Ancak zaman içinde yürüme, oturma, bükülme veya yalnızca yaşlanma ile bu diskler kurur. Diskler bozuldukça dışlarındaki daha sert kabukları zayıflar. Tenis oynarken ani bir bükülme veya küçük bir valizi yerden kaldırma girişimi, içerdeki jelin sert kabuktan dışarı akmasına yol açabilir. Sonuç herkesin bildiği yırtık disktir (fıtık).
Belkemiği doğanın yarattığı bir sanat eseridir. Bir an için Alice (Harikalar diyarında!) olduğunuzu varsayın; kasların, sinirlerin, kemiklerin ve bağların arasında dolaşabilecek kadar küçüldüğünüzü düşünün. Omuriliği çevreleyen ve koruyan, 24 omurun arasında dolaşın.
Omurların arasında 23 adet lastikimsi diskler göreceksiniz. Bunlar omurları koruyan iç kıkırdak tüplerdir. Omurilikten dışarı doğru, kemiklerin arasından çıkan onlarca sinirle karşılaşacaksınız. Bu kemiksi sütunu saran kas şeritlerine dokunmadan geçmeyin.
Şimdi bir de günlük işleri yaparken sırtınıza bindirdiğiniz yüklere bir göz atın. Sözgelimi
Ağlamakta olan 2 yaşındaki çocuğunuzu kucağınıza aldığınızı,
Otobüsü yakalamak için maratona kalktığınızı,
Dışarıya doğru görkemli bir çıkıntı yapan göbeğinizin belinize bindirdiği yükü,
Bilgisayarın önünde gün boyu farkında olmadan kamburlaşan sırtınızı,
Spor yaparken yaptığınız ani hareketleri bir düşünün.
Bir de gün boyu karşılaştığımız stresi hesaba katın.
Son olarak bıçak saplanıyormuş gibi şiddetli bir ağrının arada sırada sırtınızı yokladığını hatırlayın.
Fiziksel ve psikolojik
İnsanın belkemiği pahalı ve kontrolu zor bir spor otomobil gibidir; mükemmel bir tasarıma sahip olmakla birlikte ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Eğer soluk alan, yaşayan bir insansanız, her an sırt ağrısına yakalanma riski ile karşı karşıyasanız.
Sırt ağrısı hemen hemen herkesi, hangi ulustan, hangi sınıftan veya hangi kültürden geldiğine bakmaksızın yaşamının bir döneminde yoklamıştır (5 insanda biri yılda en az bir kez bu ağrıyı çeker).
Gelişmiş ülkelerde doktora başvuru nedenlerinin başında gelir. (öksürük ve diğer solunum yolları hastalıklarının ardından). ABD’de sırt ağrısı ile doktora başvuran hastaların ülke ekonomisine bindirdiği yük, yılda 100 milyar doların üzerindedir. Diğer ülkeler, Amerikalıların stres içindeki hareketsiz yaşamlarını taklit ettikçe bu zararın tüm dünyaya yayılması kaçınılmaz.
Ameliyat çare mi?
Milyonları bulan sırt ağrısı mağdurları, çözüm arayışlarına giriştikçe sorunlarının ne kadar karmaşık olduğunu fark ederler, çünkü sıkıntılarının nedeni hem çok sayıda fiziksel semptomun karışımı, hem de psikolojiktir.
Gerçekte bel ağrısı genellikle kendi kendine geçer, mutfakta yerde acıdan kıvranırken sanki hiç geçmiyecekmiş gibi gelse de. Fakat ağrı ağrıdır ve pek çok insan anında iyileşmek ister.
Sonuç: Belkemiği ameliyatları son yıllarda sabit bir şekilde artıyor. Fakat bu ameliyatların pek çoğu işe yaramıyor. Gereğinden fazla hastanın bıçak altına yatmaya, gereğinden fazla hevesli olmasından kaygı duyan doktorlar, son günlerde daha etkili ve daha basit yöntemlerle tıp dünyasının bu en sinir bozucu soruna çözüm bulmaya çalışıyor.
Herkeste farklı tepki
Sırt ağrısı belkemiğinin herhangi bir noktasında ortaya çıkabilir. Dejenere olmuş disklerin fıtık ve sinir sıkışmasına yol açması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Ayrıca yetişkin insanları yere mıhlayan, kas, tendon ve bağ zedelenmesi sonucu ortaya çıkan, kıvrandırıcı spazmlar vardır.
Sırt ağrıları konusunun en tuhaf yanlarından biri de anatomik hasar ile ağrı arasındaki kopukluktur. Kolaylıkla ölçülebilen tansiyon ve kolestrolden farklı olarak, alt-sırt ağrılarını ölçecek nesnel bir yöntem söz konusu değildir. Çok sayıda vakada ağrının gerçek nedeni bilinemez.
Bu arada görüntüleme teknikleri, fıtığı olan iki hastanın tamamen farklı yaşam sürdürdüklerini gösteriyor. Biri ağrı kesiciler olmadan bir adım atamazken, bir diğeri Fred Astair gibi dans edebiliyor.
