Güncelleme Tarihi:
Süper Lig'in 13. haftasında Galatasaray'a konuk olan Fenerbahçe, son bölümünde 10 kişi mücadele ettiği derbiden 2-1 galip ayrıldı.
Nef Stadı'nda oynanan karşılaşmaya oyunu yarı sahasında kabul ederek başlayan sarı-lacivertliler, 16. dakikada Kerem Aktürkoğlu'nun golüyle 1-0 geriye düştü. Gol sonrasında toparlanan ve rakip yarı sahada daha fazla topla oynayan sarı-lacivertliler, 31. dakikada Mesut Özil'in golüyle beraberliği yakaladı ve soyunma odasına 1-1'lik eşitlikle girildi.
İkinci yarıya dengeli bir oyunla başlayan Fenerbahçe, 83. dakikada Marcel Tisserand'ın oyundan atılmasıyla 10 kişi kaldı. Rakibinin baskılı oyununa karşın 90 4. dakikada Miguel Crespo'nun golüyle öne geçen Fenerbahçe, sahadan 2-1 galip ayrıldı.
Fenerbahçe, bu sonuçla puanını 23'e çıkardı. Galatasaray ise 21 puanda kaldı.
SPOR YAZARLARI NELER DEDİ?
MEHMET ARSLAN: KOÇ GİBİ BAŞLADI KENDİ GİBİ BİTİRDİ
Oyuna 4’lü defansla başlayan Pereira 71’de 3’lüye döndü ve 3 puanı aldı. Bir anlamda Pereira için de test maçıydı. Ya kendisi olacaktı ya da başkan Ali Koç’u dinleyip farklı bir 11 ve formasyonla sahaya çıkacaktı. Pereira ikinci seçeneği tercih etti.
Hem Mesut Özil’e yer açtı hem de 4’lü savunmaya dönerek Ali Koç’un Fenerbahçe TV’de yaptığı açıklamaların paralelinde bir kadroyu sahaya sürdü.
Fenerbahçe kaliteli oyunculara sahip kaliteli bir takım. Ama bir takımda kalite yükselirken, oyuncular ile sistem arasında uyum sağlayamıyorsanız sadece kaliteli oyunculara sahip olmakla kalıyorsanız.
Fenerbahçe’nin sorunu tam da buydu. O zaman takım içinde kartlar yeniden dağıtıldı. Madem formasyonumuz, planımız kazanmaya yetmiyor, o zaman kaliteli oyuncularımızla kazanalım. 13 haftalık çalışma, sistem baştan sona değişti dün.
iLK YARIDA iNiSiYATiF FENERBAHÇE’DEYDi
İrfan Can da kadrodaydı, Mesut Özil de... Hatta Sosa da... Oyun başlamadan Fenerbahçe adına soru işaretlerim vardı: Bu kadronun, bu orta sahanın kalitesi var, teknikleri mükemmel. Ama ya mücadele gücü? Galatasaray’ın golü gelene kadar da haklıydım. Ama o golden sonra orta alanı tamamen işgal etti sarı lacivertliler. Ve kurdukları baskı ile de kalite farkını ortaya koymaya başladılar.
Her ikili mücadeleye 2-3 futbolcu ile katkı sağladılar. Bu baskı Galatasaray’ın akışkanlığını kesiverdi. Topa sahip olmaya çalıştılar ama ilk yarı boyunca insiyatifi, tamamen Fenerbahçe’ye bıraktılar.
KEREM, BU SEZONUN PIRLANTASI
Ama hakkını verelim. Sadece bu gol değil. Galatasaray’ın golü de akıl ve estetik doluydu. Kerem Aktürkoğlu’nun vuruşundan önce Feghouli’ye dikkatle bakın. Öyle bir çapraz koşu yaptı ki, rakip Kerem’in önünü açıverdi. Sonrası gol. kerem demişken ekleyeyim, o bu sezonun pırlantası. Mücadelesiyle, formuyla ve golleriyle.
