Güncelleme Tarihi:
Spor Servisi - 2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri'ndeki 6. maçında Hollanda'ya 6-1 gibi tarihi bir skorla mağlup olan A Milli Futbol Takımı'nda teknik direktör Şenol Güneş'in geleceği tartışılırken, Hürriyet yazarları yaşanan krizi ve Şenol Güneş'in geleceğini masaya yatırdı.
ERTUĞRUL ÖZKÖK: MADEM DÜZ KRAMPON OLMUYOR, TOPUKLU KRAMPONLAR SAHAYA
Salı gece yarısı maç bittiğinde kafamda durmadan çınlayan soru şuydu: Kadın voleybolcularımız olimpiyatlarda ve Avrupa’da harikalar yarattı. Kadın boksörlerimiz, cimnastikçilerimiz, güreşçilerimiz müthiş sonuçlar aldı.
Aklınıza gelebilecek bütün branşlarda kadınlarımız harikalar yaratıyor.
İyi de arkadaş Hollanda’daki bu 6-1 ne?
Sizin de aklınıza aynı şeytani soru gelmiyor mu?
Bu ülkenin erkek sporcuları, kadınlarından daha mı az yetenekli?
Yoksa futbol sadece erkek sporu ve biz orada kabiliyetsiz miyiz?
O zaman da insana “İlkay Gündoğan neden Almanya Milli Takımı’nda banko oynuyor?” diye sorarlar.
ŞENOL GÜNEŞ'İ DE AŞAN VE YÜRÜMEYEN BİR ŞEYLER VAR
Şenol Güneş hocaya saygım her zaman büyüktür.
Hâlâ da öyle...
Milli takım, Avrupa Şampiyonası’na giderken en genç takımdı...
Bunu öven bir yazı yazmıştım...
Hâlâ da genç bir takımla oynamanın önemini savunuyorum.
Ama mesele Şenol hoca meselesi değil...
Onu aşan, gitmeyen, yürümeyen bir şeyler var.
Nedir o?..
Ben uzmanı değilim, o nedenle ahkâm kesmeyeceğim.
Ama başlıkta sorduğum soruyu sormaya devam edeceğim...
Türk sporu birçok branşta acayip başarılar kazanırken, futbolda niye her yıl bir alt lige düşüyoruz?
Üstelik sadece milli takım da değil...
Kulüplerin Avrupa kupalarındaki performansında da durum aynı.
FUTBOL ÜLKEMİZDE HALA 'ERKEK SPORU'
Ortada uzman diye geçinenleri de aşan bir durum var.
Benim sosyolojik görüşüm şu:
Futbol ülkemizde hâlâ büyük ölçüde ‘erkek sporu’ olarak devam ediyor...
Ve başarısızız.
Kadın futbolu bir türlü voleybol veya basketbol seviyesine gelemiyor.
Oysa karma bütün spor dallarında Türk sporcuların performansı yükseliyor.
O nedenle kadın futbolunun bir an önce gelişip yaygınlaşması için harekete geçmeliyiz...
Eminim kadınlarımız onu da başaracak.
Madem futbolda bayrağımızı göndere çekemiyoruz...
Hiç olmazsa topuklu kramponlarımız çim sahaya çıksın.
GÜNTEKİN ONAY: NE YAZIK Kİ YOLLARI AYIRMA ZAMANI GELDİ
Avrupa Şampiyonası’ndaki kötü futbol kaldığı yerden devam ediyor. Dağınık, inançsız, moralsiz ve özgüvensiz takım görüntüsü Amsterdam’da hezimete neden oldu. Avrupa’nın üst düzey liglerinde oynayan futbolculardan kurulu harika bir jenerasyon yakalamıştık. Her pozisyon için alternatifli, genç ve yetenekli bir kadro. Ne oldu da bu takım bu hale geldi?
