Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2006 00:00
Ne dramatik bir yıl değil mi İtalyan futbolu için? Kendi spor basınının eleştiri oklarıyla sahaya çıkan İtalya Milli Takımı oyuncuları Dünya Kupası’nda şampiyonluğa ulaştı. 24 yıl sonra gelen bu beklenmedik dünya şampiyonluğundan sonra tüm İtalya sokaklara döküldü. Ancak, bu coşku 40 gün 40 gece değil sadece birkaç gece sürebildi.
Çünkü gözler, birkaç aydır devam eden hakem skandalı davasına çevrildi hemen. İtalyan Futbol Federasyonu FIGC bünyesindeki mahkeme, Juventus, Milan, Lazio ve Fiorentina gibi popüler ve köklü kulüplere ağır cezalar vermekten çekinmedi. İtalyan futbolundaki sorunlar bu kadar da değil. Şiddete açık güvensiz stadyumlar, düşen seyirci ortalaması, borç içindeki kulüpler kara bir tablo koyuyor ortaya. Dünya şampiyonluğu başarısını kullanarak yeni bir ivme kazanmak isteyen İtalya futbolunun bu çelişkili tablosunu, Londra University College’de Modern İtalya Tarihi okutmanı John Foot (38) ile konuştuk. Kışları Londra’da yazları Milano’da yaşayan Foot’un İtalya futbolunu her yönüyle anlatan 566 sayfalık kitabı Calcio: A History of Italian Football bu yıl yayımlandı.
İtalya’nın dünya şampiyonluğu sizin için ve İtalyan futbolseverler için gerçekten bir sürpriz miydi?- Sürprizdi. Aslında kupadan önce iyi bir şansa sahip olduklarını düşünüyordum. Ama yine de kazanacaklarını tahmin etmemiştim. Son iki turnuvada başarılı olamadığı için basın takıma inanmıyordu. Yine de İtalya kuvvetli bir takımdı ve mart ayında Almanya’yı hazırlık maçında yenmişlerdi. Bir de iyi kuradan faydalandılar. Zor bir gruptan çıktıktan sonra yarı finale rahat yükseldiler. Avustralya ve Ukrayna gibi çok güçlü olmayan iki takımla oynadılar.
Şampiyonluktan sonra sokaklarda çok sevinç var mıydı?- Maçları Milano’da izledim. Finalden sonra sokaklar çılgın gibiydi. Bütün gece sevinip durdular. Bayraklar hálá duruyor ama kutlamalar bir ya da iki gün sürdü ve bitti. Çünkü hakem skandalı adeta bir soğuk duş etkisi yaptı.
1982’de de İtalya basını Milli Takım’a yine güvenmiyordu değil mi?- Kesinlikle! Hiç şans vermiyorlardı. İki şampiyonluk arasında birçok benzerlik var. 1982’de de şimdikinin benzeri bir skandal söz konusuydu. Bunun üzerine oyuncular baskı altında kenetlenmişlerdi. Bu şampiyonluktan sonra artık 1982’den bahsedilmeyecek olması beni sevindiriyor. Çünkü her kupada 1982’yle bir karşılaştırma yapılıyordu. Hatta yorumcular bile 1982’den kalmaydı!
Bahsettiğiniz bu baskı psikolojisi olumlu etki yaptı mı?- Evet.
Dünya Kupası öncesi kampa girdiklerinde büyük eleştiri altındaydılar. Cannavaro’nun kaptanlığının alınması söz konusuydu. Bu baskıdan sonra kenetlendiler. Sahada da bunu gördük. Hiçbir oyuncu yedek kaldığı veya oyundan alındığı için şikayet etmiyordu. Diğer takımlarda bu davranışı pek göremedik.
LIPPI OYUNCULARA KALKAN OLDUTeknik direktör Lippi’nin şampiyonlukta ne kadar payı var sizce?- Lippi’yi stratejisi nedeniyle kutlamak lazım. Öncelikle oyunculara dışarıdan gelen baskılara kalkan oldu. Ayrıca, taktiklerinin hücuma yönelik olması da hoşuma gitti. İtalyan futbolunun geleneksel yapısını düşündüğümüzde sahaya savunmacı yerine forvet oyuncusu sürmesi alışılmadık bir durumdu.
Bu şampiyonluğa rağmen Lippi neden göreve devam etmiyor?- Bence hem kendisi hem İtalya için çok iyi bir karar verdi. Bir kere görevden şampiyon ayrılıyor. İtalya’nın bu başarıyı bir daha yakalama ihtimalı düşük. Çünkü Milli Takım biraz yaşlı oyunculardan kurulu. Asıl neden ise kulüp takımı çalıştırmak istemesi. Manchester United’a gideceği söyleniyor. Bir de skandal bu kararı almasında etkili oldu. Skandalın baş ismi Luciano Moggi, Juventus genel menajeriyken Lippi de teknik direktördü. Bu skandalda kendisiyle ilgili bir sorun çıkarsa sorumluluk almak istemiyor.
Lippi’yi 1994’te göreve getiren de Moggi değil miydi?- Evet, birlikte uzun süre çalıştılar, beş lig şampiyonluğu kazandılar. Moggi futboldan anlamaz ama çok akıllı bir adamdır.
Aldığı beş yıllık boykottan sonra Moggi futbola dönebilir mi?- Bence Moggi’nin futbol hayatı bitti. Ömür boyu men cezası alacağını tahmin ediyorum. Bunun için yeni Federasyon Başkanı bekleniyor.
