Güncelleme Tarihi:
Süper Lig'in 10. haftasında Beşiktaş, Galatasaray karşısında Larin'in attığı iki golle kritik bir galibiyete imza attı ve ezeli rakiplerini puan sıralamasında arkasında tutmayı başardı.
Vodafone Park'ta oynanan karşılaşmayı yazarlarımız Uğur Meleke, Güntekin Onay ve Kanat Atkaya değerlendirdi.
Uğur Meleke: Futbolun 100 yıllık geleneği yıkılınca
Eşleşmelerde kafa karışıklığı yaşanmasın diye korner savunulurken oyuncu değişiklikleri bekletilir. Pjanic-Necip-Larin’in yarattığı korner golünde kafa karışıklığı yaşandı mı bilmiyorum. Ama şunu biliyorum: G.Saray benzer bir fırsatı Marsilya’ya da vermişti.
Dünkü maçı ilk 60 ve son 30 dakika olarak iki ayrı bölümde incelemek gerek. İlk 60 dakika, maç öncesi beklentilerin çok dışında değildi: Beşiktaş, bu bölümde Sergen Yalçın’la üç sezondur geliştirdiği ana planını uygulamaya çalıştı. Maça süratli başladı, ilk yirmi dakika sonunda şutlarda 5’e 0 üstündü. Stoperleriyle birlikte öne çıktı, rakip yarı alanda kalabalıklaşmaya çalıştı, yüzde 65 civarında topa sahip oldu, oyunu domine etmekti amaç. Bunu da bölüm bölüm başardı, ilk 1 saatin sonunda tabela dengeli olsa da daha fazla net pozisyon bulan taraf Beşiktaş’tı.
İKİ DEĞİŞİKLİK BİRDEN YAPTI
Sonra maçın kırılma dakikası geldi. Skorbord sanırım 64’ü gösteriyordu. O dakikaya kadar resesif bir oyun planı tercih eden, Marsilya ve Lokomotiv maçlarında olduğu gibi geçiş fırsatları arayan Terim, iki değişiklik yaptı, çift santrfora döndü. Ancak tam değişikliklerin olduğu dakikada Beşiktaş korner kullanıyordu.
KAFA KARIŞIKLIĞI OLDU MU?
Futbolda yüzyıllık bir gelenek vardır; genelde korner savunulurken oyuncu değişiklikleri bekletilir. Eşleşmelerde bir kafa karışıklığı yaşanmasın diye... Pjanic-Necip-Larin’in yarattığı korner golünde bir kafa karışıklığı yaşandı mı bilmiyorum. Ama şunu biliyorum: G.Saray benzer bir korner organizasyonu fırsatını Marsilya’ya da vermişti. Saliba, G.Saray’ın savunduğu alanın dışına koşmuş ve kafası üst direkten dönmüştü.
ERSİN’İN ATEŞTEN GÖMLEĞİ
Dün son yarım saatte çift santrfora dönen G.Saray dengeyi sağladı, bölüm bölüm ibreyi kendi lehine çevirdi, penaltı fırsatını da yakaladı ama değerlendiremedi. Bir PAOK maçıyla ateşten gömleği giyen ve bir daha hiç çıkarmayan Ersin’in böylesine büyük maçlarda büyümesi gerçekten takdire değer. Kasım’da A Milli Takım’a çağırılacağına inanıyorum ben Ersin’in.
PJANİC-JOSEF DİYALOĞU
Cicaldau’nun golünde Beşiktaş’ın merkez savunmasında boşluk oluşuyor. Normalde G.Saray’ın sol iç oyuncusu Cicaldau’yu o sırada sağ iç oynayan Pjanic takip ediyor. Ama Cicaldau’nun vuruş anında uzak kalıyor. Hatta kerem’in önünü kapamaya çalışan Josef de Pjanic’e sitem ediyor. Merkezde iki yaratıcı Teixeira-Pjanic’le oynamak elbette keyif vadediyor. Ama bu tarz handikapları olabiliyor tabii bu hücumcu seçimlerin.
SÜPER DURAKLAMA LİGİ
Süper Lig, çok fazla faul düdüğü çalınan bir turnuva. Dün yine 36 faul düdüğü var. Bunun için hakemleri suçlamıyorum, lig kemik kemiğe oynanıyor, bu kadar faul düdüğü çalması da garip değil. Ancak garip olan, hemen her faul düdüğü sonrası birilerinin kendini yere bırakması. Ve zaman çalması... Dün de bu sebeple yine çok fazla durdu oyun. Omzunu tutan, göğsünü tutan, yüzünü tutan kendini yere bırakıyor, en az 30 saniye çalıyor. Sonra kenara gidiyor. Kenara gider gitmez iyileşip tekrar girmek için hakemi baskı altına alıyor. Bunun tek bir çaresi var: Bir talimat yayınlanacak ve kenara giden, bir sonraki düdüğe kadar oyuna giremeyecek. Böyle bir talimat değişikliğinin kendini yere kolay bırakanları caydırma ihtimali yüksek.
