A.A.
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2010 10:40
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Zergeroğlu, “Soğuk havada dışarıda egzersiz yaparken ısınma süresi uzun tutulmalı, egzersizin toplam süresi 45 dakikayı geçmemeli” dedi.
Genç-yaşlı birçok kişi, soğuyan havalara karşın evlerinin yakınlarındaki parkurlarda yürüyüp koşuyor, mahalle aralarına yerleştirilmiş
spor aletlerinde egzersiz yapmayı sürdürüyor. Prof. Dr. Zergeroğlu, AA muhabirinin, soğuk havada hastalanmadan spor yapmak için alınabilecek önlemlerle ilgili sorularını yanıtladı.
Sıfır ila 15 derece arasındaki soğuk havada spor yapan sağlıklı kişilerin, ısınma egzersizlerinin süresini daha uzun tutması gerektiğini belirten Prof. Dr. Zergeroğlu, “Uygun giysiler ve iyi ısınmayla soğuk havalarda da spor yapılabilir. Ancak hava kirliliğini de göz önünde bulundurmak gerek. Ankara'da soğuk havalarla birlikte hava kirliliği de artıyor. İkisi birleştiğinde kişi, sağlık problemleri yaşayacaktır” dedi.
Zergeroğlu, gebelik durumu yoksa kadın ve erkeklerin soğuğa dayanıklılığında bir fark olmadığını ifade ederken, “Ancak yaş, önemli bir faktör. Özellikle yaşlılar ve çocukların soğuğa dayanıklılığı azdır, adaptasyonu biraz daha yavaştır” diye konuştu.
Soğuk havada egzersiz yapacak kişilere kat kat giyinmesini öneren Prof. Dr. Ali Murat Zergeroğlu, “Pamuklu veya yün giysiler, terle birlikte ıslanacak ve vücut ıslak kalacaktır. O nedenle bu tür giysileri tercih etmemek gerek. Poliüretandan yapılmış, termal kıyafetler tercih edilmeli. En üste, hava alıp verebilen kaliteli rüzgarlıklar giyilmeli. Rüzgar faktörü de varsa, kişinin etkilenmesi daha fazla olacaktır. El, ayak, burun ve kulaklar gibi uçlardaki organlarımız, soğuktan daha çok etkilenir. El ve kulakları da eldiven ve bereyle korumalı” ifadelerini kullandı.
SICAK DEĞİL, ILIK DUŞ
Prof. Dr. Ali Murat Zergeroğlu, soğukta spor yapan kişilerin eve döndüklerinde ılık duş yapması gerektiğine dikkati çekerek, “Soğuğa maruz kalan kişinin birden bire değil, yavaş yavaş ısıtılması önerilir. Giysiler ıslakla hemen çıkartılıp yerine kuru giysiler giyilmeli, sıcak duştan kaçınılmalı. Sıcak bir şeyler içmek ise vücut ısısını yükseltmeye yardımcı olur” dedi.
Astım veya kalp gibi kronik hastalığı olan kişiler için ise Zergeroğlu, “Soğuk havalarda hastalıkların şiddeti artabilir. Ortada bir zorunluluk yoksa, sıfır derecenin altındaki havalarda, kapalı ortamda egzersiz yapmalarında fayda var” değerlendirmesini yaptı.
KİŞİ DONDUĞUNU FARK ETMEZ
Soğuk havalarda egzersiz yaparken ortaya çıkabilecek en önemli sorunun, hipotermi (vücut ısısının düşmesi ve donma) olduğunu dile getiren Prof. Dr. Zergeroğlu, soğuk havada nem de varsa donma riskinin arttığını söyledi. Koşu gibi giderek artan şiddette egzersiz yapan birinin, hipoterminin farkına varmayacağını belirten Ali Murat Zergeroğlu, “Çok soğuk havalarda, tecrübeli kişilerin bile hipotermiyle karşılaştığını biliyoruz. İnsan vücudunun sıcaklığı 35 derecenin altına düşerse, hipotermi ortaya çıkıyor. Bu durum, özellikle 0 derecede ve altında ortaya çıkıyor. Ülkemizde de birçok yerde kış aylarında hava sıcaklığı 0 derecenin altında oluyor” dedi.
Hipoterminin birkaç derecesi olduğunu ifade eden Zergeroğlu, “Birinci derecede özellikle uç organlarda ağrı, his kaybı ve uyuşukluk başlıyor. Eğer soğuğa maruz kalma devam ederse ikinci derece hipotermi başlıyor. Burada, özellikle parmak uçlarında su toplanması oluyor. Soğuk ısırmasının daha fazla olduğu 3. ve 4. derece hipotermide ise kişinin dolaşım ve sinir sistemi çok fazla etkilendiği için uçlardan başlayan siyahlaşma, kangrene kadar gidebiliyor. Bu belirtiler, soğuk havalarda çok uzun süre egzersiz yapan profesyonel sporcularda daha çok görülüyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Zergeroğlu, “Özellikle kişide şeker hastalığı varsa ve bu hastalığın sinir sistemini etkileyen komplikasyonları çıkmışsa, o kişi soğuğa maruz kaldığının veya donduğunun farkına varmayabilir” ifadelerini kullandı.