Sevgilim beni dansçı sanıyor

Güncelleme Tarihi:

Sevgilim beni dansçı sanıyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 1999 00:00

Haberin Devamı

Önce karateye merak sarmış, sonra futbola, şimdilerde idealist bir boksör.

Adı Çiğdem Özer. 22 yaşında ‘‘çıtı pıtı’’ deyimine uygun bir genç kız. Zaten manken de olabilirmiş; ama olmamış. Onun aklı karate, futbol derken boksta takılıp kalmış. Çünkü O, Amerika'da yapılan Dünya Boks Şampiyonası'nda ülkemize altın madalyayı kazandıran ilk boksörümüz Sinan Şamil Sam'ın yolunda ilerlemek istiyor. Yurtdışındaki bayan boksörlerin dünya şampiyonasına katıldığını söyleyen Çiğdem: ‘‘Bugüne dek bizim ülkemizden hiç bir bayan bu şampiyonaya katılamadı. İlk olursam çok sevinirim’’ diyor.

Boksör olmak için çok güzel

değil misin?

Teşekkür ederim. Zaten kimse benim boksör olduğuma inanmıyor. Sanırım biraz tüysiklet görünüyorum. Bu yüzden insanlar boksör olduğumu duyduklarında çok tuhaf karşılıyor. Bir de burnumun yamuk olmaması herkesi şaşırtıyor.

Peki bu spor dalıyla uğraşmak

nereden geldi aklına?

Aslında boksa başlayana kadar yapmadığım spor kalmadı diyebilirim. Üstüne üstlük 12 sene halk oyunları oynadım. İlkokulda başlayıp, liseyi bitirince de halk oyunları derneğine katıldım. Daha sonra karate yaptım. Bu arada mahallede takım kurar, erkeklerle futbol oynardım. Birgün araştırdım, soruşturdum. Özbostancı Takımı'nda futbol oynamaya karar verdim. İki sene de futbol derken; bir gün yolda gezinirken olanlar oldu!

Ne oldu?

Arkadaşımla Kadıköy'de dolaşırken bir ‘‘kick-box’’ salonunun tabelasını gördüm. Giriş o giriş. Üç senem o salonda ‘‘kick-boxing’’ yapmakla geçti.

Ya sonra?

Fenerbahçe’li kürekçi bir arkadaşım vardı. Ben de onun aracılığıyla kısa bir süre kürek sporuyla uğraştım. Daha sonra kulübün bayan boks takımını oluşturmaya çalıştığını öğrendim. Zaten kick-box geçmişim vardı. Gittim, konuştum ve aşağı yukarı bir buçuk senedir de bu kulübün sporcusuyum.

Peki ailen ne diyor? Kızlarının boksör olması hakkında ne düşünüyorlar?

Boksör olmaya karar verdiğimi ilk söylediğimde, inanmayacaksın ama hiç şaşırmadılar. Çünkü benim sert sporlara karşı merakımı biliyorlardı. Bir de benim iki tane ağabeyim var. İkisi de kız gibidir. Hanım hanımcık, kibar. Ben tam tersi. Ailem bile: ‘‘Siz yanlış doğmuşsunuz’’ der durur. Evdekiler benimle gurur duyuyorlar ve çok destekliyorlar.

Erkek arkadaşın bu işi nasıl karşılıyor?

Erkek arkadaşım boks yaptığımı daha yeni öğrendi. Antrenmanlara giderken ona bir şey söylemiyordum. O da birşey sormuyordu. Elimde spor çantam, kulübün yolunu tutuyordum. Bir gün uğraştığım sporu bilen arkadaşlarımın bulunduğu bir ortamda, laf döndü dolaştı boksa geldi. Gözleri faltaşı gibi açıldı. Meğerse o karnımın kaslı olmasından dolayı beni dansçı zannediyormuş. Bundan o kadar eminmiş ki, dans derslerine gidiyorum diye elimde çantam yollara koyulduğumda nereye gittiğimi bile merak etmiyormuş. İlk sözü de şu oldu: ‘‘Bundan sonra sana karşı daha dikkatli davranacağım. Seni hiç sinirlendirmeyeceğim. Söz veriyorum.’’

Herhangi bir maçını izledi mi hiç?

Maçımı değil ama bir antrenmanımı izlemişti. Çok yoğun olduğu için fazla ısrar etmiyorum ben de. Çok hoşuna gitmiş, benimle gurur duymuş. Bazen bana takılıyor: ‘‘Sana beyaz havlu attıracağım’’ diye.

O ne demek?

Diyelim ki bir oyuncu, rakibi tarafından yumruk üstüne yumruk yiyor ve yenilmek üzere. Ancak vakit dolmamış. Yenilen oyuncunun antrenörü ringin kenarından havlu sallar. Pes etmek gibi bir şey bu.

Merak ediyorum, ringe çıktığında

hiç tanımadığın bir insana yumruk atmak içini sızlatmıyor mu?

Maalesef sızlatmıyor! Boks tamamen bir beyin sporu. Zekanı kullanmak, atik ve dikkatli olmak zorundasın. Maçtayken yalnızca karşımdaki kızın yumruklarından kendimi korumayı düşünürüm. O kadar antrenman yapıyorum ve adapte oluyorum ki, rakibime acımam mümkün değil. Ancak bu durum sadece ring içinde kalır. Maç bittiğinde birbirimize sarılır, öpüşürüz. Sonuçta voleybol, tenis gibi bu da bir spor dalı işte.

