Güncelleme Tarihi:
Futbola St.Pauli altyapısında başlayan ve sırasıyla Hamburg, Hertha Berlin, Stuttgart gibi takımlarda Bundesliga deneyimi yaşayan Tunay Torun, başarılı performansının ardından dönemin A Milli Takım Teknik Direktörü Guus Hiddink tarafından 9 Şubat 2011’de Güney Kore ile oynanan aday kadroya davet edildi.
2013-2014 sezonunun devre arasında Stuttgart’tan Süper Lig ekibi Kasımpaşa’ya transfer olan Torun, kanatlardaki etkili oyunuyla dikkat çekti. Kasımpaşa’dan sonra Başakşehir, Bursaspor, Çaykur Rizespor, Karagümrük formaları giyen tecrübeli oyuncu, eski takımı Kasımpaşa’ya geri döndü.
Şubat 2022’den beri Kasımpaşa’da forma giyen ve bu sezon kontratı sona eren milli futbolcu, Bundesliga ve Süper Lig kariyeri başta olmak üzere birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
“AVRUPA’DA TAKIMLARDAKİ SABIR VE TAKTİKSEL UYUM BAŞARIYI GETİRİYOR”
St.Pauli altyapısında yetişip sırasıyla Hamburg, Hertha Berlin ve Stuttgart gibi Bundesliga’nın önemli ekiplerinde forma giydin. Futbola başlama hikayen başta olmak üzere Avrupa ile Türk futbolu hakkında neler söylemek istersin?
Futbola 6 yaşında doğup büyüdüğüm semt olan St.Pauli altyapısında başladım. St.Pauli’de oynayan arkadaşım vardı. Arkadaşımın babası aileme, “Tunay’ı bir takıma gönderdin. Tunay’ın yeteneği var” demişti. Babam bu sayede beni takıma göndermeyi kabul etti. Futbola bu şekilde başladım. 10 sene burada oynadıktan sonra 16 yaşında Hamburg’a transfer oldum. Yavaş yavaş bu süreçte A takıma yükseldim. Avrupa’da takım oyunu oynanıyor. Sabır ve taktiksel anlamda takımda uyum varsa başarı bu şekilde geliyor. Türkiye’de daha çok bireysel performansa önem veriliyor. Mesela Başakşehir’de oynarken Edin Visca çok iyi işler yapıyordu. Geçen sezona baktığımızda Icardi neredeyse her maç gol atıyordu. Fenerbahçe’de Arda Güler iyi şeyler yaparken, Valencia gol kralı olmuştu. Bunun gibi sanki burada hep bireysel futbol daha çok göze çarpıyor gibi.
“ARMIN VEH, OTTO REHHAGEL VE MARKUS BABBEL GİBİ ÖNEMLİ TECRÜBEYE SAHİP HOCALARLA ÇALIŞTIM”
Bundesliga şampiyonluğu yaşayan tecrübeli teknik adamlar Armin Veh ve Otto Rehhagel başta olmak üzere Alman futbolunun bir diğer önemli ismi Markus Babbel’le çalışma fırsatın oldu. Bu antrenörlerin kariyerine olan etkisiyle ilgili ne düşünüyorsun?
Hepsi önemli tecrübeye sahip büyük hocalar. Kaç sene Bundesliga’da hem oynadılar hem de antrenörlük yaptılar. Hepsinin de ayrı ayrı özellikleri var. Mesela Markus Babbel daha çok oyunu önde baskılı bir şekilde oynamamızı istiyordu. Hertha Berlin’de genç, güzel ve dinamik bir takımımız vardı. Bildiğiniz üzere Otto Rehhagel 2004 yılında Yunanistan’ı Avrupa Şampiyonu yapmıştı. 18-19 yaşında Hamburg’da oynarken çapraz bağlarım yırtıldı ve uzun süre sakattım. O sürede takıma antrenör Armin Veh gelmişti. Açıkçası hoca beni çok tanımıyordu. Sakatlıktan döndüğümde ilk iki maçıma bir alt takımla çıkmıştım. Almanya’da genelde böyle oluyor. Sakatlıktan dönen oyuncular, kendine gelsin ve tempoya alışsın diye bir iki maç alt takımda oynuyor. Alt takımla çıktığım 2 maçta 3 gol atınca Armin Veh beni ödüllendirdi ve Bundesliga maçında Stuttgart’a karşı ilk 11’de başlatmıştı. Stuttgart maçında da 2 asist yapmıştım. Armin Veh ile böyle bir güzel anım var. Çapraz bağ sakatlığından sonra benim için zor bir dönemdi. Bana güvenerek takımda oynattı ve özgüven aşıladı.
