Şişli’nin Taksimspor’u: Lefter’in yetiştiği takım

Güncelleme Tarihi:

Şişli’nin Taksimspor’u: Lefter’in yetiştiği takım
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2000 00:00

Haberin Devamı

Altmış yıllık Taksimspor, Şişli'nin amatör takımlarından biri. Antrenman sahaları olmadığı için bugüne kadar Yedikule'ye gidiyorlardı. Şimdi düz bir toprak zemin haline gelmiş bir arsada çalışacaklar.

Şişli Feriköy'de bulunan Taksimspor Kulübü bugünlerde heyecanlı. Çok kısa bir süre sonra antrenman yapmak için Yedikule'ye gitmekten kurtulacaklar. Çünkü, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Milli Eğitim Bakanlığı'na ait olan, bir kısmı çeşitli kişilerin işgali altındaki kötü durumda bir arsanın temizlenmesini ve düz bir toprak zemin haline getirilmesini sağladı. Kale direklerinin konması ve saha çizgilerinin çizilmesiyle burası Taksimspor futbol takımının antrenman sahası olacak.

Onlar da sarı-kırmızı

17 yıllık Kulüp Başkanı Mıgırdiç Özcan da sahayı çevre okulların kullanması için okullarla temasa geçeceklerini söylüyor ve Sarıgül'ü kulübe olan katkısından dolayı fahri başkan olarak adlandırıyor. Sarıgül de Şişli bölgesinde Ermeni, Musevi, Rum ve Türk olmak üzere dört kültür olduğunu, amacının bu kültür mozaiyiğini spor dahil her alanda korumak olduğunu belirtiyor. Sarıgül, Taksimspor Kulübü'ne renklerinden dolayı (sarı-kırmızı) ayrı bir sempati beslediğini belirtmeyi de ihmal etmiyor!

Taksimspor binasının zemin katındaki küçük salonda sabahları hanımlar, step ve aerobik, akşamları da beyler aletli jimnastik yapıyor. Kulüp Başkanı Özcan, takımların büyük çoğunluğunun Feriköy ve çevresinden gelen gençlerden oluştuğunu söylüyor.

Sporculara para değil, sadece malzeme ve yemek veriliyor. Sporcular amatör bir ruhla kendileri ve kulüp için oynuyorlar. Öyle ki ABD'de bulunan bir voleybolcuları bir keresinde tatilini yarıda keserek İstanbul'a gelip maça çıkmış ve aynı gün uçakla dönmüş!

Titizliğin böylesi

Başkan Özcan çok titiz. Tüm malzemelerin yeni ve temiz olmasına çok dikkat ediyor. Futbol takımı antrenmanda bile iki-üç kere forma değiştiriyor. Kulüp çok iyi idman olanağı sağladığı için genç sporcuların gözdesi. Hepsi burada spora başlayıp ileride daha iyi takımlara transfer olmak istiyor ve oluyorlar da.

Özcan önümüzdeki ay yapılacak kongrede başkanlığı bırakacak. Eski yöneticilerden oluşturulacak hizmet kurulunda yerini alacak. Özcan, ‘‘Onur kurulu demedik, çünkü bizde herkes onurlu’’ diyor. Yeni başkan büyük olasılıkla şu anda ikinci başkan olan Garo Hamamcıoğlu olacak. Hamamcıoğlu, Taksimspor'un yetiştirdiği yeteneklerden meşhur santrfor Sarıyerli Garo. 14 sene Sarıyer'de top koşturmuş ve 9 sene kaptanlığını yapmış.

Rengi sarı-kırmızı

Taksimspor Kulübü 1926'da kurulan Şişli Spor Kulübü'nün devamı olarak 1940'ta Elmadağ'da kuruldu. Kırmızı-beyaz olan renkleri sarı kırmızı olarak değişti. Aynı yıl Galatasaray'dan ayrılanların kurduğu Güneşspor'la birleşerek kırmızı elips fon üzerinde sekiz sarı çizginin temsil ettiği güneş amblemini aldı. Kulübün kurucusu futbolcu Madat Kabarcıyan.

