Selçuk Yöntem: Bu sene Fenerbahçe şampiyon olacak | Maçın ardından o koşu ayaklarımı donmaktan kurtardı
Güncelleme Tarihi:
Sarı lacivert renklere gönül veren usta tiyatro sanatçısı Selçuk Yöntem’le futbol sohbeti.
Nefesleri kesen bir transfer döneminin ardından Süper Lig başladı. Şimdi akıllarda tek bir soru var:
“Şampiyonluk ipini kim göğüsleyecek?”
Spor yazarları, futbol yorumcuları bu sorunun yanıtını arıyor.
Ama merak edilen çok önemli bir konu daha var:
“Fenerbahçe 9 yıl aradan sonra şampiyon olabilecek mi?”
Dışarıdan bir göz, Fenerbahçeli bir göz sezonu ve ligi nasıl değerlendiriyor, onu konuştuk.
Kiminle mi? Hepimizin tanıdığı ve sevdiği bir isimle. Tiyatro ve sanat dünyamızın ‘usta’ ismi Selçuk Yöntem ile...
BİR DONDURMAYA FENERBAHÇELİ OLDUM!
Nereden geliyor Fenerbahçelilik?
Aile Galatasaraylı. Baba Galatasaraylı. O yıllarda ben de Galatasaraylıyım. Çok küçüğüm ama bir yandan da gizli gizli sempati duyuyorum Fenerbahçe’ye. Bir gün misafirliğe gittiğimiz bir ailede, “Sana dondurma alırsam, Fenerbahçeli olur musun?” teklifi ile karşılaştım. Sonra da bir dondurmaya Fenerbahçeli oldum. Ama dondurma bahane, Fenerbahçe şahaneydi!
Hemen o merak edilen soruyu sorayım; 9 yıl oldu, bu sene şampiyonluk hasreti bitecek mi Fenerbahçe’nin?
Her yıl şampiyon olmak mümkün değil. Galatasaray 14 yıl olamadı. Ama son 9 yıla bakın, Fenerbahçe’nin grafiği hiç de kötü değildi. Çoğunlukla ikinci bitirdik ligi. Ben büyük bir başarısızlık olarak görmüyorum.
2003’te başlayan hikâye 2023’te zaferle taçlandı… 
YABANCILARIN UYUMU MÜKEMMEL
Şampiyon olacak mı bu yıl?
Yeni bir kadro kuruldu. Yabancıların uyumu, buluşması mükemmel. Elektrik tuttu takımda, ipi Fenerbahçe göğüsleyecektir.
Bütün bunlar istek mi, hissiyat mı?
Ben yengeç burcuyum. Dolayısıyla sezgilerim çok güçlüdür. Elbette donelere de bağlı bu sözlerim. Müthiş işaretler var takımda. Son yapılan transferlerle birlikte, Ali Koç’un çabası, İsmail Kartal’ın tutkusu, tribündeki bütünlük olgusu gibi.. Kesinlikle bu sene Fenerbahçe şampiyon.
STATTA iZLEDiĞiM HiÇBiR MAÇI KAYBETMEDiK
Fenerbahçe Futbol Takımı ile birlikte seyahat ettiniz mi?
Evet. Aziz Yıldırım döneminde, PSV Eindhoven ve Anderlecht maçlarına gittim. Kazandık biliyorsun. O havayı koklamak, oyuncularla birlikte olmak müthiş bir duygu.
‘Fenerbahçe için yaptığınız bir fedakarlık’ desem, aklınıza ne gelir?
12 yaşındaydım. Fenerbahçe, Ankara Demirspor ile oynuyordu, 19 Mayıs Stadı’nda. Kale arkasındayım. Nasıl bir kar yağmış anlatamam. Hava soğuk, buz gibi. Ayaklarımda lastik papuçlar. Ev Bahçelievler’de. 4-1 mazandık maçı. Şeref Has da gol atmıştı. Ben maçın ve Fenerbahçe’nin heyecanı ile son düdükten sonra farkına vardım; ayaklarım yok. Donmuş. 19 Mayıs Stadı’ndan, Bahçelievler Karakol Durağı’na kadar koştum. O koşu ayaklarımı donmaktan kurtardı. Eve geldiğimde annem sıcak sularla ovaladı ayaklarımı. Fenerbahçe için farkında olmadan nasıl bir fedakarlık yaptığımı anladım o zaman.