Şenol Güneş’in kariyerine baktığımız zaman işler kötü giderken düzeltme konusunda hep sorun yaşadı. Moral ve özgüven kaybı yaşadığı zaman onu tekrar kazanamadı. Şu anda da aynı problemle yüzleşiyor. Değerli ve deneyimli bir futbol adamı ama baskıyı kaldırma ve bunu lehine çevirme karakteristiği yok. Benzer travmaları Beşiktaş, Trabzon’daki üçüncü sezonlarında yaşadı. Ne yazık ki Şenol hoca ile teşekkür edip yolların ayrılma zamanı geldi.
UĞUR MELEKE: 600 GÜNDE SADECE 4 GÜN SEVİNEBİLDİK
Uluslar Ligi’nde küme düştük. EURO 2020’ye sonuncu olarak veda ettik. Katar elemelerinde de artık ipler bizim elimizde değil. Büyük takımlara 10 dakikada beyaz bayrak çekiyor, nispeten zayıflara karşı da aşırı kaygıdan maçların sonunu getiremiyoruz. 1 Ocak 2020’den beri yaklaşık 600 gündür milli takım bizi sadece 4 gün mutlu etti; o da 24-27 Mart’taki Hollanda-Norveç süreci... Futbol saha dışında kurgulanıp, saha içinde uygulanan bir oyun. Bizim kurgucumuz yetersiz. Ve acilen yeni bir kurgucuya ihtiyacımız var.
GEÇMİŞLE YAŞAYAMIYORSUNUZ
Şenol Güneş, Türk futbol tarihinin yapıtaşlarından. Hem futbolcu olarak hem teknik adam olarak tarihi başarılara imza attı. Ancak futbol rekabetçi bir oyun. Sürekli değişiyor, gelişiyor. Geçmişle yaşayamıyorsunuz, Alex Ferguson bugün Manchester United’ı tribünden takip ediyor; Arsene Wenger evinden izliyor Arsenal maçlarını. Bizim de Şenol Güneş’e acilen teşekkür edip, bir ay sonraki Norveç karşılaşmasına yepyeni bir teknik ekiple çıkmamız gerektiğini gösteren çok sağlam gerekçelerimiz var.
KURGUDA SORUN VAR
Şenol Güneş döneminde başarı hanemizde yazılı 4 müsabaka var: İki Fransa, bir Hollanda ve bir Norveç maçı. Dördünde de yüzde 40’ın altında topa sahip olmuşuz, oyunu kendi yarı alanımızda kabul edip geçiş hücumları ya da duran toplarla sonuca gitmişiz. Sonra EURO 2020’de Roma’da İtalya, bize geçiş fırsatı vermeyince hüsrana uğradık. Aradan 3 ay geçti, Van Gaal bire bir aynı stratejiyle bizi mat etti.
Birinci dakikadan itibaren önde baskı yaptılar, tamamlayamadıkları hücumlarda hemen kalabalıklaşıp hızlıca geri kazandılar. Biz topu birinci bölgeden ikiye geçiremedik. Sebebi basit: Çünkü çalışmışlar. Çünkü video analiz yapmışlar. Futbol saha dışında kurgulanıp, saha içinde uygulanan bir oyun. Bizim saha dışı kurgumuz yok gibi. Ya da tek bir planımız var en fazla. O işlemeyince havlu atıyoruz.
İYİ OYUNCULARA SAHİBİZ AMA...
Geniş kadromuzda dört Serie A, dört Ligue 1, üç Premier Lig, iki La Liga, bir Eredivisie oyuncusu var. Futbol tarihimizde beş büyük ligin kaynaklarından bu denli faydalandığımız başka bir dönem yok. EURO 2020’ye katılan 24 takım içinde kadro değeri bakımından dokuzuncuyduk. Yani uluslararası veriler de milli takımımızın iyi bir jenerasyona sahip olduğunu doğruluyor. Ama bu harika oyuncuların hemen hiçbirinin kulüplerinde yakaladığı seviyeye milli takımda ulaşamadığını görüyoruz. Bunun da sorumlusunun teknik adam olduğu çok açık.