“RUUD VAN NISTELROOY, ZE ROBERTO, JEROME BOATENG GİBİ YILDIZLAR BİZE MÜTEVAZİ KALMAYI ÖĞRETTİ”
Daha önce, “Hamburg’da oynamak benim için çok önemli ve farklı bir deneyimdi” şeklinde açıklamalarda bulunmuştun. Hamburg’da birlikte oynadığın Ruud van Nistelrooy ve Ze Roberto gibi yıldız isimlerin bu deneyimine ne gibi katkıları oldu?
Bildiğiniz gibi bu isimler dünya yıldızıydı. Ze Roberto, Bayern Münih’te kupalar kazanan ve Brezilya Milli Takımı’nda Ronaldinho ile oynamış birisiydi. Ruud van Nistelrooy’da Real Madrid’den gelmişti ve o dönemin belki de en iyi golcülerinden birisiydi. O dönem çok kaliteli bir kadromuz vardı. Bu isimlerin haricinde Jérôme Boateng, Vincent Kompany, Nigel de Jong gibi dünya çapında tanınmış isimlere sahiptik. Bu isimlerden en önemli kaptığım şey galiba mütevazi kalmaktı. O dönem biz gençlere ne olursa olsun mütevazi kalmayı öğrettiler. Bu oyunculardan hiçbir zaman ego anlamında bir şey görmemiştik. Bunun yanında Ruud van Nistelrooy, maçlarda ve şut çalışmasında, “Koşuyu buraya yap. Bu açıdan şu şekilde vur” gibi bizi geliştirici ekstra bilgiler veriyordu.
“BEŞİKTAŞ İLE GÖRÜŞMELER OLDU FAKAT ABDULLAH AVCI’NIN PROJESİ BENİM ÇOK HOŞUMA GİTMİŞTİ”
Stuttgart macerasından sonra transfer olduğun Kasımpaşa’da dikkat çekici bir performansa imza atmıştın. Hakkında transfer iddialarının çıktığı dönem Beşiktaş eski yönetim kurulu üyesi Sinan Vardar’ın, “Kasımpaşa’dan Tunay Torun alındı” şeklindeki mesajı konuşulmuştu. Beşiktaş’a transferin söz konusu oldu mu?
O dönemler benim için güzel bir zamandı ve her şey çok iyi gidiyordu. Tabii ki görüşmeler oluyordu. Benim o dönem Kasımpaşa’da 3,5 yıllık sözleşmem vardı ve sözleşmemin sonuna doğru görüşmeler oluyordu. Beşiktaş ve başka kulüplerle de görüşmeler olmuştu. Daha sonra Abdullah Avcı, beni Başakşehir’e transfer etmişti. O dönem ben oynamak istiyordum. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi kulüplerde oynamanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu kulüplerde önünüze dünya yıldızları koyulduğu için ikinci planda kalıyorsunuz. O yüzden o dönem beni tanıyan Abdullah Avcı, milli takım dönemimde de hep çağırıyordu. Onunla beraber oturduk ve bana Başakşehir’deki projeyi anlattı. Benim çok hoşuma gitmişti. Bende Başakşehir’i tercih etmiştim.
“GALATASARAY TRANSFER ETMEK İSTEDİ, ABDULLAH AVCI BAŞAKŞEHİR İÇİN BANA 10 GÜN SÜRE VERDİ”
Stuttgart’ta oynadığın dönem verdiğin bir röportajda, “Açıkçası ailemin çoğu Galatasaraylı. Türkiye’de özellikle Galatasaray’ı takip ediyorum” şeklinde açıklamada bulunmuştun. Igor Tudor’un Galatasaray’ı çalıştırdığı dönem ismin sarı kırmızılı takımla anılmıştı. O dönem herhangi bir transfer teklifi geldi mi?
Bana herhangi bir teklif sunulmadı ama yetkililerin o dönem hem menajerimle hem de kulüple benim için görüştüklerini biliyorum. Görüşülüyordu ama transferin neden olmadığını bilmiyorum. Abdullah Avcı beni o zamanlar aradığında her şey çok çabuk gelişmişti. Ertesin gün Abdullah hocayla buluşup konuşmuştuk. Kadro planlaması yaptığı için bana düşünüp ailemle konuşmak için 10 gün süre vermişti. Abdullah hoca o dönem Başakşehir’de güzel bir kadro kurmuştu ve beni istediğini söylemişti. Her şey çabuk geliştiği için teklifi kabul etmiştik.
