli
F.Bahçe’nin lig hedefinden de kopmasında birçok faktör rol oynadı, bu etkenler içinde en üste başkanı ve teknik adamının dar vizyonunu koyarım.
Omerovic’in Konyaspor’u sert ve tutucu bir takımdı. Boşnak hocanın görev yaptığı 18 maçın 14’ü 0-0, 1-0, 1-1 veya 2-0 bitti. Konyaspor yönetimi bu tutucu oyundan belli ki memnun olmadı, onun yerine sportif direktör Ali Çamdalı’yı göreve getirdi. Çamdalı da, belki de ilk rakibi Fenerbahçe olduğu için, Boşnak meslektaşının o sert takımını daha da sertleştirerek çıktı dün sahaya. Omerovic’in prensleri Cicaldau ve Prip kenarda kaldılar. Oğulcan ve Uğurcan’la daha da dirençli bir Konyaspor vardı dün yeşil zeminde.
KONYASPOR 5-4-1’LE KARŞILADI
Dünkü Konyaspor 5-4-1’le, dokuzlu derin blokla karşıladı Fenerbahçe’yi. Böyle derin bir bloğa karşı Fenerbahçe özellikle ilk bir saatte çok yavaş paslaştı, sadece kenar ortalarıyla rakibini çözmeyi denedi. Merkezi neredeyse hiç kullanmadı, uzaktan şut silahı da pek düşünülmedi.
DZEKO FIRSATLAR YAKALADI AMA...
ikinci yarıda yapılan değişiklikler sonrası bir tık canlanan Fenerbahçe, Konya’nın birinci bölgesine oyunu yığmaya başladı. Belki hâlâ merkezden hücum edemiyorlardı ama en uçta Dzeko-Batshuayi ikilisi olduğu için ortalar ve uzun toplar biraz daha anlam kazandı ikinci devrede. Özellikle Dzeko bu kenar organizasyonlarıyla net fırsatlar yakaladı ama Ocak’ta Süper Lig’e geldiğinden beri çok iyi işler yapan kaleci Slowik’e takıldı Boşnak santrfor.
OYUNCULARIN EMEĞiNE SAYGISIZLIK
Fenerbahçe’nin bugün itibariyle lig hedefinden de kopmasında birçok faktör rol oynadı, bu etkenler içinde en üste ben Fenerbahçe başkanının ve teknik adamının dar vizyonunu koyarım. Arabistan’daki Süper Kupa için dahi uçağa U19 takımını almak, Urfa’daki maça çıkmamak, Olympiakos ilk ayağında asları dinlendirmek feci kararlardı. O aşamalara gelen futbolcuların emeğine saygısızlıktı.
BÜYÜK TAKIM KUPA SEÇMEZ
Büyük takım tüm cephelerde tüm kupaları kazanmaya oynar çünkü. Kupa seçmez. Ancak neredeyse onlar kadar büyük bir vizyonsuzluk da devre arası transferindeki hamlelerdi: Fred’e ve Tadic’e alternatif olabilecek Lincoln’ün gönderilmesi, ligin en iyi yerli santrforlarından Umut Nayır’ın ikna edilemeyip Serdar Dursun’un alınması bence yanlış kararlar. Tüm bu vizyonsuz kararların bedelini ödüyor Fenerbahçe bence.
Fırat Aydınus: Fenerbahçe’nin şampiyonluk umudu artık pamuk ipliğine bağlı
Beşli savunmaya karşı planı olmayan ve farklı aksiyonlar alamayan bir F.Bahçe vardı ilk yarı. İlk 10 dakika Konya biraz daha iştahlı ve konsantrasyonu yüksek gözükse de oyun bu dakikadan sonra durağan bir hale geldi. Yavan, temposuz, pozisyonuz bir müsabaka seyrederken Ferdi-Ahmet Oğuz sürtüşmesi sonrası ilk yarının son 10 dakikası biraz hareketlenir gibi oldu. F.Bahçe adına ilk yarı elle tutulur bir tek auta giden Dusan Tadic’in şutu vardı. Bunun haricinde de Edin Dzeko ve Mert Hakan’ın iki cılız denemesi...