Juventus İtalya’nın en sevilen ve aynı zamanda en güçlü kulübü. Diğer kulüpler, niye Juventus’un hakemler üzerindeki etkisinden şikayet eder?- Üst üste beş şampiyonluk aldıkları 1930’lardan beri Juventus’un böyle bir gücü var. 11 milyon taraftarı olduğu söyleniyor. Kulübün sahibi FIAT’ın ekonomik gücünden de faydalanıyorlar. Her ülkede büyük takımların hakemler üzerinde psikolojik etkisi vardır. Yalnız İtalya’da 1990’larda farklı bir yolsuzluk sistemi devreye girdi. Futbola çok fazla para girdiği için büyük takımlar kaybetme riskini göze alamadı. Her yıl Şampiyonlar Ligi’ne katılmak ve kazandıkça da daha fazla gelir etmek zorundaydılar. Bu yüzden başka faktörleri devreye soktular. Hakemleri ayarlamaya başladılar.
Dünya şampiyonluğunun İtalyan futboluna ne gibi olumlu etkileri olabilir?- Eminim ki bu şampiyonlukla lig maçlarına da ilgi artacak, seyirci sayısı yükselecek. Ancak, skandal sonrası birçok futbolcunun başka ülkelere gidecek olması bu etkiyi azaltabilir.
Skandalla ilgili alınan kararlar sizce temyizde iptal edilir mi?- Tamamen iptal edileceğini zannetmiyorum. Bu hafta İtalya Futbol Federasyonu mahkemesinde sonuç çıkmazsa diğer mahkemelere başvuracaklar. Hatta Avrupa mahkemesine bile gidebilirler. Büyük bir karmaşa ortaya çıkabilir. 1 Lig Serie A’nın zamanında başlayıp başlamayacağı bile belli değil. Ama Milan, Juventus ve Fiorentina’nın Şampiyonlar Ligi’nden atılması bile başlı başına büyük bir ceza. En doğrusu Juventus’u 2. Lig’e düşürüp puan cezasını 10’a veya 15’e çekmek. Eksi 30 puanla başlamak çok büyük bir ceza. Doğrudan 3. Lig’e düşürseler daha iyi olurdu.
Ortaya çıkan bu ilişki ağından sonra taraftarlar takımlara, oyunculara ve federasyona nasıl güvenecek?- Kolay değil. Benzer olayların tekrarlanmaması için başta hakem seçimi olmak üzere, her konuda yeni kurallar gerekiyor. Ama bu skandalın ortaya çıkması İtalyan taraftarları şaşırtmadı. Yolsuzluğun olduğu hep konuşuluyordu. Zaten hakemlere güvenmiyorlardı, şimdi hiç güvenmiyorlar.
YENİ DÖNEMİN 3 TEMİZ İSMİRoberto Donadoni: Daha önce hiç böyle genç ve tecrübesiz bir isim Milli Takım teknik direktörü olmamıştı. Genelde federasyon içinden tecrübeli bir isim göreve getirilirdi. Bu çok cesur bir karar.
Chievo: Futbolun skandala bulaşmamış temiz yönünü temsil ediyorlar. Bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde oynayacaklar. Çok ufak bir takım ve hiç önemli oyuncuları olmadı.
Pierluigi Collina: Federasyon bünyesinde bir görev alırsa önemli bir isim olabilir. Çünkü bugüne kadarki iktidar ilişkilerinden uzakta durdu. Belki hakemler derneğinin başkanı seçilebilir.
JUVE-MILAN REKABETİ SEYİRCİYİ BEZDİRDİİtalyan Ligi çok sıkıcı bir hale geldi. Milan-Juventus şampiyonlukları paylaşır hale geldi. Bu ikili rekabet İtalya’da futbolu öldürüyor, seyirci ilgisini azaltıyor. Nedeni TV yayın haklarından gelen paranın üzerine kurulu sistem. İtalya’da havuz sistemi yok. Her kulüp kendi yayın haklarını satıyor. Büyük kulüpler devasa paralar alırken küçük kulüpler hiçbir şey alamıyor. Bu sayede en iyi oyuncuları alıyorlar, başarılı oluyorlar ve sistem devam ediyor. Bu parasal dengesizlik yüzünden Roma ve Lazio neredeyse iflas ediyordu. Diğer takımlar oyuncu satmak zorunda kalıyor. 1980’lerde Verona gibi bir takım şampiyon olmuştu. Sampdoria heyecan verici bir takımdı. 1970’lerde Cagliari zirveye oynuyordu. Artık böyle takımların şampiyonluğa oynaması imkansız görünüyor. 20 yılda seyirci ortalamasının 40 binlerden 20 binlere düşmesi kısmen rekabetin olmamasıyla, kısmen de İtalyan statlarının eski ve konforsuz olmasıyla açıklanabilir. Statlara korkutucu bir hava ve şiddet hakim. Ailenizi götürmek istemezsiniz. Bir de şunu düşünüyor seyirciler: "Maçların sonucu önceden belirlendiyse niye gideyim ki?" Üstelik İtalya’da biletler çok ucuz. 10 Euro’ya (20 YTL) tribüne girebilirsiniz. 2012 Avrupa Şampiyonası büyük bir fırsat olacak. Mutlaka yeni ve güvenli statlara ihtiyaçları var.