Spor yazarları Fenerbahçe - Galatasaray derbisini yorumladı! 'Erol Bulut, Fatih Terim'in elini öpsün'

Güncelleme Tarihi:

Spor yazarları Fenerbahçe - Galatasaray derbisini yorumladı Erol Bulut, Fatih Terimin elini öpsün
Oluşturulma Tarihi: Şubat 07, 2021 13:50

Spor yazarları Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi deplasmanda 1-0 mağlup ettiği derbi maçını değerlendirdi.

Haberin Devamı

Hürriyet yazarlarının derbi değerlendirmeleri şu şekilde;

UĞUR MELEKE: ÇOK YÖNLÜ TAKIMIN TEK YÖNLÜ HOCASI

Sosa, geçen sezon Süper Lig’in rakip ceza alanında en fazla isabetli pas yapan oyuncusuydu. Mert Hakan, sezonu 10 gol ve 5 asistle bitirmişti. Ozan Tufan, bu sezonu milli takımın en iyisi olarak açtı. Cisse geçen yıl 22 golle oynadı. Caner, 201920’yi 14 gol katkısıyla bitirdi. Mesut Öziller, Samueller, Nazımlar, Samattalar, iki transfer penceresinde de iyi futbolcular aldı gerçekten Fenerbahçe.

HEP REAKSiYONA DAYALI

Çok yönlü bir kadro kurdular. Ama hissettiğim şu: Fenerbahçe’nin bu çok yönlü kadrosunun başında tek yönlü bir teknik adam var. Ve eğer müsabakalar onun istediği yönde gelişmiyorsa, o kaliteli kadrodan çok az ürün alabiliyor bu hoca. Erol Bulut’un tavrı hep reaksiyona dayalı... Rakibin hamle yapmasını ve oradan ekstra bir fırsat oluşmasını umuyor sürekli. Elbette reaksiyoner futbol da saygıdeğer bir fikir.

Haberin Devamı

Ama bir büyük takımın ana planı olamaz bu. Büyük takım proaktif olur. Ritmi belirlemeyi dener. Önlem alan değil, önlem aldıran olmaya çalışır. Erol Bulut’un yönetim tarzında bu duyguları ben göremiyorum doğrusu. Dün ev sahibi olan tarafın, yani Fenerbahçe’nin golü yiyene kadar tempoyu artırmak gibi bir düşüncesi yokken, mesela Galatasaraylı Mostafa Mohammed’in bu gidişe isyan ettiğini gözlemledik çoğunlukla. Belki çok süratli bir oyuncu değil. Ama kuvvetli, istekli.

Dün güzel bir gol attı ama benim onda gördüğüm başka bir şey golden daha değerliydi: 65’te Serdar’la olan ikili mücadelesinde yüzüne bir darbe almasına rağmen bırakmadı kendini. Devam etti. Ben çok sevdim bu oynama isteğini. Mohammed, belki geniş alanda etkili olmayacak. Ama Galatasaray’ın rakip yarı alana yığdığı maçlarda iş yapacak gibi duruyor Mısırlı forvet.

YAŞAYAN EFSANE MUSLERA

Galatasaray’da ayrıca bir yaşayan efsaneye, çok fazla pozisyon yaşanmayan maçta Ozan ve Sosa’nın iyi şutlarında konsantrasyonunu koruyan Muslera’ya da bir parantez açmak gerek. 19992000’de Galatasaray Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yendiğinde o takımın kalesinde bir başka efsane, Taffarel vardı. Son iki yılda da Muslera geçiyor tarihe. Son 10 yıldır, Süper Lig’in kader belirleyen adamı o.

Haberin Devamı

Spor yazarları Fenerbahçe - Galatasaray derbisini yorumladı Erol Bulut, Fatih Terimin elini öpsün

YENi NESiL GÜÇLÜ GELiYOR

Derbide iyi futbol yoktu ama öncesinde Çağdaş Atan’ın Alanya’sı Rize’ye tam 33 şut attı. Hafta içinde Fenerbahçe’ye karşı tek devrede 15 şut atan Hatay, Kasımpaşa’ya karşı da bomba gibiydi. 16 şut, 4 de gol attılar. Yeni nesil hocaların bu cesur tavırları en azından gelecek için umutlandırıyor insanı.