Tıp dünyasında ses getiren bir çalışmada doktorlar, 89 sağlıklı insanı MR ile taradılar. Üçte ikisisinin disklerinde anormallikler olduğu halde, hiçbiri bu durumundan yakınmıyordu.
Başka bir araştırmada, doktorlar sırt ağrısı şikayeti olan hastalarla, sırt ağrısı şikayeti olmayan kontrol grubunu karşılaştırdılar. Sırt ağrısı olan hastaların üçte ikisinin disklerinde HIZ (High Intensity Zones) denilen çatlaklar bulundu. Ancak kontrol grubunun yüzde 24’ünde de benzer durum söz konusuydu.
Ağrıda psikolojik etmenler
Araştırmayı yürüten Stanford Ortopedik Belkemiği Merkezi’nden Dr.Eugene Carragee bu durumda şu sorunun sorulmasını öneriyor: ‘Burada üzerinde durulması gereken soru şu: Bazı insanlar kendilerini sakat bırakacak kadar şiddetli ağrı duyarken, bazıları niçin bu ağrıyı orta şiddette duyuyor?’
Carragee ve diğerlerine göre bunun yanıtı, ağrının bedenle ilgili olduğu kadar beyinle de ilgili olmasında yatıyor. HIZ araştırmasında ağrı göstergesinin, hasarın ne kadar kötü göründüğü değil, hastanın psikolojik gerilimi olduğu anlaşılıyor.Depresyon ve endişe halinin ağrı ile bağlantısı uzun süredir biliniyor.
Kanada’da yapılan bir araştırmada, şiddetli depresyon geçiren hastaların boyun ve alt-sırt bölgelerinde ağrı duyma riskinin 4 kat arttığı görüldü. New York’s Hospital for Special Surgery’deki Entegre Bakım Merkezi’nden psikiyatrist Gregory Lutz, siyatik şikayetiyle kendisine başvuran erkek hastalarının çoğunun evlenmek üzere olduklarını tespit etti. Lutz, sorunun büyük bir olasılıkla dejenere olmuş veya yırtılmış bir disk olabileceğini, ancak bu sorunun zaten eskiden beri varolduğunu, evlilik öncesi telaşının bu ağrıları şiddetlendirdiğini ileri sürüyor.
Füzyon ameliyatları
ABD’de her yıl 600.000 belkemiği füzyonu işlemi yapılıyor. Bunların pek çoğu disk sorunlarını halletmek için yapılıyor. Diskler genç ve sağlamken içleri sıvı ile doludur ve şişkindir. Bu da disklerin sulu kalmalarını ve yüzebilmelerini sağlar. Böylece mükemmel bir şok emici olarak görev yaparlar.
Ancak zaman içinde yürüme, oturma, bükülme veya yalnızca yaşlanma bu disklerin kurumasına yol açar. Diskler bozuldukça dışlarındaki daha sert kabukları zayıflar. Tenis oynarken ani bir bükülme veya küçük bir valizi yerden kaldırma girişimi içerdeki jelin sert kabuktan dışarı akmasına yol açabilir.
Sonuç herkesin bildiği yırtık disktir (fıtık). Bazıları fark edilmez, ancak bazı diskler iki uzun siyatik sinirinden birinin üzerine doğru çıkıntı yaparsa dayanılması güç ağrılara neden olur. Teri Klein adındaki bir kadın hasta bu ağrıyı ‘üç çocuğumu birden aynı anda doğuruyor gibiydim’ diyerek anlatıyor.
Yapay krom diskler
Füzyon ameliyatları ilk başta belkemiğindeki ciddi deformasyonları düzeltmek üzere yapılıyordu. Son 10 ile 15 yılda bu ameliyat kadrosuna disk sorunları da dahil oldu.
Belkemiği ameliyatlarındaki artış teknik ilerlemelerle desteklenince daha iyi sonuçlar vermeye başladı. En son gelişmelerden biri de yapay krom diskler. New York Üniversitesi Hastanesi’nden belkemiği operatörü Dr.Jeffrey Goldstein, klinik deney amacıyla onlarca implantı hastalara yerleştirdi.
Goldstein’a göre dizkapağı implantlarında olduğu gibi, bu diskler geleneksel füzyona göre hastaya daha fazla hareketlilik sağlıyor. Ayrıca hasta daha kısa zamanda ayağa kalkabiliyor. Ancak Goldstein, disklerinde sorun olan herkesin bu ameliyata alınmaması gerektiğini vurguluyor.
Washington Üniversitesi’nden Dr.Richard Deyo ‘Sırt ağrısı yaşamın bir parçasıdır ve insan olduğumuzu bize hatırlatır’ diyerek disk ameliyatlarının gereğinden fazla yapıldığını ileri sürüyor.
