Şota: Hep biz mi öleceğiz?

Şota Arveladze maç sonu yaptığı değerlendirmede, "Bunu yaşamak istemedim. Başkalarını suçlamak benim işim değil aslında. İçim rahat değil. Son 3 maç, Osmanlı maçını geçin hadi.. İyi gidişatı, iyi görüntüyü, iyi oyunu geliyor bir hakem görmüyor, istediği tarafa oyunu taşıyor, durduruyor, oynatmıyor. Hakem görmeyebilir, diyelim görmedi 23 santimi. Cüneyt Çakır da aynısını yaptı, oynatmadı bizi burada. Oyunu durdurdu. Bu hakem geldi, bir defa uyar kaleciyi, bir oyuncu uyar bir defa. 15’nci dakikada yapmaya başladılar aynısını. ‘Uyardım’ diyor. 80 metreden uyarıyor. Ofsaytı görmüyor, çizgide hakem görmüyor, orta hakem görmüyor, arkası görmüyor. Penaltıyı görmüyor. Çıksınlar gelsin anlatsınlar o zaman. 72’nci dakikaya kadar kaleye gelmeyen bir rakibimiz vardı. Tam baskıyı kurduk pozisyona girdik, 150 tane orta attık. Direkten dönen top var. Hemen buldu bizi. Nerden buluyorlar, ne istiyorlar bu şehirden bu takımdan çözemedim. Daha o kadar iyi olmadık ya korkmasınlar, ne oldu ya. Daha var ya. Hemen mi temizleyecekler yani" dedi.

’Hakem hataları sizi yıldırıyor mu?’ sorusunu Şota Arveladze şöyle yanıtladı: "Taşıyor bizi bir yere. Konsantre olalım, işimize bakalım. Burası gergin bir yer. Kolay mı? Seyirci arkamızda olsun diyoruz tersi oluyor. Ceza yiyoruz."

Şota Arveladze, takım üzerinde baskı olup olmadığıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken de şunları söyledi: "Oyuncu okuyor oyunu sonuçta. Köşede tam orta atacağız, durduruyor oyunu. Sarı kartı sonra da verebilirsin. Bir orta atsın, oyun dursun sonra ver. Onu onlar da okuyor. Gerginlik hakeme seyirciye oluyor. Sonra top kaptırıyorsun dönüyor herkes sana. Öyle bir oyun burada. Nefes alamıyoruz ki. Çok iyi baskı yapan, kontrol eden, 1-2 frikik veren bir takım vardı. Olmayan bir şey olduysa insanlar bunu da duyuyorlar. Bir adaletsizlik var. Kesinlikle bizi mi buluyor? 6 kişinin gözü görmez mi? En iyi hakem geliyor o da görmüyor? Ters çalsın ne olur. Kayseri’de görmedi mesela iki penaltı. Gör bari ne olacak. Zaten olmayan penaltıyı biz atamıyoruz. İstemiyoruz galiba, Allah büyük onu görüyor. Bedava bir şey vermez bize. Ama 150 tane orta attık, girdik gol attık. Ama maçtan önce de belliydi. Bu ismi duyduk, ‘ha tamam’ dedik. Birisini bulacak. Ya Konya’yı ya bizi. Doğal bir oyun olmuyor, Birisini mahvedecekler. Şimdi çıksın özür dilesin. Girer girmez bunu gördük. 10 senedir bu işi yapıyorsunuz. Girer girmez de erken görün ya, biz mi bırakacağız yani. Biz mi öleceğiz?."

