Güncelleme Tarihi:
İşte Şenol Güneş'in maç sonu açıklamaları;
"Kazanmak için sahadaydık. Hak ettiğimiz bir sonuç aldık. Oyuncularım gayret gösterdi. Taraftarlarımız güzel destek oldu. Bulunduğumuz konumdan mutlu değiliz. Taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. Taraftarlarımız örnek olmalı. Küfüre karşıyız. Haksızlıklara isyan ediyor taraftar. Haklı olduğumuz noktada kalmalıyız. Hedefi şampiyonluk olan Beşiktaş şu anda dördüncü durumda. Bu çok üzüntü verici. Bunun sorumlusu benim. Yönetim bana hep destek oldu. Oyuncular olağanüstü çalıştı. Camia hep yanımdaydı. Güvensizlik olduğunu söyleyenler yanlış düşünüyorlar. Suskunluğumuz olduğumuzdan değil. Her şeyi görüyoruz."
GÜNEŞ'İN BASIN TOPLANTISI
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, takımının Spor Toto Süper Lig'de Kayserispor'u 2-0 yendiği maçta galibiyeti hak ettiklerini ancak ligdeki konumlarından dolayı sonuçtan tatmin olmadıklarını söyledi.
Güneş, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, ligde bulundukları yerden memnun olmadıklarını belirterek, "Sahaya kazanmak için çıktık. Galibiyeti hak ettik ama sonuç bizi tatmin etmiyor." dedi.
Galatasaray karşılaşmasında olduğu gibi soru almayan Güneş, Kayserispor maçını değerlendirmekten çok Ziraat Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe ile oynanan maçlarda ve sonrasında yaşanan olaylara değindiği bir konuşma yaptı.
Siyah-beyazlı taraftarların yanı sıra Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman ve yönetime desteklerinden dolayı teşekkür eden Güneş, "Camia içinde benimle ilgili olumsuzluk yok. Beşiktaş ile bir yıl daha mukavelem var. Kaldı ki mukavelem olsun olmasın bu kadar sevginin olduğu yerde kendimden kaynaklı ayrılık olmaz. Bu kadar sevgi selinin olduğu yerde ayrılmayı doğru bulmam. Zamanı gelince hepimiz ayrılacağız." ifadelerini kullandı.
"İyi olmadığımı, kötü olduğumu söyleyenler var" diyen Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiç öyle bir sorunum yok. 'İyi değilim' demek ne haddimize. Şükürler olsun halimize. Sağlımızda sıkıntı yok. Sanki bütün sorunları ben çıkarmışım gibi. Ortada suç varken suçlu bulamayanlar, mağdur diye bana polis gönderenler beni suçlu ilan etmeye çalıştılar. Ülkemin haline üzüldüğüm için söyledim. Kötü biri değilim ama iyi olmaktan yoruldum. Edepli edebinden susar, edepsiz 'ben susturdum' zanneder. Susuyorsak kamuoyunda infial olmasın diye... Kişiliğimize, mesleğimize saygı göstermeyenlerin, bu meslekte olanlar tarafından dışlanması gerekirken bizi kenara atmaya çalışmalarına asla izin vermeyeceğiz. Başımdan çok daha ağırları geçti, hep sustum. Ben kaybederek büyüdüm. Hak ettiğim şeyler elimden alındığında teslim olmadım. Yine teslim olmayacağız. Susarak konuşmak istiyorum, yoksa kırıcı olurum diye korkuyorum."
"Haksızlığa isyan ediyorum"
Memleketi Trabzon'un da kendisine sahip çıktığını kaydeden Güneş, "O yüzden Trabzon'u ve Trabzonsporu'u çok seviyorum. Türkiye'nin her tarafında Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Bursasporlu fark etmez. Haksızlığa isyan ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Siyah-beyazlı taraftarlara da desteklerinden dolayı teşekkür eden Güneş, "Şiddeti ve küfrü kınadığımı bir kez daha söyleyeyim. Bu konuda örnek olmak durumundayız. Hiçbir hocanın kafasının yarılmadığı, cisim atılmadığı bir ortamda konuşmalarımızla, tezahüratlarımızla örnek olmalıyız. Hiçbir antrenöre, kuruma bu olmamalı." diye konuştu.
Kimsenin gücünü ve sabrını zorlamaması gerektiğini anlatan Güneş, şunları kaydetti:
"Sabırlı olmamız haksız olduğumuzu göstermez. Olayların olduğu ilk günde de söyledim. Mademki olay var o maçla ilgili; Fikret Bey, Aziz Bey, Aykut Kocaman hatta Cumhurbaşkanı herkesle yüz yüze konuşmaya hazırım. Çünkü benim mahcup olacağım bir şey yok. Hoş görüm ve saygım var. Beklentim kendimle ilgili değil. Buralarla ilgili. Ama beni başka yere sıkıştırmak isteyenler, hastaneye gitsin ve hastane raporlarını alsın. Hepsini görecektir. Zamanı gelince hepinize vereceğim. Tabii Türkiye'nin etrafında sıkıntılar var. Seçim atmosferi var. Olabildiğince alttan alıyoruz ama suçlu değiliz ki. Biz alttan alıyoruz ki ortam sakin olsun. Edepli ile edepsizi ayırmaya çalışıyorum. Ayıramazsak kargaşa olur. Milli takımda çalışırken hukukun gücü mü, gücün hukuku mu, o gün gücün hukukuna inanıyordum. Bugün ise beş tane çanın çaldığını ve adaletin öldüğünü düşünüyorum."