Alternatif çözümler
Giderek daha fazla insan alternatif terapilere yöneliyor. ‘Chiropractic terapi’ olarak bilinen masajla tedavi, giderek daha fazla insan tarafından benimseniyor. Bugün dünyada 60.000 uzman bu tedaviyi uyguluyor. Bu da 1990 yılından bu yana yüzde 50 artış anlamına geliyor.
Belkemiği üzerine masaj ve gerdirmeye dayanan bu tedavi, uzmanlarına göre alt-sırt bölgesi için güvenli, ancak uzun vadede ne kadar etkili olduğu konusunda yeterli veri henüz yok.
Masaj, hastalarda bağımlılık yaratırken, inatçı ağrıları da geçirdiği söyleniyor. Akupunktur da son günlerde giderek yaygınlaşıyor. Ancak aynı şekilde ne kadar etkili olduğu konusunda yeterli bilgi yok. Ne var ki geleneksel tedaviyi savunan doktorlar bile ‘Sizi rahatlatıyorsa bu yöntemler yararlıdır’ diyebiliyor.
Hastanın tutum ve bakış açısının ağrının giderilmesindeki etkisini araştıran bilim adamları çok yaratıcı buluşlar geliştirebiliyor.
Harvard Üniversitesi’nden Eisenberg bu bağlamda bir pilot araştırma geliştirdi.
18 hafta boyunca çeşitli alanlardan gelen 25 uzman Ğortopedist, nörolog, masaj terapisti, akupunkturcu ve diğerleri- biraraya gelerek, birbirlerini sırt ağrılarını nasıl teşhis ve tedavi ettikleri konusunda eğittiler.
Burada amaç şuydu: Sorunu çözmek için disiplinlerarası bir yöntem geliştirmek. Gelecek ay Boston’daki Brigham ve Women’s Hospital’da ilk hastalar bir doktor ve bir uzmandan oluşan ekiple görüşerek en uygun tedavinin ne olacağına birlikte karar verecekler.
Değişik bir görüş
New York Üniversitesi, Tıp Merkezi Rehabilitasyon Enstitüsü’nden Dr. John Sarno olaya farklı bir şekilde yaklaşıyor.
Dr.Sarno, tüm sırt ağrılarının çıkış yolu bulamayan duygulardan kaynaklandığına inanıyor. Bastırılan öfkelerin vücudu nasıl strese soktuğunu gösteren Sarno, bunun sonucunda vücutta görülen orta şiddette seyreden bir oksijen yetersizliğinin kas spazmlarına, sinirlerin anormal çalışmasına, uyuşukluk ve ağrılara yol açtığını ileri sürüyor.
Bu durumda iyileşmek için beden ve beyin arasındaki bağlantının ortaya çıkartılması gerekiyor. Sarno bu teknik ile ilgili görüşlerini şöyle dile getiriyor:
‘Ağrı beyin tarafından yaratılır. Ağrı, öfkenin vücuttan dışarı çıkmadığı anlamına gelir. Ağrı hastanın dikkatini başka yöne çekerek öfkenin zarar vermesini önler.’
Ne var ki akademik olarak görüşlerini kanıtlayan verileri ortaya koymadığı için Sarno bugün bilim dünyasında kuşku ile karşılanıyor.
Yüzlerce yıllık acıdan sonra insanlık sırt ağrılarını biraz olsun hafifletmenin yollarını buldu. Ancak herhangi bir tedavinin başarısından çok, hastaların ve tıbbi kurumların cesur yeni adımlar atması daha önemli.
DİSK FITIĞINe olur? İnsanlar yaşlandıkça disklerin dış halkaları zayıflar ve yırtılabilir. Diskin içindeki jele benzer kısım dışarı doğru çıkar. Bu,yakınlardaki sinirlerin üzerine baskı yapar.
Kimler risk altında? Obezler, oturma pozisyonunu yanlış alanlar ve ters ağırlık kaldıranlar.
Omur kaymasıNe olur? Eklemler veya diskler zayıflar ve omurun parçalarını yerinde tutamaz. Sonuçta omurlardan biri bir diğerinin üzerine doğru kayat. Yer değiştiren kemikler sinirlere bası yapar. Ağrı oluşur.
Kimler risk altında? 55 yaşının üzerindeki kadınlar. Omurilik kırığı veya kemik sakatlığı olan çocuklar ileri yaşlarda risk grubuna girer.
Disk dejenerasyonuNe olur? Diskler sünger gibidir ancak yaş ile birlikte su kaybederek kırılgan hale gelir. Zayıflayan diskler yukarıdan gelen ağırlığın altında çöker. Böylece omurlar birbirine sürtünür.
Kimler risk altında? 60 yaşının üzerindeki hemen hemen herkes. Ancak herkes ağrı duymaz.
Burkulma-İncinmeNe olur? Ani travmatik kazalar veya tekrarlayan hareketler kasları veya bağları gerip kopartabilir. Hasara ağrılı spazmlar ve iltihaplanma eşlik edebilir.
Kimler risk altında? Şekil bozukluğu olan ve ani hareketler yapan insanlar