TEKNİK EKİP ZAYIF
Teknik kadromuz zayıf. Geliştirileceği söylendi ama hiçbir hamle yapılmadı. Şenol Güneş çok hızlı ve anlaşılmaz konuşuyor, bir planı olup olmadığını da hissedemiyoruz. Onun döneminde 25 resmi maçta akan oyunda yalnızca 24 golümüz var. 17’si duran top. Yine onun döneminde yediğimiz 16 akan oyun golünün 9’u merkezdendi. Hollanda’ya karşı da sürekli merkezden delindik. Ön çalışmamız yok. Bilimsellikten uzağız. Mesele yenilmek değil, böyle yenilmek. Hiçbir ön çalışma belirtisi, hiçbir çaba göstermeden, 10 dakikada beyaz bayrak çekmek acı olan.
Ben bu altın jenerasyonumuzu bu teknik kadronun ileriye taşıyabileceğine inanmıyorum. 24 takımlı Avrupa Şampiyonası’na katılmak bizim seviyemizde bir futbol ülkesi için zafer kabul edilemez. Avrupa’nın en değerli dokuzuncu kadrosunun 24’lü bir turnuvaya girmesi doğaldır. Olması gerekendir. Dünya çok hızlı değişiyor, gelişiyor. Tarih ivmelendi, yani hızı hızlandı. Önceleri 100 yılda yaşanan gelişimler şimdi 10 yıla sığıyor. İki yıl kendinizi yenilemezseniz çağ dışı kalıyorsunuz. Dünyanın hızı baş döndürücü. Değişime-gelişime açık, çağdaş bir teknik kadroyla yola devam etmeliyiz artık.
KADROYU GELİŞTİREMİYORUZ
Futbolda alternatifin kadar güçlüsün. Dönüp kulübeye baktığında ne kadar dişli bir rakip görürsen, performansın o derece artar. Şenol Güneş’in kafasında 11 hep aynı. Rekabete kapalı. Değişime kapalı. En azından geniş kadroya Görkem Sağlam, Nazım, Berkan, Umut Güneş, Ali Akman, Ravil, Barış Alper, Eren Elmalı gibi oyunculardan 3-4 ismi davet ederek bir rekabet ortamı oluşturmayı dahi düşünmedi. Ayrıca Ferdi Kadıoğlu’yla ilgili bir çalışmamız
olup olmadığı da meçhul.
MİLLİ TAKIMI KULÜBE ÇEVİRDİK
Karadağ maçında 23 kişilik kadro hakkımız olmasına rağmen sahaya 22 oyuncuyla çıktık. Çünkü o kadar oyuncu vardı elimizde! Şenol Güneş milli takımı kapalı devre bir kulübe çevirdi, yeni birini katmakta olağanüstü tedirgin. 26 kişilik kadroda Zeki’nin direkt bir alternatifi yok, Cebelitarık’a karşı Zeki’yi kullanıp sakatlanmasına sebep olduk. Ve yılın en kritik maçında en iyi oyuncumuzu kullanamadık. Zeki, Güneş döneminde pas arasında birinci, ikili mücadelede ikinci, rakip yarı sahada top kazanmada ikinciydi.
TAHİR KUM: ŞENOL GÜNEŞ DERHAL YA ÖZÜR DİLEMELİ YA DA İSTİFA ETMELİ
6-1, şokunu kolay kolay üzerinizden atabileceğiniz bir skor değil. Özellikle de bu yakaladığımız genç jenerasyon adına, ciddi travma etkisi yapabilecek bir durum. Neyse ki; Şenol Güneş’in sayesinde bu şoku, değil birkaç hafta, birkaç gün, hatta birkaç saat içinde atlattık, şükürler olsun! Hem de tamamen kendisinin eseri olan (!) daha büyük şokla. Bize göre skandal o sözlerle. “Beni buraya getirirken yalvardılar" demesiyle.
Hocanın nasıl ve hangi şartlarda geldiğini yakından bilenlerdenim. Kendisini arayan soranları, emsal sözleşme şartlarını inceleme detayları gibi! Her neyse... Yeri ve zamanı gelince o parantezleri de açarız.