F.BAHÇE’NiN ÖNDE BASKISI (!)

Erol Bulut’la ilgili en şaşırdığım konulardan biri, mağlup duruma düştüğünde bile takımını önde baskıya göndermiyor. İki kişiyle (Samatta Donk’a, Mert Marcao’ya) gidiyorlar baskıya. Arkadan organize biçimde gelmiyorlar. Büyük takım davranışı değil bu bence.

Haberin Devamı

90 DAKiKADA 41 FAUL, 3 KART

Dakika 30’da Linnes ve Samuel, 31’de Taylan, 32’de Sosa, 33’te Linnes ve Taylan, 35’te Onyekuru, 36’da Valencia, 37’de Belhanda, 42’de Sosa, 43’te Taylan, 45’te Emre Kılınç... Ben izlerken ve yazarken utandım, muhtemelen siz de okurken yoruldunuz. Yukarıdaki liste şut ya da pas listesi değil, faul listesi. Dün ilk devrenin son 15 dakikasında 12 faul düdüğü çalındı Kadıköy’de. İlk devrede de toplam 25 faul vardı.

Son yıllarda Fenerbahçe-Galatasaray derbilerini izlerken zaman zaman şu soru takılıyor aklıma: Sahi biz bu Fenerbahçe-Galatasaray derbisini ne amaçla izliyoruz? Mümkün olduğu kadar 0-0’a bağlanmaya çalışılsın diye mi? Oyunda hiç akışkanlık olmasın, sürekli dursun ve böylece hakem de hiç risk almasın diye mi? Oyun hiç tempo kazanmasın, böylece hakemler yorulup ufak bir aksiyon kaçırmasın ve bir sonraki gün “Temiz bir maç yönettik” diyebilsinler diye mi? Ya da futbolcular her fırsatta küçük fauller yapsın, her ufak darbe alan kendini yere bıraksın diye mi?

Haberin Devamı

Bu kadar çok faul düdüğüne karşılık bu kadar az kart olması da garip. 90 dakika, 41 faul, 3 sarı kart! Eğer takımlardan biri, ya da her ikisi de sistematik olarak faul yapıyorlarsa bunu tespit edip kartınızı kullanın lütfen.

G.SARAY’IN ALAN SAVUNMASI

Galatasaray’ın Gaziantep-Başakşehir önündeki korner savunmasının başına iş açabileceğinden bahsetmiştim. Dün 39’daki Fenerbahçe kornerini tekrar izleme şansınız varsa lütfen seyredin. Galatasaraylılar alanları beklerken, bir adam (Samatta) bomboş vuruyor kafayı.

Spor yazarları Fenerbahçe - Galatasaray derbisini yorumladı Erol Bulut, Fatih Terimin elini öpsün

İLKER YASİN: BULUT HOCASININ ELİNİ ÖPMELİ

Birinci ile ikinci. Puan farkı üç. Son 7 maçın 6’sı berabere bitmiş. İki teknik adam da korkularına saygı gösterip cesaretlerini sahaya süren bir oyun anlayışında değil maç başlarken. Yenilmemek üzerine, kontrollü, risksiz bir oyun başlıyor. İlk yarı gol pozisyonu yok diyebiliriz. F.Bahçe ilk şutunu 39’da Sosa ile atıyor, Muslera gole izin vermiyor. F.Bahçe evinde ama daha kontrollü, kontra ile gol arayışında. Tam bir Erol Bulut klasiği. Terim, topa sahip pas oyununu iyi oynayan takımını rakip kaleye set futbolu ile taşımaya kararlı, daha sakin. İki takımın da hedef odaklı gol oyunu oynamadığı ilk yarıda F.Bahçe çabuk ama etkisiz adamları Valencia, Samuel ve Samatta’yı G.Saray defansı arkasına kaçırarak gol arama dışında alternatif bir şablona sahip değildi.

Haberin Devamı

NAZIM SANGARE ÇOK iYiYDi

F.Bahçe Ali Koç yönetiminde 50’yi aşkın transfer yaptı. Sadece bu yıl 23 oyuncu geldi. Kadro kalitesi ve oyuncu çeşitliliğine bakarak mevsim başında F.Bahçe’yi şampiyonluğun en büyük olarak gösterenlerden biriydim ama bu kadroyu sevk ve idare edecek teknik adamın performansını değerlendirmeye almamışım. Yönlendirme ve yol gösterme vazgeçilmez bir beceridir. Ve yönetici yetkinliğini ortaya koyar.