TELEPATi iLE GELEN GOL
Her golün bir güzelliği var. Ama İrfan Can-Mesut Özil arasında tek pasla gelen gole şapka çıkardım. İki oyuncu arasında adeta bir telepati oluştu saniyeler içinde. İrfan Can’ın ayağından çıkan topla, Mesut Özil’in ofsayttan çıkıp, rakip sahaya girişi saniyenin onda biri kadar zaman dilimi içinde oldu. Ve sonra Mesut’un harika vuruşu.. Tek kelimeyle harikaydı. Fenerbahçe’de kalite konuşmaya başlamıştı.
OLAĞANÜSTÜ BiR TEKNiK ADAM CESARETi
71. dakikada Fenerbahçe yeniden 3’lü savunmaya döndü. Topu daha çok rakibe bırakmaya başladılar. Ama oyun akışkanlığı yine onlardaydı. Her kazandıkları topta rakip kaleye akıyorlardı. Bunu 10 kişi kaldıkları Trabzon maçında da yapabilirlerdi. Ama o zaman duygularına yenilmişlerdi. Tisserand’ın oyundan atılışı ile birlikte Fatih Terim 2. golcüyü de oyuna aldı. Ve oyunu bir “Rus ruleti”ne çevirdi. Bu hareket avuçlarım patlayana kadar alkışladığım bir teknik adam cesaretiydi. Ama bu hamle, Galatasaray’ın tüm radarlarını kapadı.
KENDi TERCiHLERi iLE KAZANDILAR-KAYBETTiLER
Fenerbahçe ile oynuyordunuz. 10 kişi bile kalsa, Fenerbahçe’ye karşı tüm savunma reflekslerini bırakmamalısınız. Terim bunu göze aldı. Bu cesareti asla eleştirmem. Hatta bir futbol sever olarak desteklerim de... Sonuç mu? Fatih Terim kendi tercihi ile kaybetti, son 19 dakikada kendisi olarak kazandı Pereira.
MAÇIN ADAMI: KiM MiN-JAE
Öyle iki önemli gol pozisyonunu önledi ki, inanılmaz.
GOL MÜYDÜ?
Diagne’nin attığı golü iptal eden Halil Umut Meler haklıydı. Diagne rakibini itti
UĞUR MELEKE: GEÇİŞ OYUNU DERBİSİ
Maçın kaderini yine topa sahip olan değil, olmayan belirledi.
Son yıllardaki düşük tempolu Galatasaray-Fenerbahçe derbilerine göre daha hareketli ve heyecanlı bir maç izledik, doğru. Ancak, dün her iki takımın da sete karşı hücumlardan sonuç alamadıklarını, maçın kaderini topa sahip olan değil olmayan tarafın belirlediğini başlığa çıkarmak gerek. Bu bir “set oyunu derbisi” değil, “geçiş oyunu derbisi” oldu tanım itibariyle.
Maça ev sahibi Galatasaray daha arzulu başladı. İlk 20 dakikadaki etkili oyun Kerem’in de golünü getirdi. Kerem’in çıkışı sürüyor, Karadağ maçından sonra Fenerbahçe önünde de şunu gösterdi ki, büyük maçların oyuncusu olmaya aday.
YAZILI OLMAYAN KURAL!
Galatasaray golü bulduktan sonra Süper Lig’in yazılı olmayan kuralı devreye girdi: “Bu ligde 1-0’ı bulan hiçbir takım 2-0’ı arayamaz. Herkes 1-0’ı korumaya çalışmalıdır.”
Galatasaray da öyle yaptı ve ilk devrenin ikinci yarısında Fenerbahçe’ye gol fırsatları tanıdı. Böylece ilk devreyi Fenerbahçe şutlarda 5-4, rakip ceza alanında topla buluşmada da 11-7 önde geçti.
VAN AANHOLT BAŞROLDEYDi
Ancak ikinci yarıda oyunun vitesinin büyük ölçüde Terim’in elinde olduğunu söylememiz gerek. Özellikle 65’teki Diagne/Halil değişikliği sonrası ön tarafta daha çok top tutabilen bir görüntüye büründü sarı kırmızılılar.
Ayrıca Taylan/Morutan hamlesi kağıt üzerinde vites küçültme olarak algılanabilir ama sahaya etkisi bambaşka oldu bu değişikliğin: Orta sahada Taylan-Berkan güvenliği Van Aanholt’u daha da özgürleştirdi. Biri iptal edilen gol olmak üzere 4 pozisyonun üretiminde baş roldeydi Hollandalı.