MORUTAN, UMUT MERAŞ VE KONYALI GUİLHERME
MoruTan yetenekli bir oyuncu. Yaşının üzerinde bir özgüveni var, gelişimi sürerse daha iyi noktalara gelmeye de aday. Ancak gerçekten daha iyi noktalara gelmek istiyorsa, “pozisyon sadakati”nin futbolun temel şartlarından biri olduğunu unutmamalı. Daha geçtiğimiz hafta karşısında oynayan Konyalı sol bek Guilherme 50-60 arası iki kez net gol pozisyonu yaratmış, Morutan olması gereken yerde görünmemişti. Zaten hemen ardından da oyundan çıkmıştı.
SOL BEK GİDİYORSA, SAĞ BEK DE GELMELİ
Dün de Larin’in 39’da attığı golde Umut Meraş ortayı yaparken Morutan’ın yine pozisyona uzak kaldığını görüyoruz. Morutan’ın olması gereken yerde dublajı yapmaya çalışan adam Cicaldau. Sol bek gidiyorsa, sağ açık onunla gelmeli. Morutan ana görevini ihmal etmemeli.
Güntekin Onay: Beşiktaş oyun farkıyla
Beşiktaş, derbide maçın başlama düdüğüyle birlikte oyuna ağırlığını koydu ve ev sahibi olduğunu Galatasaray’a hissettirdi. Topa sahip olan ve yaptığı baskıyla rakip yarı alana yerleşen siyah beyazlı takım, üstün oyununa paralel bir kale önü zenginliği yaşayamadı. Buna karşı oyunu kendi yarı sahasında kabullenen ve derin savunmayı tercih eden Galatasaray, hücuma çıkmakta çok zorlandı. Sarı kırmızılı takım ilk atağında, kaleye ilk şutunda 35’inci dakikada Cicaldau ile 1-0 öne geçti. Yenik duruma düştükten sonra baskısını yoğunlaştıran Beşiktaş, Umut’un şık ortasında Larin ile beraberlik sayısını buldu.
ORTA SAHA FAKTÖRÜ
Kabul etmek gerekir ki iki takımın orta saha oyuncuları arasında çok büyük kalite farkı var. Bu da net bir şekilde dün sahaya yansıdı. Oyunun hiçbir bölümünde Beşiktaş karşısında dengeyi bulamayan Galatasaray, tüm bu olumsuz görüntüsüne rağmen Dolmabahçe’de bir gol buldu, bir de penaltı vuruşundan yararlanamadı. Ancak sarı kırmızılıların dünkü derbideki pasif futbolu kesinlikle galibiyete yetmezdi. Fatih Terim’in takımı sadece son 7-8 dakikada Beşiktaş karşısında beraberlik için baskı oluşturabildi.
PENALTIYI KURTARAN KALECi ERSiN MAÇIN KAHRAMANIYDI
Dün en iyi Beşiktaş, sahada yoktu. Yetenekli ayaklar Ghezzal, Batshuayi ve Alex Teixeira kalitelerini sahaya yansıtamadı. İki gol atan Larin, ileri geri çalışan, bir asist yapan ve savunmada alanını çok iyi kapatan Umut’un dışında Josef ve Necip de iyi futbol oynadılar. Penaltıyı kurtaran Ersin ise maçın kahramanı oldu.
Galatasaray’da ise Diagne aldığı her topu ezerken, orta alanda Taylan da kötü günündeydi. Stoper Nelsson da yaptığı kritik müdahaleleri ile takımını ayakta tuttu. Netice itibarı ile derbide daha güçlü ve kaliteli olan kazandı. Fırat Aydınus ise 36 faulün yapıldığı maçta sert oyuna izin verirken sarı kartına çok az başvurdu.
Larin, ‘Gecenin adamı ben olmalıyım’ dercesine oynadı ve Ersin’den rolü çaldı. Tabelada ismi yazdığı için gecenin adamına onu yazacağız. İyi de bir akşam geçirdi. Beşiktaş, son 15 dakika için hakikaten çok iyi mücadele etti. Mücadeleyle kazanlına bir maç olarak anlatılabilir. 75 dakika oyunu kazanmak için her şeyi yapan Beşiktaş, son 15 dakika maçı tutmak için çok iyi mücadele etti. Necip’e Larin’e kramplar girdi. Josef, bu akşam yattığı yeri beğenir. Bütün orta sahanın yükünü inanılmaz taşıdı. Önemli bir galibiyet. Buralar geçiş için önemli. Sergen hoca, uçağın burnunu yeniden rotaya soktu.