“EDİN VISCA BAŞAKŞEHİR’DEYKEN ORAYA TRANSFER OLMAK BENİM ŞANSSIZLIĞIMDI”
Başakşehir’i çalıştırdığı dönem teknik direktör Abdullah Avcı, "Tunay Torun benim Milli Takım'dan oyuncumdu. Gelmesini çok isterim” demişti. 2017-2018 sezonunda transfer olduğun Başakşehir’de toplam 11 maçta forma giyerken bu süre içinde Bursaspor’a kiralık olarak gönderilmiştin. Başakşehir’deki dönemini değerlendirir misin?
Futbolda böyle şeyler oluyor. Ne olacağını bilemiyorsun. Kasımpaşa’da yaklaşık 3,5 sene ilk 11’de oynayan bir futbolcuydum. Başakşehir, o dönem Türkiye’nin en önemli 5 takımından birisiydi. Oraya başka umutlarla gitmiştim açıkçası. Orada çok güzel bir zaman geçirdim ve tecrübe kazandım. Milli takımdan tanıdığım Emre Belözoğlu ve dünya yıldızı oyuncular vardı. Çok fazla forma şansı olmamasına rağmen güzel anılarım oldu. Edin Visca Başakşehir’deyken oraya transfer olmak benim şanssızlığımdı. Visca o dönem belki de dünyanın en skorer sağ kanat oyuncusuydu. Benim için çok zor bir durumdu. Ben Başakşehir’e, Kasımpaşa’da her maç ilk 11’de oynayan birisi olarak gelmiştim. Oynamak istiyordum ama zor olacağını biliyordum. Hiçbir zaman rekabetten kaçmamıştım. Edin Visca, gol ve asistlere devam ettiği için benim işim zorlaşmıştı. Diyecek bir şey yok yani. Adam işini çok iyi yaptı, bizde arkasında bekliyorduk. Elimize gelen fırsatları değerlendirmek istedik. Bir ara ligde 2-1 kazandığımız Göztepe maçında şans gelmişti ve asist yapmıştım. İlk senemde çok fazla forma şansı bulamadığım için bende artık futbol oynamak istiyordum. O dönemde Samet Aybaba Bursaspor’u çalıştırıyordu ve beni istiyordu. Oraya kiralık olarak gitmiştim ama maalesef kulüp içerisinde bazı sıkıntılar vardı. Ben yine de elimden geleni yapmaya çalışmıştım.
“ABDULLAH AVCI’YA GÜVEN VERİLDİĞİ ZAMAN YAPACAĞI İŞLER ORTADA”
Teknik direktör Abdullah Avcı’nın takım yönetimini nasıl yorumluyorsun? Avcı, Başakşehir’den ayrıldıktan sonra Trabzonspor’la Süper Lig şampiyonluğu yaşamıştı. Tecrübeli antrenörün bu başarısını nasıl değerlendiriyorsun?
Abdullah Avcı’nın Türk futbolunda ne kadar büyük bir hoca olduğunu zaten herkes biliyordur. Başakşehir’de ve milli takımda çalıştı. Abdullah hocaya o güven verildiği zaman yapacağı işler ortada. Başakşehir’i Süper Lig’e çıkartıp kaç sene şampiyonluğu kovaladı. Sonuna kadar bu mücadelenin içinde olmak çok büyük bir başarı. Sonunda o şampiyonluğu Trabzonspor’da yaşadı. Bunlar onun ne kadar iyi bir hoca olduğunun göstergesidir.
“OKAN BURUK, BAŞAKŞEHİR’DEKİ ŞAMPİYONLUK HİKAYESİNİ GALATASARAY’DA DEVAM ETTİRİYOR”
Başakşehir’de o dönem göreve getirilen Okan Buruk’la devre arasına kadar çalıştıktan sonra Çaykur Rizespor’a transfer olmuştun. Başakşehir’deki ikinci dönemin hakkında ne söylemek istersin? Başakşehir ve Galatasaray’da şampiyonluk yaşayan Okan Buruk’un başarısını nasıl yorumluyorsun?