İrfan Can’ı alacağım diye onca para ve Tolga gibi her bölgede kullanışlı bir adamı elden çıkarmak F.Bahçe teknik adamının dün Gustavo yokluğunda, yokluk sınırında kalması demekti. Kimse Gustavo, Pelkas ve İrfan Can’ın yokluğunun maçın kaderini belirlediğini iddia etmesin. Bu sezon Sosa ilk kez kendi standardının üstüne çıkarken sağda Nazım formayı kaptırmamak için sahada kaldığı sürede büyük performans sergilerken F.Bahçe’nin gol adamları girenleri ve çıkanları ile tam bir felaketti.

KLASiK FUTBOLDAN ÇIKTI

G.Saray golü bulduğu andan sonra kendi klasik futbolunun dışına çıktı ve savunmaya ağırlık verdi. Bu, golü nasıl atacağını kestiremeyen Erol Bulut’a bir anlamda yol gösterici oldu. Mısırlı santrfor Mohamed gole yakın hamleleriyle ne kadar iyi bir görüntü verdiyse geçen haftanın yıldızı Onyekuru Nazım’ın karşısında oyuna etkinliğini koyamadı.

Gustavo bu takımın rakip kaleye giderken de rakibi kendi kalesinde karşılarken de en önemli oyuncusu. Erol Bulut’un böylesine zengin bir kadro içerisinde Gustavo’ya yedek bulamaması gerçekten düşündürücü. Mazeretler bulmada başarılı olan bir kişi başka işte de zor başarılı olur. Mevsim başından beri F.Bahçe’nin taraftara umut vermeyen oyun performansı dün bir kez daha ortaya çıktı ve evinde Beşiktaş’tan sonra G.Saray’a da yenildi.

ŞOV iÇiN YER KALMALI

Futbolda maçların hep bir dengesi var. Bu bir oyun. Özgürlük ve şov için bir yer kalmalı. Ama dün iki takım skoru tutmayı ve riske girmemeyi tercih etti. Takım oyunu bireysel umutları bitirdi. Erol Bulut bir ekip yaratan hocası Terim’in elini öpmeli ve bu oyuncu zenginliğinde nasıl fakirlik yaşadığını düşünmeli.

Spor yazarları Fenerbahçe - Galatasaray derbisini yorumladı Erol Bulut, Fatih Terimin elini öpsün

BANU YELKOVAN: ALTI PUANLIK MAÇI G.SARAY KAZANDI

Maç, liderlik yarışında direkt rakip oldukları için her iki takım adına da derbiden öte bir önem taşıyordu. Galatasaray kazansa durumu eşitleyecek, Fenerbahçe kazansa farkı açacaktı. Ancak maç öncesi beraberliğe imza atma şansı olsa, iki takımın (hatta Beşiktaş’ın) bunu kullanacaklarını iddia ederim ama kanıtlayamam.

İLK YARIDA 2 TAKIM DA VASATTI 

Galatasaray-Fenerbahçe derbileri her zaman kötü futbol, bol gerilim ve eser miktarda kart vaat eder. Maç bu anlamda hem daha maç başlamadan Fatih Terim’in locadaki seyircilere dikkat çeken açıklamasıyla bu beklentileri karşılayacağı sinyallerini verdi. İki takımın ilk yarı performansları da beklendiği gibi vasattı. İlk yarı biterken topla oynama oranı yüzde 70’lere varan Galatasaray’ın net pozisyonu yoktu. Serdar Aziz’in Donk’a yaptığı pozisyon penaltıya dönüşseydi skor belki farklı olabilirdi ama pozisyona penaltı kararı gelmedi.