Lefter futbola ilk başladığı 1943-45 yıllarında Taksimspor'un formasını terletti. Bir İsviçre maçında galibiyet golünü atan Garbis İstanbulluoğlu, Corc Papazyan, diğer takımlara transfer olduktan sonra milli formayı giyen Taksimspor'un yetiştirdiği yıldızlardan bazıları. 1963'ün şampiyon kadrosunda ünlü spor yazarı Onur Belge de bulunuyordu.

Lefter Kınalıada'ya maça gittiğinde formasını, havlusunu, mayosunu taşıyan küçük çocuk da Taksimspor'da oynadıktan sonra Sarıyerli Garo olarak ünlendi. Bugün kulübün ikinci başkanı olan Garo Hamamcıoğlu Sarıyer'e kaçırılışını şöyle anlatıyor: ‘‘1963-65 arası Taksim'de oynadıktan sonra askere gittim. Gölcük'te askerliğimin bitimine 15 gün kala paşa Sarıyer'in kaptanı Baba Kenan'la geldi. Baba Kenan ‘‘seni bugün misafir edeceğiz’’ dedi. Meğer paşa Sarıyerliymiş, ‘‘senin askerliğin bitti’’ dedi. Kınalıada'ya gidip eşyalarımı alayım dedim, bırakmadılar. O gece kulüp binasında kaldım. Fenerbahçe'de ünlenen Cemil Turan kaçmayayım diye başımda nöbet tuttu. Ertesi gün noterde imzayı attım.’’

Onur Belge Taksimspor Kulübü'nü anlatıyor:

Beyoğlu maçını 20 bin kişi izledi

Taksimspor'a 18 yaşında İstanbulspor'dan transfer oldum. 1962-63 sezonuydu. Kınalıada'da oturuyorduk. İdarecileri babamı tanıyor ve seviyorlardı. Beni de Komser Osman'ın oğlu diye bilirlerdi. Babamı sevmelerinin nedeni 6-7 Eylül olaylarının (1955) Kınalıada'ya sıçramasını önlemiş olmasındandı. Olaylar sırasında bir vapur dolusu öfkeli kalabalık adaya gelmiş. Adanın tüm güvenlik nüfusu babam bir polis ve bir bekçiden oluşuyormuş. Babam iskelede silahını havaya ateşlemiş ve ‘‘Burası Türkiye. Burada kimseye zarar veremezsiniz’’ diye bağırmış. Babam o sırada bir ev yaptırıyordu. Ben de bir kat beton karşılığı transfer oldum!

O zaman üçüncü lig yerine mahalli profesyonel lig vardı. Sanırım 1963'de mahalli ligde namağlup şampiyon olduk. 10'dan fazla gol attım. 1966'da birinci ligde oynayan Vefa'ya transfer oldum. Ama oynayamadım, hep yedektim. 1968'de basında çalışmaya başladım. Baktım ki gazetecilik de futboldan farklı değil, futbola döndüm. 1970-74'de yine Taksim'de oynadım.

Sanırım 1972'de şimdi Çırağan Sarayı'nın bulunduğu yerde Şeref Stadı vardı. Orda Beyoğluspor'la yaptığımız maçı 20 bin kişi izlemişti. Daha 8'inci dakikada topukla çok güzel bir gol attım. Taksim-Beyoğlu maçları hálá büyük bir ilgiyle izlenir. Ezeli rakip sayılırlar.

Benim için, Taksimspor Kulübü çok köklü ve bir çok yıldız yetiştirmesi nedeniyle çok önemli bir kulüptür. Bir cemaat kulübü olmasına karşın Ermeni olsun, Rum olsun, Türk olsun herkesin kaynaştığı bir yerdir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!