Bursaspor’dan sonra Başakşehir’e döndüğümde sezon kampına Okan Buruk’la beraber gitmiştik. Okan hocayı zaten milli takım dönemimden de tanıyordum. Başakşehir o dönem beni göndermek istedi. Kampa gidip elimden geleni yapmaya çalıştım. Kendimi göstermek istiyordum. Olmadı, beni 5 ay kadro dışı bıraktılar. Devre arasında Rizespor’a transfer olmuştum. Okan hoca çok iyi bir ekibe sahip. Bana sorarsanız ekipler başarıyı getiriyor. Mesela Rizespor’da çalıştığı dönem epey bir puan toplayarak takımı küme düşmekten kurtarmıştı. Okan Buruk, Başakşehir’deki şampiyonluk hikayesini şimdi Galatasaray’da devam ettiriyor.
“VOLKAN DEMİREL’İN TAKIMDA HERKESLE İYİ BİR İLİŞKİSİ VARDI, AYRILIĞI BİZİM İÇİN SÜPRİZDİ”
Fatih Karagümrük'te gösterdiği performansla adından söz ettiren Volkan Demirel flaş bir kararla görevden alınmıştı. Beraber çalıştığınız Volkan Demirel’in bu ayrılığı senin için sürpriz oldu mu?
Volkan hocanın takım içerisinde herkesle iyi bir ilişkisi vardı. Volkan hoca puanlar topluyordu, işler iyi gidiyordu aslıda. Ondan dolayı sürpriz oldu tabii ki. Avrupa’yla Türkiye’yi bu anlamda kıyaslamak istemiyorum ama şahsi fikrimi söylemek istiyorum. Bir kulüp başkanı veya yönetici buna karar veriyorsa, antrenörüyle bir yola girmek istiyorsa sabırlı olup ona zaman tanıması lazım. Neden? Şimdi bu hoca ekibiyle beraber geliyor. Önce kulübün havasına alışması gerekiyor. İstediği transferlerin yapılıp yapılmadığına bakılması lazım. Ben Almanya’da oynarken Jürgen Klopp, Borussia Dortmund’un hocasıydı. Klopp oraya gelip hemen şampiyon olmadı. Önce bir takım oluşturdu, sonra takımda iyileşmeler oldu. 2 sene üst üste şampiyonluk yaşadı. Bu başarı neden oluyor? çünkü o antrenöre zaman ve fırsat veriliyor. Antrenör, kendi fikirlerini sahaya yansıtabiliyor. Bence Türkiye’deki en büyük sorun bu; sabır yok. Taraftar ve medya baskısından dolayı da hemen başarı isteniyor. Bir antrenörle bir yola girdiğin zaman ona 3-5 sene proje şeklinde bir şey yapmak gerekiyor. Almanya’da kötü performans sonrası antrenörler takımdan ayrılabiliyor fakat dediğim gibi orada bir antrenör takımla ilgili bir projeye başladığı zaman sonuna kadar getirmeye çalışıyorlar.
“SELÇUK İNAN’IN BELLİ BİR SÜREÇTEN GEÇMESİ GEREKİYOR AMA İLERİDE ÇOK İYİ İŞLER YAPACAĞINA İNANIYORUM”
Futbol kariyerini sonlandırdıktan sonra antrenörlüğe adım atan Selçuk İnan, ilk deneyimini Kasımpaşa’da yaşadı. Kasımpaşa’da 13 maçta takımının başında olan Selçuk İnan’la daha sonra yollar ayrıldı. Selçuk hocaya verilen şans hakkında neler söylemek istersin?
Selçuk İnan’ın kariyerine ve futbolculuğuna söylenecek bir tane laf yok. O konuda bizden büyük saygı topladı. Kasımpaşa’da çalışmak Selçuk hocanın ilk tecrübesiydi. Şimdi kendisine sorsak belki o da bazı yerlerde büyük hatalar yaptığını söyleyecektir. Bu sürecin içinden geçip öğrenmesi gerekiyor. Türkiye’de her hocanın böyle bir dönemden geçtiğine inanıyorum. Selçuk İnan, futbolu bilen ve yıllardır üst seviyede oynamış birisi olduğu için ileride çok iyi işler yapacağını düşünüyorum. Kendisinin futbolcularla ilişkisi çok iyi. Kasımpaşa onun ilk adımıydı ama olmadı. Bu şekilde başlaması kendisi için iyi bir tecrübe oldu. Selçuk hoca, ileride büyük bir yerde çalıştığında kötü bir döneme denk geldiği zaman belki sorunlarla daha iyi baş edebilecek.