GENEL ARZU İLE GETİRİLDİ
Evet öncesinde de söyledim, şimdi de söylüyorum. Şenol hoca sadece TFF yönetiminin veya siyasi erkanın değil, toplumun ‘genel arzusu’ ile büyük bir teveccühle bu göreve getirildi. Şimdi gelelim bize bu 6-1’lik hezimeti bile unutturan Şenol hocamızın o sözlerine. “Bana yalvardılar” ifadesine...
YALAN SÖYLEYECEK DEĞİL YA!
Bir teknik adama göreve getirirken niye yalvarılır? Teklif götürmüşünüzdür, o “Hayır” demiştir. “Hadi gel hocam” diye ısrar etmişinizdir, o yine “Hayır” demiş ve geri adım atmamıştır. Mesela araya ortak dostlar koymuşunuzdur o da işe yaramamıştır... Son çare ‘yalvarır yakarırsın’ o da pes eder ve “Evet” der.
Güneş’in ifadesine göre milli takımda göreve gelişi böyle gerçekleşmiş. İşte gizli kibir dediğiniz bu türde bir şey oluyor!
O YALVARIŞ NİYE?
İlginç... İnsanın pek inanası gelmiyor ama 70 yaşında koskoca adam yalan söyleyecek değil ya! Şenol hocaya karşı bir yalvarış yaşanmışsa, o da, olsa olsa ancak talep ettiği ücrete karşılık, “Hocam n’olur şu rakamları biraz aşağı çek” yalvarışıdır.
Kusura bakma hocam, bu laftan ortaya bu tablo çıkıyor. Ve bu yenilir yutulur unutulur bir laf da değil. Birileri göreve gelmeniz için size kendisini acındırdı öyle mi? Bunu ancak bir özür veya istifa paklar. Bizim “Şenol Güneş özür dilemeli veya istifa etmeli” düşüncemizin gerekçesi, oynanan futbol veya skor değil, tamamen o skandal sözler.
TARTIŞILAN İLK HOCA DEĞİLSİNİZ
Bir de sevgili hocamın sık sık dile getirdiği, şu aldığı paranın konuşulmasına gösterdiği tepkiyi anlamak mümkün değil. Gören de duyan da bu ülke futbolunda aldığı paranın tartışıldığı tek teknik adam Şenol Güneş sanır. Ne ilksiniz ne son olacaksınız hocam. Evet son görev yaptığınız Beşiktaş’tan yıllık 25 milyon TL garanti para alırken milli takım için yıllık 18 milyon TL karşılığı 4 yıllık sözleşmeye imza attınız. Başkaları gibi sözleşmenizin 6 nolu ‘fesih’ maddesine de cezai şart olarak ekstra bir ücret de koymadınız.
YILLIK 22 MİLYON TL'DE DEĞİLİM
Eğer bir görevden alma olursa kalan paranızı (sözleşme sonuna kadar) alma hakkına sahipsiniz. Alırsınız almazsınız, o sizin bileceğiniz iş. Sanıyorum hocanın bugün yıllık aldığı rakam 22 milyon TL. Ben burada değilim. Ama hocam o sözlerinizle birçok büyüğünüzün ve dostunuzun kalbini kırdığınızı bilesiniz. Özellikle görev için sizi arayan o büyükleri...
'ŞEYTANİ DÜZEN' NE DEMEK?
Şenol hocam, o laf sokmalarınız, gizemli sözleriniz var ya. Peki ya ona ne demeli? Görünen o ki yetersiz teknik kadronun değişimi konusundaki inadınız gibi bu da hiç değişmeyecek. Bir de ‘şeytani düzen’ diye bir tabir kullandın sevgili hocam. Peki bu ne? Yok açılımı. Aslında adres veya adresler belli. Ama bizimkiler tahmin sadece. O zaman çıkacaksınız bunu açık açık söyleyecekseniz. Veya kamuoyu tarafından ortaya konan adresler yanlışsa da bunu bugün hemen düzelteceksiniz. Yoksa yarın “Ne alaka?” demeniz gerçekçi olmaz.
Pro Sanal Bahis sadece Misli.com'da! Türkiye'de ilk ve tek, hemen üye ol...