Skibbe-ül Düldül

Güncelleme Tarihi:

Skibbe-ül Düldül
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2009 09:08

Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı aynı potaya koyup, tek bir köşede, tek bir kalemde, tek bir yazıda yerin dibine sokabileceğimiz gün bugündür.

Haberin Devamı

Ve Lig tarihinde ilk kez 5 yiyen Galatasaray’da Skibbe kovuldu. Bu son hareketle 3 büyük kulübün birbirinden hiç bir farkının kalmadığı artık ortada. İptidai yönetimler, cahil transferler, saçma sapan demeçler, çingenelikler vs..vs..

Emrah Öner yazıyor

Skibbe’ye dönelim; Skibbe’nin tazminatını gösteren bir fatura var mı bilmiyorum, fakat Adnancıların egolarını gösteren bir sayaç var. Oradan faturalandırabiliriz.

Feldkamp, Hollmann, Saftig, Souness, Gerets, tekrar Feldkamp, Cevat Güler, Michael Skibbe, şimdi de Bülent Korkmaz ve tekrar Feldkamp.
2 Adnancının, beraber çalıştığı bilmem kaç dönemde, bilmem kaç teknik direktörü içeren liste.
“Garibim Bülent” albümü ile Top 10’a en sondan yapılan giriş ve 1.5 senelik sözleşme, zaten yeni bir teknik direktörün yolda olduğunu da gösteriyor.

Haberin Devamı

Peki neden Adnancılar, Azizciler, Demirörenciler devamlı orda, fakat teknik direktörler geliyor gidiyor?
Bunun için kökümüz olan Padişah ve Vezir-i Azam mantığını birazcık bilmek yeterlidir.

Mesela Osmanlı Futbol Tarihi der ki;
İstanbulspor’un fethinde çok başarılı olan Sultan 2.Adnan, bir Fenerbahçe cenkinden sonra Selçuk-500 akçe, Mehmet-300 akçe, Fuat-100 akçe, Aykut-Sıfır akçe ibarelerini gösteren bir Prim-i Teşvik Belgesi ile yakalanıp yine Sultan 1.Adnan tarafından iğdiş edilmekten kurtulmuş,
Sultan 1.Adnan ile Galata Saray’a her gelişinde yeni bir Yeniçeri Ağası getirtmiş, ama bütün cenkleri kendileri yönetmiş, her Yeniçeri’nin devşirilmesinde bizzat başrol oynamış, eğer saltanatları ile ezemeyeceği bir Ağa ise, devrin sonunda adamları sürdürmüş, eğer ezebileceği bir adam ise, direk kellesini uçurtmuşlardır.

Bu artık bütün devletlerde aynıdır, fakat bazı farklılıklar yok değildir.
Mesela Taş-ül Beşik ve Bahçe-ül Fener’de , Vezir-i Azam bile yoktur. Padişah, Yeniçeri soyunma odasına girer, küfrünü eder, kelleyi alır gider.
Orda Vezir-i Azam ile kaybedilecek vakit de yoktur.

Bu devletler cenklerde yenilirler, hatta denir ki, bu Anadolu Beylikleri ne zaman gelecek, şu 3 büyük devlete şamarını indirecek?
Bir kere 93 Harbinde Kocaeli Dereboyu, Galata Saray’ı kuşatır, cenk 5-4 biter, lakin Galata Saray yendiği için çok müthiş bir cenk olarak anılır,
Bunlar tekrar gelirler, kılıçtan 5-2 geçirirler,
Sonra denir ki Galata Saray bu cenkte kötüydü, Ağası yetersizdi, o yüzden Anadolu’nun en kötü beyliğine yenildi.
Ama bilmeyiz ki, aynı gün İspanya’nın en kötü ordusu Espanyol, gider Barcelona Eyaleti’ni kendi topraklarında darmaduman eder.
Böyle bir zaferde deriz ki, gavur adam işte, ne savaşıyorlar, ne cesurlar. Topları var, tüfekleri var.

Haberin Devamı

Aslında burada Yeniçeri Ağalarının hiç bir suçu yoktur, olsa olsa onları seçip getiren ve devleti duraklama ve gerileme dönemine sokan tahtların acizliği olabilir.
Belki Ağaların sadece karakter eksikliği ve biraz da şanssızlığı vardır.
Çünkü son cenkte Çek Çarı Baros o penaltıyı atsa, İspanya Dükü Aragones Sivas ve Trabzon kafaya oynamıyorken gelse, Kapıkulu Komutanı Ertuğrul Paşa Metalist ayaklanmasına denk gelmese şu an hepsinin görevlerini sürdürme veya başarılı olabilme ihtimali bulunabilir.

Tarih dersi bu kadar. Şimdi sıra bedende.

Bu hafta, Trabzon, Fenerbahçe, Ankara, Galatasaray ve Kayseri maçlarında sonucu direkt etkileyecek pozisyon veya pozisyonlar yoktu. Sadece Gaziantep – Beşiktaş maçında belki Antep lehine bir penaltı verilebilirdi. (Sivok’un Beto’u çekmesi) Fakat skoru etkileyecek bir durum yoktu. Burda en önemli pozisyon, Sivas – Eskişehir maçında, Faruk’un eline çarpan ve Eskişehir lehine verilmeyen penaltı var. Çünkü durum 1-1 olacak.

Haberin Devamı

O halde Hakemcell Süper Lig Puan durumumuzu hesaplayalım;

1. Beşiktaş 40
2. Sivas 39
3. Trabzon 38
4. Ankara 38
5. Kayseri 34
6. Fenerbahçe 34
7. Galatasaray 33

Ben size son birşey daha söyleyeyim.
Sivas – Eskişehir maçının yan hakemi Orkun Aktaş benim çok yakın arkadaşım. Kendisi Makina Mühendisi. Benim dürüst, sessiz, terbiyeli, akıllı, toptan anlayan ender arkadaşlarımdan biridir. Eğer o da 10 metre ötesindeki pozisyonu göremiyorsa, kabul ediyorum; bu hakemlik hakkaten manyak bir şey. Yapacak bir şey yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!