Kanat Atkaya: Sabır meselesi
Ligde tırmanmak, önemli bir rakibini aşağıda tutup 3 puandan fazlasını kazanmak fırsatını sunan, ödülü veya cezasıyla iz bırakacak türden bir derbi. Beşiktaş umulduğu ve ilk 11’i de işaret ettiği üzere bütün hücum silahlarını kullanarak başladı oyuna. İlk 4 dakikanın ardından sıklaşan ve tehlike düzeyi artan bu baskıyı karşılamakla yetinen Galatasaray, top kendisine geçtiğinde de ritmi düşürmeye çalıştı.
Bu sezon mesela Lokomotif Moskova maçında beliren, deplasmanlarda veya hücum gücü yüksek takımlara karşı bir referans oyununa dönüşen ‘sabır taktiği’ni uyguladı Galatasaray.
Terim’in öğrencileri Beşiktaş’ın baskısını kırıp rakip sahaya sefer düzenlemeye fırsat bulduğunda, potansiyel atakları çoğunlukla yanlış pas seçimi veya uygulamalarıyla heba etti.
‘KESKiN NiŞANCI’ VURUŞU
İlk 45 dakikada doğru pas trafiğiyle yürüyen tek atağında Kerem’in pası ve Cicâldau’nun ‘keskin nişancı’ vuruşuyla öne geçti Galatasaray ancak sevinci uzun sürmedi; rakip Larin’le skoru dengeledi. İkinci yarı beraberlikle birlikte moralini yükselten Beşiktaş akınlarında daha ısrarcı, Galatasaray ise topu kullandığı nadir anlarda savruktu.
Yıpranan, hatalı oynamaya başlayan ve cebindeki sarı kartın tedirginliğiyle kırılgan hale gelen Taylan ile Morutan’ın oyundan çekildiği, Halil ve Babel ile oyunu biraz daha rakip sahada oynama isteğinin belirdiği anda geriye düştü Galatasaray. Kornerden gelen topla ikinci golünü üreten Larin, ‘hücumda sabretmenin savunmada sabretmekten faydalı olabileceğini’ de göstermiş oldu...
‘KUPON FIRSAT’ BEKLEDiLER
Diagne-Mustafa, Yeldlin-Ömer Bayram değişiklikleriyle son 15 dakikada takını yeniden formatladı Fatih Terim ve şu tesadüfe bakın ki bu değişiklik hamlesinin hemen ardından da bu kez beraberliğe giden penaltıyı yakaladı; ancak sonuç yine hayal kırıklığı oldu. Galatasaray hücum yönünü ikinci plana atmanın, topu rakibe bırakarak karşı darbe indirmek için ‘kupon fırsat’ beklemenin bedelini bu kez sabır taşını çatlatarak, önemli bir derbi kaybederek, tırmanma şansını kullanamayarak ödedi.
Murat Fevzi Tanırlı: Hakemliğin dervişlik, filozofluk, şairlik mertebesi
Hakemliğin çalkantılı günler geçirdiği şu günlerde, Fırat Aydınus yine mükemmele yakın bir maça imza attı. Derbilerin demirbaş ismi için genel yönetimindeki başarısı dışında iki penaltı pozisyonu vardı tartışılan. Beşiktaş’ın penaltı beklediği pozisyonda her ne kadar yardımcı hakem hatalı ofsayt bayrağı çekmiş olsa da, eğer çok açık ve bariz bir penaltı müdahalesi olsaydı VAR müdahale ederdi. Hakemin takdirine kalmış bir değerlendirmeydi. Halk arasında çok sevilen tabirle verse de vermese de kimsenin bir şey diyemeyeceği tarzda bir pozisyon. Ayağını genişletmesini faul olarak yorumlayanlar da olabilir, vücudunu engelleme olarak iyi kullandı diyenler de olabilir.
DERS GiBi PENALTI
G.Saray lehine çalınan penaltı, hakemlik adına ders niteliğinde bir pozisyondu. İlk etapta Vida’nın destek eliymiş gibi gözüken müdahalesinde özellikle kale arkası kameradan net görüleceği üzere kolunu ve elini genişleterek topun geçmesini engelliyor. Burada penaltı çalmaktan daha güzel olan nokta, pozisyonun tamamlanma
sını bekleme zarafeti! Tecrübe budur, futbolun ruhunu bilmek budur!
ÇOK iYi DERBi YÖNETTi
Ligin en yaşlısı, ligin yaşlı delikanlısı yine çok iyi bir derbi yönetti. Gençleştirme olmalı, hakemliğin geleceği düşünülmeli lakin tecrübe ile gençliği iyi harmanlamalı. Bunun yolu da Fırat Aydınus gibi hakemliğin dervişleriyle gençleri bir arada tutacak yöneticilik becerisinden geçiyor. Tebrikler...