"KiMSE BU KULÜBÜN GELECEĞiYLE OYNAYAMAZ!"
Şota Arveladze, hakem hatalarıyla ilgili olarak ise şu ifadeleri kullandı: "Bu iş hangi tarafa gidiyor. O kadar zor ki. 7’inci haftadayız. 2 hafta önce lider olacaktık. Olacağımız yere bak. Bu kadar dengesiz. Bir yere hata bulmaya çalışıyoruz. Nerede olduğunu görüyoruz. 72. dakikaya kadar gelemeyen bir rakip, iyi organize, saygı gösteriyorum. Bir hakem oyunu okuyamaz mı? Cüneyt Çakır geldi istediği yere faul verdi, istediği yerde oyunu durdurdu. İstediği yere baskıdan havasını aldırdı, çaldırdı. Bu geldi aynısını yapıyor. 5’nci dakikada başladı zaten, ‘oyunu çalıyorlar, bir uyarın, söyleyin’ dedik. ‘Uyardık’ diyor. Nerde uyardığını görmedik. Sonra sarı, kırmızı kartları dağıtıyor. 23 santimi hadi görmedin, oyunu 10 dakika çaldığını görmedin mi? Yattığını görmedin mi? Kaç defa kontraatağı kesti, bir hakem dönmez mi top kime dönüyor diye. İlk kural bu hakem top kime döndü diye bir bakacak sonra karar verecek. Hakemi bırakalım, kendi işimizi konuşalım. Trabzonspor 3’de 3 yaparken burada hocası bir sorumluluk alacak. Kim olursa olsun. Seviliyorsan daha fazla sorumluluk alacaksın. Trabzonspor öyle kulüp değil 3’de 3 mağlubiyet alsın. Bu gerçeği konuşuruz. Maçtan sonrası kolay değil. Kimse bu kulübün geleceğiyle oynayamaz."


KOCAMAN: 3 PUANLA DÖNMEK SEVİNDİRİCİ
Torku Konyaspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman ise, 2-1 galip geldikleri maçın ardından düzenlediği basın toplantısında, son 2 maçını yitirmiş ve bu maçı bir çıkış maçı gören ligin en güçlü kadrolarına sahip bir takım karşısında işlerinin kolay olmadığını bildiklerini belirterek şunları söyledi: "Böyle bir deplasmandan 3 puanla dönmek bizim için sevindirici ve ilerleyen haftalar için itici güç olacak. Özellikle uyum sorunu atlatma, futbolun doğrularını yapma adına oyuncuların iradesini yükseltecek diye tahmin ediyorum."

Maçta ortalama ilk 30 dakikada her şeyin istediği gibi gittiğini ifade eden Kocaman, "Trabzonspor’un yapabilecekleri, bizim tedbirlerimiz bizim onların zaaflarından faydalanma halimiz bu bölümde iyi gidiyordu. Bu arada çizgiden çıkan bir top vardı. Bunun haricinde her şey son derece iyi giderken aşırı top kayıpları başladı. Yüksek driplinglerden ve milli takım oyuncu seviyesinde 3-4 oyuncunun top kayıplarıyla Trabzonspor’un en büyük gücü ortaya çıktı, hızlı ataklarla kalemize geldi. Son 15 dakikalık periyotte baya hırpaladılar bizi" dedi.

Kocaman, devrede bir enerji topladıklarını anlatarak, "Bu baskının devam edeceğin tahmin ediyorduk. Direkten dönen topun hemen ardından golü bulduk. Golü bulduktan sonra yüksek bir baskı altında kaldık. Sağdan soldan şiddetli tehlikeli ortalar geldi. Böyle pozisyonda beraberliği sağladılar. İkinci golü bulmak bizi maça bağladı. Skoru garantiye alma adına çok net pozsiyonlar yakaladık son vuruşlarda bu değerlendirmeyi yapamadık. Maçı 2-1 kazanmak son derece değerli" ifadelerini kullandı.

Aykut Kocaman, Süleyman Abay’ın yönetimine ilişkin bir soru üzerine, şöyle konuştu: "Ben bu tip konularda daha fazla şunu yapmaya çalışıyorum: Ben hakemin maç içerisinde genel davranışlarına bakıyorum. Aleyhimize veya lehimize verilen penaltılar, ofsaytlar çok yanlı kararlar oldu. Bu tip durumlarda bile esas itibariyle şunu söyledim davranışları çok tarafsız değildi diye. Bugün için şunu söylüyorum: Süleyman Abay verdiği kararlar çok izleyemedim, net şeylerini bilmiyorum, yanlış bir şey söylemek istemiyorum. Penaltı kararı için soruyorsunuz herhalde. Doğru ve yanlışıyla esas itibariyle beden dili maçı tarafsız bir hakem gibi bitirmeye yönelikti. Bu arada hatalar da çok doğal olarak yaptığını düşünüyorum. Bu tip hatalar lehimize ve aleyhimize başımızın üstünde. Yeter ki hakemlerin beden dili bir takımı ezmeye, bir takımı tutmaya yönelik olmasın. Yoksa hata Rıza hocanın Deniz Çoban’a söylediği gibi hepimizin her alanda hepimizin yaptığı bir şey. Çünkü bu oyun böyle bir şey."