Güncelleme Tarihi:
Soner Yalçın, son kitabı "Siz Kimi Kandırıyorsunuz"da yazar Yaşar Kemal'in, tiyatrocu Gülriz Sururi'yi yıllar önce dolmuşta sıkıştırdığını, hatta indikten sonra da arkasından "Şişşt küçük hanım, tanışabilir miyiz" diye seslendiğini yazdı.
Sururi yaptığı açıklamada, Yaşar Kemal için "Bana şişşt şişşt diyeceğine, İnce Memed'in yazarı olduğunu söyleseydi" dedi.
- Gülriz Hanım, Hürriyet gazetesinin birinci sayfasında çıkan siz ve Yaşar Kemal'la ilgili habere diyeceksiniz?
Öncelikle şunu söyleyeyim, Soner Yalçın ufak bir hata etmiş: "Bir An Gelir" kitabımın adını vermiş, oysa "Kıldan İnce Kılıçtan Keskince"de yazdığım bir anımdı Yaşar Kemal'le olan bölüm. İnşallah kitaplarımın satışını artırır diye
- Pişman mısınız Yaşar Kemal'la flört etmediğinize?
Hayır pişman değilim, ama olabilirdim de!
- Bir de sizden o anıyı dinleyebilir miyiz?
Bir gün Taksim'den dolmuşa bindim, Nişantaşı'nda dublaja gideceğim. Birden fark ettim ki yanımda oturan adam üzerime düşecek neredeyse. Ben kaçıyorum, o daha bir abanıyor. Hay Allah ne yapsak diyorum! Yüzüne bakmaya korkuyorum. O sırada iki kişi kalıyoruz dolmuşta. Adam büsbütün sıkıştırıyor. O zamanlar şoförler gaza basınca kadın kaçırıyorlardı İstanbul'da. Trafik bugünkü gibi olmadığından gaza bastı mı Naci Osman Bayırı'nda kaldırıyor ayağını pedaldan şoförler.
Evet, hikaye yazıyorum kafamda. İster misin bu adam şoförle birlik olup beni kaçırsın. O korkuyla Nişantaşı'na varmadan attım kendimi dolmuştan aşağı. Adam da arkamdan indi. Dönüp yüzüne baktım dik dik. Anadolulu olmalı dedim içimden, gözlüklerinin altından tam seçemedim gözlerini ama birini kısarak bakıyordu. Çok esmerdi, pırıl pırıl bembeyaz dişlerini gördüm. Neredeyse koşarak arayı açtım. "Şişşt şişşt küçük hanım, tanışabilir miyiz" dedi arkamdan. Arkamı dönüp "Sen peşimi bırakacak mısın, yoksa polis mi çağırayım?" dedim ve dolmuş çapkınının yanından hızla uzaklaştım.
- Sonra tekrar karşılaşıp tanışmanız nasıl oldu?
O yıllarda Küçük Sahne'nin altında sanatçıların uğrak yeri olan "Kulis" lokal vardı. İlk o yıl gitmeye başlamıştım. Bir gün yemek yerken arkadaşlarımla kapıdan dolmuşta peşime takılan bu Anadolulu iri yarı çapkın girdi. Doğru bizim masaya geldi. "Bu küçükhanımla tanıştırmayacak mısınız" dedi yanımdakilere. Tanıştırıldığımızda katıla katıla güldü ve "Ne korkak şeymişsin sen" dedi. Her fırsatta anlattı bu hikayeyi herkese yıllarca ve bana kalırsa biraz da süslüyordu son
- Nasıl yani?
Sözde "Hiç aynaya bakmadın mı sen" gibi şeyler söylemişim o zaman, ama vallahi de yalan! Gerçekten güzel bir erkek olan Yaşar Kemal'e ve o yıl üç kez okuduğum "İnce Memed"in yazarına böyle bir şey söylemedim. Bana "Şişşt şişşt küçük hanım diyeceğine, İnce Memed'in yazarıyım demeyi düşünseydi sonuç belki de başka türlü olurdu! Ama biz ondan sonra çok iyi dost olduk."
Ya Yaşar'ın eşi kıskanırsa
- Eşiniz Engin Cezzar bu haberi görünce ne dedi?
Ben daha uyuyordum. Engin, gazeteyi almış ve ben daha uyurken katıla katıla gülerek yanıma gelip gösterdi haberi. Bir tek "Ben bu işi biliyorum, anlıyorum ama Yaşar Bey'in eşi Ayşe Hanım bu haberi ciddiye alıp canı sıkılmasın" dedi. Sonra
- Kendisi ne yorum yaptı peki bu habere?
Güldü tabii, ne desin! "Bak, bizim yakışıklı resimlerimizi koyup kitabına reklam yapıyor" dedi.                                                     Â
                                                                ÂRöportaj: Dilek DALLIAÄž