Güncelleme Tarihi:
UEFA Avrupa Ligi D Grubu ikinci haftasında Fenerbahçe, konuk ettiği Yunanistan temsilcisi Olympiakos'a 3-0 kaybetti.
Ülker Stadı'nda oynanan karşılaşmaya baskılı başlayan Fenerbahçe, 6. dakikada misafir takımın hızlı atağında Soares'in golüyle 1-0 yenik duruma düştü. Golden sonra toplanan ve üst üste pozisyonlar yakalayan sarı-lacivertliler, skoru değiştiremedi ve soyunma odasına misafir takımın 1-0 üstünlüğüyle gidildi.
İkinci yarıya etkili başlayan sarı-lacivertlilerin 56. dakikada Dimitris Pelkas ile çektiği bir şut direkten döndü. Müsabakanın 63. dakikasında Masouras'ın ikinci golüyle şok yaşayan Fenerbahçe, aynı ismin 68. dakikasındaki golüne de engel olamadı ve sahadan 3-0 mağlubiyetle ayrıldı.
Sarı-lacivertliler bu sonuçla grubunda 1 puanda kalırken, Olympiakos puanını 6'ya çıkardı.
SPOR YAZARLARI NE DEDİ?
UĞUR MELEKE: Üçlüye âşık olmak en az üçlüyü eleştirmek kadar ilkel
Pereira bazen bir ön liberodan feragat edip 3-3-3-1’e dönebilmeli ya da stoperden vazgeçebilmeli.
Kadıköy’de 70’inci dakikaydı. Olympiakos skoru 3-0’a getirmiş ve Fenerbahçe’nin kalan 20 dakikada bir mucizeye ihtiyacı vardı. Işıklı tabela yandı, Pereira ilk değişiklik haklarını Zajc ve Berisha’dan yana kullandı. Ve Kadıköy’de takımı 3-0 mağlupken bile formasyonunu değiştirmeyi düşünmedi. Merkez orta saha Gustavo’nun yerine Zajc’ı, sağ açık Rossi’nin yerine Berisha’yı koyup devam etti oyuna. Fenerbahçe’nin başındaki 7 lig ve 4 Avrupa maçının tümünde olduğu gibi, tek bir dakika bile düşünmedi ufak bir risk almayı.
DAR PENCEREDEN BAKIYOR
Fenerbahçe yeni bir takım. Pereira henüz birkaç aydır bu takımın başında. Takımını 3-4-2-1 oynatmak istiyor, buna ben saygı duyuyorum. Pereira’nın salt üçlü savunma tercihi üzerinden eleştirilmesini de doğru bulmuyorum. Futbolda formasyon önemli bir faktör. Ama her şey değil. Maçları sistemler değil, futbolcular kazanıyor.
Ancak Pereira şunu da unutmamalı: Kendisinin üçlü savunma tercihi üzerinden eleştirilmesi ne kadar ilkelse, üçlü savunmaya aşıkmışçasına tek bir dakika bile formasyonunu değiştirmemeyi düşünmemesi o kadar ilkel! Avrupa’da kendi seviyenizde bir takıma karşı 2-0 geriye düşmüşseniz ve hâlâ formasyonunuzdan 25 dakika dahi taviz veremiyorsanız, bir stoper ya da bir merkez orta sahadan feragat edip yerine forvet sokamıyorsanız, siz de en az sizi formasyonunuz üzerinden eleştirenler kadar dar bir pencereden bakıyorsunuz oyuna.
DÜNÜN HATAY’I F.BAHÇE
Dünün taktiksel analizi ise son derece basit: Dünkü maçın Hatayspor’u Fenerbahçe’ydi... Hafta sonu yüzde 34 topa sahip olup geçiş hücumlarıyla kazanan Fenerbahçe’ydi. Fenerbahçe’nin bu taktiğinin ana planı olamayacağını, Süper Lig’de 20 takımın en az 10’unun kapalı set savunması yaptığını ve Hatayspor gibi oynamadığını anlatmaya çalışmıştım dilim döndüğünce. Zaten Olympiakos da bire bir bu dersi verdi Pereira’ya.
BU MAÇ MİLAT OLMALI
Bence bu maç Vitor Pereira için bir milat olmalı. Bazı maçlarda ya da müsabakaların bazı bölümlerinde bir ön liberodan feragat edip 3-3-3-1’e dönebilmeli. Ya da bazen bir yarım saatliğine bir stoperinden vazgeçebilmeli.
GÜNTEKİN ONAY: Fenerbahçe’nin zaaflarına cezayı kestiler
Gustavo ve Mert Hakan çok geniş bir alanı kontrol etmek zorunda kalıyor.
Fenerbahçe bu sezon yenik duruma düştüğü ikinci maçı da kaybetti. Başakşehir’den sonra Olympiakos maçı da gol atmadan mağlubiyetle sonuçlandı. Bu durum tesadüf değil. Fenerbahçe, yüksek efor ve tempo gerektiren; iki ceza alanı arasında topun çok fazla gidip geldiği bir futbol oynuyor. Bu sistemde kenarlarda oynayan Ferdi ve Samuel’e taşıyamayacakları kadar büyük yük biniyor. Ayrıca orta alanın merkezinde oynayan Mert hakan ve Luiz Gustavo’nun da çok geniş bir alanı kontrol etmeleri mümkün değil.
GUSTAVO YALNIZ KALIYOR
Mert hakan çok gayretli ve çalışkan. Rakip ceza sahasına hücuma destek için de sık sık gidiyor ancak kaybedilen toplarda da bu kez Luiz Gustavo yalnız kalıyor. Bu ikilinin kötü görünmelerinin nedeni çok geniş bir alanı kontrol etmek zorunda kalmalarından kaynaklanıyor. Süper Lig’de bu tip zaaflara ceza kesebilecek kalitede takım ve oyuncu az. Ancak Olympiakos’ta Tiquinho ve Camara, kalite ve hızlarıyla Fenerbahçe’yi hemen her atakta zor durumlara düşürdü.
Fenerbahçe’nin bir diğer problemi de orta alanda bağlantıyı sağlayacak, pas kalitesi yüksek, öne doğru oynayan, sırtı dönük top alıp dönecek ve gerekirse dribbling yapacak bir oyuncudan yoksun olması. Bu rolü üstlenecek Sosa veya Mesut oynamadığı sürece Fenerbahçe, savunma organizasyonu iyi olan ve ayağa pasla çıkan her takıma zorluk yaşar.
SZALAi’NiN EN KÖTÜ MAÇI
Dün gece Szalai, transfer olduğundan beri en kötü maçını çıkarttı. rossi’nin varlığı hissedilmedi. Enner Valencia, Olympiakos savunmasını zorlamaya çalıştı ancak o da tek başına kaldı ve etkili olamadı. Altay, kurtarışlarıyla takımını ayakta tutmaya çalışsa da O da bir yere kadar direnebildi. Pereira’nın Olympiakos’u iyi tanıdığını düşünmüştük ancak kaptan Bouchalakis’ e hiç tedbir almadı ve kaptan takımını orta alanda hiç rahatsız edilmeden bir maestro gibi yönetti. Enseyi karartmaya gerek yok. Fenerbahçe, Antwerp maçlarından en az bir 4 puan çıkartıp grupta iddiasını sürdürecektir.