Güncelleme Tarihi:
Böyle maçlarda futbolcunun üzerindeki baskıyı iyi bilen biri olarak, mücadelede zorlanacaklarını tahmin ettim.
Fenerbahçe’nin kaybedeceği puan veya puanlarda, şampiyonluk ümidi bitecekti.
Başakşehir ise, tarihinin en iyi sezonunu yaşamak ve Avrupa Ligi’ne katılmak için galibiyet adına sahaya çıkacaktı.
Başakşehir’in ligin başından beri nasıl bir sistemle oynadığını, neler yapabildiğini, onlara gol atmanın zor olduğunu herkes biliyordu.
Ancak dün, hücumda her an tehlike yaratan bir takım olabildiklerini tüm futbolseverler gördü.
FAZLASINI YAPMALIYDI
Fenerbahçe’nin son 4-5 haftadaki maçlarına bakınca, Başakşehir karşısında galip gelmesi için daha fazlasını yapması gerektiği de bir gerçekti.
Beklentimiz Fenerbahçe’nin daha baskılı ve etkili olabileceğiydi.
Fakat ilk yarıya bakınca Fenerbahçe takımının bu düşünceden uzak olduğunu, Başakşehir’in daha önceki maçlardaki görüntüsünü koruduğunu gördük.
Fenerbahçeli futbolcular birbirinden kopuk oynadığı zamanlarda, etkili çıkışları ile bilinen Başakşehir defans arkasına atılan toplarla gol pozisyonları buldu.
Son vuruşlarda sıkıntı yaşayıp öne geçemediler.
ÜMİTLER ZORA GİRDİ
Fenerbahçe, merkezi kalabalık tutan Başakşehir’in oyun anlayışı içerisinde hızlı ve etkili oynamayı bir türlü beceremedi.
İlk ciddi ataklarında Kuyt ile gol pozisyon yakaladılar.
Fakat Kuyt’ın vuruşu Volkan Babacan’da kaldı. Sonrasında sadece Emre’nin frikiği vardı.
O pozisyonda da Volkan Babacan’dan güzel bir kurtarış izledik.
Eğer Başakşehir takımına karşı öne geçmezseniz, her zaman sorun yaşarsanız.
Hele ki kazanmak zorunda iseniz, aynı zamanda geriye düşmemeniz gerekir.
İkinci yarıda Başakşehir yine kanatlardan geldiği bir pozisyonda Mehmet Batdal’la golü buldu.
Fenerbahçe için asıl tehlike bu andan itibaren başladı.
Daha 10 dakika geçmeden yedikleri 2. gol de, Fenerbahçe’nin şampiyonluk ümitlerini tamamen zora soktu.
ÇÖZÜM BULAMADILAR
Fenerbahçe’nin son 15 dakikada ortaya koyduğu oyun, belki Başakşehir’in 2-0 öne geçmesinden, belki de kendilerinin 2-0 geriye düşmesinden dolayı çok etkiliydi.
Bunu 90 dakikaya yaysalardı, Fenerbahçe lehine farklı bir sonuç çıkabilirdi.
10 kişi kalmalarına rağmen beraberliği yakalamaları kendilerine bir umut yolu açsa da, maçın son düzlüğüne kadar bunu gerçekleştiremediler.
Rakiplerinin nasıl oynadığını bildikleri hâlde sahada buna çözüm bulamayışları, en büyük zaafları oldu.
Kanat akınlarını istedikleri gibi kullanamadılar.
Başakşehir’in kalabalık savunma anlayışını hareketli oyunla, çabuk düşünerek ve hızlı paslarla açması gerekirken bunları da yapamadılar.
Hakemin verdiği kırmızı kartlar bakıldığında Mehmet Topuz’un gördüğü hariç, diğerleri doğruydu...
Mehmet Topuz’da da bir teşebbüs vardı ama tam anlamıyla rakibe yapılan bir hareket yoktu.
Fenerbahçe şimdiden önümüzdeki yılın planlarını yapmak zorunda.
En azından Şampiyonlar Ligi için yeterli bir kadro kurmaları gerekir.