Merak ediyorum, Fazıl Say ile maç izlemek nasıl bir şey?
Tamamen maça konsantre oluyor. Başka hiçbir şeye odaklanmaz. Sevinci de, üzüntüyü de en üst noktada yaşıyor. Ben o noktada değilim mesela. Bu arada ilginç bir bilgi vereyim. Benim stadyumda izlediğim hiçbir maçta yenilmedi Fenerbahçe.
NOT: Selçuk Yöntem bu sözleri doğaçlama söyledi. Oysa futbol dünyasının toteme olan inancının farkında değil. Bundan sonra Ali Koç başta tüm F.Bahçeliler onu tribünde maç izlemesi için baskı altına alacaklardır!
MAÇ SEYREDERKEN TV’Nin ÖNÜNDEN KiMSE GEÇEMEZ!
Maçları evde mi izliyorsunuz yoksa tribünde mi?
Genelde evde seyrederim. Mustafa Denizli, Fazıl Say, Emre Can gibi dostlarımla birlikte. Evde maç izlemek daha çok hoşuma gidiyor.
Toteminiz var mı? Mesela takım galipse oturduğunuz koltuktan kalkmamak gibi?
Fenerbahçe’nin zorlandığı anlarda, mesela bir gol atmaya, ya da yememeye ihtiyacı olduğu dakikalarda ayağa kalkarım, açı değiştiririm. İşe yaradığı da oluyor.
Siz maç seyrettiğiniz esnada televizyonun önünden geçme cesareti gösteren oluyor mu?
Hayır tabii ki. Zaten televizyonun önünden geçmeye konum izin vermiyor. Ama Murphy kanunu. Su almaya gitsem gol oluyor, izleyemiyorum!
FENERBAHÇE; LACiVERTiN BÜYÜSÜ, KARiZMASIDIR
Fenerbahçe olmasaydı hayatınızda?..
Hayatımda çok büyük bir boşluk olurdu. Sporun büyüsü birlikte coşmak, eğlenmek. Tiyatroda ve konserde de öyle değil mi... Üstelik futbol çok sade bir oyun. Karmaşık değil. Futbol olmasaydı, toplumsal yaşamda da büyük bir boşluk olurdu. Ben Fenerbahçe’ye “Lacivertin büyüsü, karizması” diyorum. Gecenin o son karanlığında gökyüzünde beliren lacivertin sarıyla bütünleşmesini, ahengini, armonisini uyandırıyor bende.
LEFTER’iN GiYDiĞi ÇUBUKLU FORMANIN YERi BAMBAŞKA
Fenerbahçe taraftarısınız. Peki kulüp üyeliği?
2007 yılında kongre üyesi oldum. Fenerbahçeliliğimi resmileştirdim.
Forma alır mısınız?
2007’den beri tüm formaları aldım. Ama benim için Lefter’in giydiği çubuklu formanın ayrı bir yeri var. O özel.
SKORLARA GÖRE NABZIM DEĞiŞiR
Fenerbahçe kaybettiğinde ne hissedersiniz?
Maçların ikinci yarısı başlar bende heyecan. İlk yarı ısınma gibi bir şey benim için. İkinci yarı final. Galibiyet, beraberlik ya da yenilgi gibi durumlarda nabzım değişir. Ve ertesi gün spor sayfalarını okumam.
DELi DUMRUL’DA ELiYLE 2-1 YAPIP BENi KIZDIRDI
Maç skorlarıyla oluşan ruh hali oyunlara yansır m? Deli Dumrul’u oynuyoruz. Sabri Özmener, zenne kılığında dans eder ve önümden geçerdi. Dans ederken de ellerini de kullanıyor haliyle. Biz oyundayken, maç oynanıyor ve diyelim ki 2-1 gerideyiz. Bir eliyle 2, diğer eliyle 1 yaparak bana göndermede bulunurdu. Maçın skorunu sorduğuma soracağıma pişman ederdi.