Güncelleme Tarihi:
Lazım da lazım!
Sokaklar milenyum hazırlıklarını tamamladı. Alışveriş merkezleri ve merkezlere sığmayıp sokaklara bakan tüm dükkanlar ışıklandırıldı; geceye özel kıyafetler vitrinlere sıralandı; sadece kalabalığın izdiham etmesi bekleniyor...
Ama kalabalık hala günlük alışverişlerin ve keyfin peşinde. Veya... Bin yılın son günlerini daha akılda kalır bırakmak için herşeyin peşinde:
Kitabım
Murathan Mungan'ın son kitabı çıkmış. Zaten derlemeler birkaç gün sonra malum, geçen yüzyıla ait sayılacak; o yüzden almak lazım! Anatomist ve Isabelle Allende'in ‘‘Afrodizyakları'' ise mutlaka okunması gereken diğerleri...
Musiki cenneti
Müzik olayı derseniz, bolluk çok yerinde. Teşvikiye'deki Resürans Pasajı'nda Touchdown'ın komşu dükkanına bir ‘‘uğramışlık'' en lazım halinde. Sezen Aksu şarkılarının önce ‘‘Yunan müziğinden'' esinlenmiş olanlarının Fransız versiyonlarından tutun da, eski Fransız ve İtalyan film müziklerine kadar ne ararsanız orada bulmak mümkün. Alışveriş yapıldı veya yapılmadı bir önemi yok: Mekanının trendi ve işlevli olma özelliği bilgi hanesine atılmalı!
Ortaç olmadan olmaz
Tabii ki bu yılın anlam ve önemi için bir Serdar Ortaç CD'si alınmalı. ‘‘Asrın Hatası'' dışında kalanlar yeni bin yıl klip furyası başlamadan keşfedilmeli!
Numarası çift
Çift numaralı telefonlar piyasaya sunulmuş; bu sebepten mutlaka edinmek gerekir... Lazım olur mu, olmaz mı diye düşünmek, hiç olmaz.
Sahne kültürü
Hülya Avşar tiyatro sahnesinde ilk onbeş dakikadan sonra damardan kadınlık hikayeleriyle mest ediyormuş; Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan ve Beyaz'dan kurulu ‘‘geçici stand-up topluluğu'' ise Mydonoze'da her gece 6000 kişiyi gerçek anlamda güldürüyormuş. (İzleyememiş olmak suç değil, ama izlenimleri edinmemek büyük suç!)
Sıkıntı ve dövüş
‘‘Mayıs Sıkıntısı''nı Türk filmi furyasında ‘‘sıkıntıyı'' azmeddirerek görmek gerekiyor. ‘‘Dövüş Kulübü''nü reddetmek, hele hele ‘‘şiddete dayanamam'' klişelerine sığınarak görmemiş olmak çok ayıp olduğu içinde... Yüzyılın son kült filmi mutlaka izlenmiş olup, uygun cafe, bar ve restoranlarda üzerine sohbetler edilmek için hazır olmak mecburi!
Lezzetin bini
Yeni bir yıla girmeden önce ben lezzetçiyim, üstelik hazcı denmesini tercih ediyorum'a ulaşabilmek için mutlaka uluslararası mutfağın her çeşidini tadmak gerekiyor: Nişantaşı'ndaki Chinesse Unlimited ‘‘uygun Çin mutfağı'' olurken, Swissotel'de Japon restoranına bir uğramak; Galatasaray'da yeni açılan Meksika restoranında latin müzikler eşliğinde tıka basa doymak, Bistro nedir, ne değildir ruhunu çözmek için Teşvikiye Camii'sinin yanındaki Teşvikiye Bistro'ya gitmek lazım.
Kalori sorunu
Tabii ki diğer yandan ‘‘Türküm ve balık severim'' ruhu için Kireçburnu'ndaki Set’te biberli karides yemeyi, sonra da Cihangir'de ‘‘Doğa Balık''da pavurmaları ‘‘lüpletmeyi'' unutmamak lazım olunur. Ya diğer tadlar? Diğerleri yeni keşif adına yeni bin yıla kalabilir. Malum bir de kalori problemleri var...
Tabii ki hala bir health kulübe üye olmamış olmak çok ayıp. Güne Planet Health'de sabah vakti (09.00 geçen yanar!) koşu bandında başlamak, Hilton'nun aletli bölümüne akşamüstü vaktinde uğramak, ama en çok The Marmara Gym'i keşfedip, Taksim meydanına tepeden bakarak spor yapmak vs vs... Bunlardan biri durumu kurtarır; olmadı Swissotel'in kapalı havuzunda yüzmeye gitmek gerekir. Stresli olmaktan çok ondan nasıl kurtulduğunu anlatabilmek lazım olduğuna göre.
Sonuç
Sonrasında milenyum gecesine doğru geri sayıma başlanabilir. Şampanya, konfeti ve havai fişek gösteri şehrinde gece özel program yapan her yerde zaten... Devamında ‘lazım’ artık yok...