Evet, rakibin puan kaybı yaşamasını beklerken ve farklı galibiyetinden bir gün sonra çıkılan maçta motivasyon ve konsantrasyon eksikliğinin olması normal olabilir, mental düşüklük de kabul edilebilir... Ama F.Bahçe ilk yarı hevesi kaçmış, ümitsizliğe düşmüş, inancı kalmamış bir görüntü çizdi. Futbolcuların çoğundaki vücut dili bu intibayı bıraktı.
YA HERRO YA MERRO
2. yarı başlarken İsmail Kartal her zamanki gibi sıkışan bu tür oyun ve skorda Batshuayi ile birlikte Mert Müldür‘ü sahaya sürerek iki değişiklik yaptı. İkinci yarının başlamasıyla kısmen de olsa bir baskı kurma isteği vardı fakat art arda gelen sakatlık ve zorunlu değişiklikler belki kafadaki planları bir nebze sekteye uğrattı. Ancak F.Bahçe 60. dakikadan sonra daha baskılı ve golü isteyen bir oyun oynamaya başladı 62 ve 63. dakikalarda üst üste Dzeko ve Slowik düellosu yaşandı. Özellikle bu dakikalarda Mert Müldür ve Cengiz Ünder sağ kanadı efektif kullandı ve Fenerbahçe açıkçası ilk yarının tam tersine pozisyonlara girdi. Dzeko ve Batshuayi’nin kafa vuruşları autla sonuçlandı. Serdar Dursun’u oyuna alarak son kozlarını oynayan İsmail Kartal adeta ‘ya herro ye merro’ dedi.
iTiRAZ EDEN BiLE OLMADI
Sarı lacivertliler ya gol atacaktı ya da gol yiyecekti. Nitekim çok açık ofsayttan atılan golde hiçbir Fenerbahçeli’nin itiraz etmemesi kabullenmişliği gözler önüne serdi. Gol iptal edildikten sonra Fenerbahçe uzatma dakikalarında panik ve şuursuz bir şekilde gol için baskısını kurdu. Özellikle Serdar Dursun’un oyuna girdikten sonra arkada vereceği açıklar aşikardı ve nitekim de Konyaspor bu boş alanları değerlendirip tehlikeler yarattı.
KONYA iSTEDiĞiNi ALDI
Uzatma dakikalarında dahi Fenerbahçe’nin baskısı golü getirmeyince Konyaspor en azından istediği 1 puanı aldı. Fenerbahçe bu tür bir maçın psikolojik baskısını kaldıramadı ve 2 puanı sahada bıraktı. Sezonun geride kalan son 3 maçı öncesi 6 puan fark ile Fenerbahçe için umutlar mucize ötesine kaldı.
AHMET OĞUZ’A KIRMIZI KART ÇIKARABiLiRDi SARIYI SEÇTi
Bahattin Şimşek bu sezon zorluk seviyesi yüksek maçlarda görev aldı ve performans anlamında başarılı müsabakalar çıkardı. Dün de kötü bir yönetim sergilemedi ancak ekip olarak belki de hiçbir maçta olmayacak taç, korner ve aut hatalarına imza attılar.
Maçın ilk yarısında Konyasporlu Oğulcan‘ın önce Osayi-Samuel’e, ardından İrfan Can Kahveci’ye yaptığı, aslında ikisi de taktik faul içeren pozisyonların hiçbirinde sarı kart çıkarmaması hatalıydı.
Karşılaşmanın en önemli pozisyonu Ahmet Oğuz ile Ferdi arasında yaşandı. Burada Ahmet Oğuz’un Ferdi’ye arkadan müdahalesini değerlendirirken; neresi ile nereye yaptığı, sağlığını tehlikeye sokup sokmadığı, acımasızlık ve gaddarlık olup olmadığına bakmamız gerekiyor. Bu paralelde VAR’ın asla karışamayacağı, hakem Bahattin Şimşek’in değerlendireceği bir pozisyon. Şimşek takdir hakkını sarı karttan yana kullandı ama bu pozisyonda kırmızı da verse hakem kararı olacaktı ve sarı kartta olduğu gibi kırmızıda da VAR yine karışamazdı.