Ancak bu “geçiş oyunu derbisi”nin kaderini yine topa sahip olan değil olmayan belirledi son bölümde. Galatasaray’ın iyi oynadığı ve galibiyet golünü aradığı son bölümde Berke ve Kim’in hayati müdahaleleri var maçı dengede tutan. Galatasaray yüzde 58 topla oynadı, şutlarda 14-10, kornerlerde 4-1 üstünlük kurdu ama topu bir türlü çerçeveden içeri dürtemedikleri için iyi oyunun karşılığını alamadan ayrıldı stattan sarı kırmızılılar.
GÜNTEKİN ONAY: KORE'DEN GELEN KAHRAMAN
Kim Min-Jae ikinci yarıda iki golü engelleyerek Fenerbahçe’yi kurtardı.
Derbiye Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira, 4’lü savunma ve Sosa-Mesut ve irfan Can gibi teknik kalitesi yüksek oyuncularla başladı. Portekizli teknik adamın bu tercihi 52 bin seyircisinin yoğun desteğiyle Galatasaray’ın yapacağı yoğun baskıyı kırma amaçlıydı. Bir geçiş hücumundan kalesinde golü görse de Fenerbahçe, sakin kalarak irfan Can’ın mükemmel pası ve Mesut’un klasıyla beraberlik golünü buldu. Sosa da baskıyı kıracak pas tercihleriyle oyunu akılcı bir şekilde yönlendirdi.
BERiSHA AĞIR KALDI
Fenerbahçe’de dün tek eksik iyi niyetine rağmen Berisha’nın ağır kalması ve Galatasaray stoperlerinin arasında kaybolmasıydı. Mücadele gücü yüksek tempolu derbide dengeleri değiştiren Vitor Pereira’nın hamleleri oldu.
Fatih Terim, sahada kayıpları oynayan Morutan ve Halil’i çıkartıp Taylan ve Diagne hamleleriyle kazanmayı düşünürken; Pereira nedense anahtar görevini üstlenen irfan Can ve Sosa’yı çıkartıp, Crespo ve Samuel değişiklikleriyle 3’lü savunmaya geçerek daha korumacı bir anlayışa döndü.
DEĞiŞiKLiKLER KÖTÜ ETKiLEDi
Bu değişikliklerin ardından orta alanda topu tutamayan Fenerbahçe, kontrolü tamamen Galatasaray’a kaptırdı. İkinci yarıda Kim Min-Jae’nin 2 golü engelleyen çok kritik hamleleri var. Kerem’in ve Cicaldau’nun kaçırdığı fırsatları da hesaba katarsak galibiyete yakın olan taraf Galatasaray görünüyordu.
Diagne’nin faul gerekçesiyle VAR’a takılan gol sevinci ve üstüste ataklar sarı kırmızıların oyun ve pozisyon üstünlüğünün belgesiydi.
CRESPO SIRADIŞI BiR GOL ATTI
Tisserand’ın kırmızı kartından sonra da iyice tek taraflı bir son bölüm oldu. Herkes Galatasaray, 10 kişi rakibi karşısında “1 gol bulup kazanır mı?” diye düşünürken Crespo’nun sağ çarprazdan attığı sıradışı gol Fenerbahçe’ye unutulmaz bir 3 puanı getirdi.
Futbol böyle bir oyun. Maçı izleyen birçok Fenerbahçeli 10 kişiyle 1 puanla buradan çıkar mıyız? diye bitiş düdüğünü beklerken derbiden galibiyetle ayrılan Fenerbahçe oldu.
Heyecan katsayısı yüksek zaman zaman da doğal olarak gergin bir derbi izledik. Ancak Galatasaray’ın yüksek enerjisi ve kazanma arzusuna rağmen orta alandaki oyuncu kalitesi ve klası bu tip maçları kazanmaya yetmiyor. Bana göre maçın adamı ise 1-1 iken yaptığı mucizevi hamleleriyle Kim Min-Jae oldu. Koreli savunmacı derbide hem takımını hem de hocasını kurtardı.