GUSTAVO’SUZ TEK POZiSYON

Fenerbahçe, maçtan birkaç saat öncesine kadar oynayıp oynamayacağı kesinleşmeyen orta sahadaki beyni, dinamosu, virtüözü, belkemiği Gustavo’nun yokluğunda ilk yarıda tek pozisyon bulabildi. Buna karşılık Cüneyt Çakır tam 25 kez faul düdüğü çalmıştı. Gustavo’nun yokluğunda sezonun sarı-lacivertliler adına en istikrarlı isimlerden Ozan Tufan’ın onun eksikliğini kapatmak adına pozisyonunu değiştirince sarı lacivertlilerin hücum gücü doğal olarak eksildi. Fenerbahçe’nin kadrosunun en zengin olduğu mevkide sakatlıklar yüzünden bu sıkışmayı yaşaması maçın ilginç notlarından biriydi.

BÖYLE GİTMEYECEĞi BELLiYDi 

İkinci yarı başlarken iki teknik adam herhangi bir değişiklik yapmadılar. Ya istediklerini aldıkları ya da almak için hala umutları olduğu için. Gol, hangi taraftan gelirse gelsin diğer takımın planlarını ve stratejisini revize etmek zorunda kalacağı kesindi. Öyle de oldu. Galatasaray 54. dakikada yeni transfer Mohamed’in golüyle öne geçti. Maç o dakikadan sonra hızlandıysa da Fenerbahçe’nin ağları bulan pozisyonu ofsayt gerekçesiyle VAR’dan dönünce skor değişmedi.

Spor yazarları Fenerbahçe - Galatasaray derbisini yorumladı Erol Bulut, Fatih Terimin elini öpsün

KANAT ATKAYA: BONUSU BOL GALİBİYET

Faulü bol, futbolu az, gol pozisyonu nadir, orta sahaya sıkışmış bir itiş kakıştan ibaretti derbinin ilk yarısı. Galatasaray kimi zaman yüzde 70’i aşan bir oranda topa sahip oldu fakat bu üstünlüğü pozisyon zenginliğine çeviremedi.

Rakip Fenerbahçe ise özellikle ilk 20-25 dakikayı büyük ölçüde kendi sahasında geçirmesine rağmen en azından kaleyi bulan şut üreten taraf oldu. Faul sayısı dikkat çekici düzeyde fazlaydı ve Cüneyt Çakır’ın kararlarındaki tutarlılığı yine bir muammadan öteye gidemedi.

Özellikle son yıllarda bir derbi karakteristiği olarak beliren ‘aman yenilmeyelim de’ zihniyetine kurban mı veriyoruz yine dedirten, vasatlık sınırını bile zorlayamayan bir 45 dakika izledik özetle. İkinci yarı ise başka bir hikâye...

MAÇI SiLKELEYEN GOL

İkinci devrenin hemen başlarında maçı silkeleyecek gelişme yaşandı, Galatasaray golü buldu.

Önce Onyekuru ile Altay’ı zorlayan sarı kırmızılılar, çok geçmeden, 54’üncü dakikada Mostafa Mohammed’in ‘sıkı golcü’ kumaşına sahip olduğunu gösterdiği pozisyonda öne geçti. Topu alışı, vuruş için hazırlanması, önünü açışı, bakarak yaptığı vuruşla köşeyi görüşü mükemmeldi.

Geriye düşen Fenerbahçe dönem dönem sarı kırmızılı defansı zorlamaya başladı. Duran top organizasyonu üzerinden gelen, ofsayt gerekçesiyle iptal edilen gol ve Muslera’nın kurtardığı iki şut çıktı bu baskıdan.

Kazandığını korumak refleksiyle büyük ölçüde sahasına çekilen Galatasaray, kimi zaman sallanır gibi olsa da ayakta kalmayı başardı.
İkinci yarısı Kadıköy ekibinin gol çıkartmaya yetmeyen çabasıyla en azından heyecanlı geçen derbiden ‘bonusları’ cebine koyarak ayrılan Galatasaray oldu.

LiDERLiK VE MORAL

Üç puan cepte, tamam... Bir hesap şekline göre 6 puanı koyarken önündeki rakibini devirip liderliği almak bir bonus. Kadıköy’de Fenerbahçe’yi yenmenin getireceği moral bir bonus. İkili averajda öne geçmek bir bonus.. Yarış uzun, ortada daha çok puan var elbette ancak havalı bir derbi galibiyeti her zaman iyi gelir; Galatasaray’ın da tarzı bu demek gerekiyor herhalde.

250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!