Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2002 15:30
Önümüzdeki on yıllarda Dünya’nın ısınmaya devam edeceği ve sera etkisine yol açan gazları kısıtlama çabalarının bir işe yaramayacağı ileri sürüldü. Önümüzdeki on yıllara ilişkin en kapsamlı hava tahmini yapıldı.
Geçtiğimiz yüzyılda ortalama hava sıcaklığı dünya çapında yaklaşık 0.6 K arttı. Bu, rakam olarak önemsiz bir artış gibi görünse bile, buzulları eritmeye ve yağış düzenini bozmaya yetecek bir artış. Bir çok iklim modeli, dünyanın ısınmaya devam edeceğini gösteriyor. Aerosol denilen küçük parçacıkların soğutucu etkisi ya da volkanik patlamalar gibi birçok değişken hesaba katıldığında bile sonuç değişmiyor.
Bütün bu belirsizliklerin nasıl bir etki yapacağı önceden nasıl biliniyor peki? İsviçre’de Bern Üniversitesi’nden Reto Knutti ve arkadaşları oldukça basit bir iklim modeli seçip, geçmişteki iklim değişikliklerinin 25,000 simülasyonunu buna uyguladılar.
Simülasyonda, iklim değişikliğinde rol oynadığı bilinen çeşitli etkenler rasgele bir biçimde bir araya getirildi. İngiltere’nin Bracknell kentindeki Hadley Merkezi’nden Peter Stott ve Didcot’taki Rutherford Appleton Laboratuvarı’ndan Jamie Kettleborough başkanlığındaki bir başka ekipse, daha kapsamlı bir iklim modeline daha az sayıda simülasyon uyguladı. Her iki ekip daha sonra geçmiş iklim değişiklerini en iyi öngören modelleri seçtiler ve bunlara dayanarak çeşitli gaz salınımlarının yaratabileceği sera etkisi düzeylerini belirleyerek gelecekteki değişiklikleri öngörmeye çalıştılar.
Sonuçlar aynı
Yaklaşımları farklı olsa da her iki ekip de aynı sonuca vardı. Stott ve Kettleborough, 2002 yılında dünya çapında ortalama sıcaklığın, 1990’lara göre 0.3 ile 1.3 K daha fazla olacağını öngördü. Knutti ekibine göre ise fark 0.5 ile 1.1 K olacak. Her iki araştırmanın vardığı ortak sonuç, kısa erimde küresel ısınmanın durdurulamayacağı. Scott, ‘Gaz salınım oranları konusunda hangi senaryoyu seçeceğiniz 2040 yılına kadar büyük bir farklılık yaratmıyor. Ama bugün alınacak kararlar, yüzyılın ikinci yarısından sonra eklimi etkileyecek’ dedi.
Kanada
Meteoroloji Hizmetleri’nden Francis Zwiers, her iki araştırmayı da ‘politikacılara yol gösterici’ nitelikte bulduğunu söyledi. İklim modelleri genellikle 100 yıllık tahminlere dayanıyor, çünkü farklı gaz salınımı senaryolarının nasıl bir etki yapacağı ancak bu süre içinde belli oluyor. Bu durum, bilimsel açıdan da anlamlı olmakla birlikte, günlük politikanın birkaç on yıldan öteye gitmeyen planları karşısında etkili olamıyor. Yeni modellerin bu açıdan yararlı olacağı umuluyor. Öte yandan Hamburg Max Planck Enstitüsü’nden Ulrich Cubasch, politik açıdan iki ayrı tepki beklenebileceğini düşünüyor. Sera etkisine yol açan gaz salınımını kısıtlamak istemeyenler, sıcaklığın nasıl olsa artacağını söyleyebilir. Çevrecilerse, bugün alınacak önlemlerin uzun erimde yararlı sonuçlar verebileceğini ileri sürebilir.
Dünyada bin yılın en sıcak kışı
New Scientist dergisinin web sitesindeki bir habere göre dünya geçen Ocak, Şubat ve Mart aylarında son bin yılın en sıcak kışını yaşadı. 140 yıl önce hava sıcaklığının sistematik olarak ölçülmeye başlamasından bu yana bu kadar sıcak bir kış kaydedilmemiş. Yıl halkalarıyla yapılan analizlerin de son bin yıl içinde ilk üç kış ayının bu kadar ılıman geçmediğini gösterdiğini de söylüyor İngiliz Meteoroloji Merkezi’nden Geoff Jenkins. Bu yıl yaşadığımız sıcak kış aylarının ise 1998 yılından bu yana en sıcağı olduğunu vurgulayan Jenkins, araştırmacıların o zamanlar dünya çapındaki hava sıcaklığından El Nino’yu sorumlu tuttuklarını da hatırlatıyor. Ancak son sıcaklık artışından insanlar tarafından üretilen sera gazının sorumlu olduğu düşünülmekte.