İnsanları dövdüğün için bir de sana

ödül veriyorlar!

Vermezler mi? İstanbul ve her yıl il müdürlüğünün düzenlediği Fetih Kupaları'nda, Cumhuriyet Kupaları'nda derecelerim var. Ne kadar iyi döversen, o kadar kupa kazanırsın.

Tenisçilerin bir çok taraftarı oluyor.

Bayan boksörlerin de oluyor mu?

Bizde bayanların boks maçlarını izleyenler sadece boksörler ve onların akrabaları oluyor. Dışarıdan yoğun talep yok. Erkek maçları nasıl oluyorsa bayan maçı da aynı. Hiçbir değişiklik yok.

Beni Mike Tyson’la karıştırıyorlar

Tezahüratlar nasıl oluyor peki?

‘Isır kulağını’ diye bağırıyorlar. Sanırım bazen beni Mike Tyson'la karıştırıyorlar.

Bu işten bayağı zevk aldığın belli.

Peki senin için zor tarafları yok mu?

Aklıma bir şey gelmiyor.

Düşün bakalım biraz. Hiç mi zor

tarafı yok yani?

Antrenmanları biraz ağır. Çünkü sadece yedi kadınız. Üstelik bazı bayan boksörler İstanbul dışında yaşadıkları için idmanlara düzenli katılamıyorlar.

Bu yüzden bir avuç kız olarak erkek boksörlerle birlikte çalışıyoruz. Onlar bize göre çok daha hızlı ve çok daha dayanıklı. Erkeklere ayak uydurmak oldukça zor. Soyunma odaları problemi yaşıyoruz. Ayrı soyunma odalarımız yok.

Gerçi hepimiz ağabey-kardeş ilişkisi yaşıyoruz kulüpte. Biz önce girsek, erkeklerin teri üzerlerinde kuruyor. Onlar önce girse bu sefer bizim terimiz kuruyor.

Kızlara boksör olmalarını

tavsiye eder misin?

Elbette. Bir de kızların, dövüş filmlerinin etkisinde kalmamalarını önemle rica ediyorum. Boks, tamamen farklı bir şey. Maçlarda rakibinize vurmanız değil, dokunup puan almanız önemli olan.

Üstelik bu spor sayesinde kendinize duyduğunuz güven de artıyor.

Kimdir ?

10 Ağustos 1977, İstanbul doğumluyum. Macaristan göçmeniyiz. Açıköğretim Fakültesi Turizm Otelcilik Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. Şu günlerde Star televizyonuna girmeye çalışıyorum. Spor servisinde muhabir olacağım. En büyük hayalim basın sektöründe

bir iş bulmak, bir de boksta ülkemizin adını duyurabilmek.

‘‘Kadınlar çok

masraflı diyenler var.’’

Durak Varol

Fenerbahçe Boks Takımı Şube Kaptanı

Bayan boks takımını aşağı yukarı bir buçuk sene önce kurdum. Almanya'da kız boksörleri çalıştıran arkadaşlarım vardı. Onlara özendim. Bizim bayanlar ise kick-box yapıyorlardı. Gerçek boksu öğrensinler istedim. Kick-box’da tekme atılıyor, ama boksta ayak kullanmak yok. Şu an kulübümüze bağlı yedi tane bayan boksörümüz var. Açıkçası çok memnun değilim.

Çok çalışamıyorlar, kendilerine iyi

bakmıyorlar. Mesela bir tanesi boksu

bırakıyor. Çünkü nişanlanacak. Kızların giyinip soyunması için yer yok. Kulüp yetkilileri: ‘‘Hanım boksör iyi olmaz’’ diyor. Şubeyi kapatmak üzereler. Benim çabamla ayakta duruyor. Bayanlar yüzünden çok masraf olduğunu düşünenler var.

Kızlara ancak otuz milyon para verebiliyoruz. O da ancak yol parası. Malzemelerini biz karşılıyoruz. Bir de maçlara gidildiğinde otel, yol, yemek paralarını kulüp karşılıyor.

İleride ne olacak hiç bilmiyorum.

Diğer dişi Mike Tyson'lar

Kıymet Karpuzoğlu

69 kiloda, İstanbul ve Türkiye şampiyonu. Fetih ve Cumhuriyet Kupaları'nda birinciliği var.

Uluslararası Almanya ve

Yunanistan Turnuvaları'nda şampiyonlukları var.

Fatma Kale

51 kiloda, Türkiye şampiyonu ve en teknik boksör.

Çiğdem Özer

51 kiloda, İstanbul Cumhuriyet Kupası Şampiyonu.

Nurgül Dursun

51 kiloda, iki teşvik müsabakasına katılmış. Sadece birini kazanmış.

Hürü Kale

57 kiloda, Türkiye Şampiyonu ve Yunanistan Turnuva ikincisi.

Ebru Özkan

57 kiloda, Türkiye ikincisi. Fetih, Cumhuriyet ve

İstanbul Kupası şampiyonlukları var.

Serap Ergen

65 kiloda, Cumhuriyet ve Fetih Kupası birincisi. Almanya Turnuvası'nda ikinciliği,

Yunanistan Turnuvası'nda ise birinciliği var.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!