Sayın başkanım!...
Güncelleme Tarihi:
Canım kadar sevdiğim Trabzonspor'umun, acı ve tatlı her gününü yaşadım. Gazeteciliğimden önce, bir taraftar olarak yıllarca peşinden koştum. Sırtıma cop, kafama taş yedim. İyi de nereye kadar?
Sayın başkanım; hem gazeteci, hem de büyük kulübümüzün divan kurulu üyesi olarak size seslenmek istiyorum: Evet; matematiksel olarak bugün şampiyonluk şansımız hala devam ediyor. Hele böylesine sapıtmış bir ligde, kimin ne yapacağı da belli değil ve bu doğru. Ama bir başka gerçek; artık bazı yeni yüzlere de ihtiyaç var. Az önce bu lig sapıtmış dedim ya; bakınız neler oluyor...
Kayserispor-Trabzonspor maçı sırasında, kendilerini Trabzonsporlu gösteren bazı fanatikler sahaya girip, futbolcuları ve teknik heyeti tehdit ederek, adeta ‘‘maçı vereceksiniz’’ diyebiliyorlar. Bunların çokluğu, iki elin parmak sayısını da geçmez. Yoksa Ogün olayı unutuldu mu?
KİM DUR DİYECEK?
Ben olaya sadece Trabzonspor açısınıdan bakmıyorum. Bu sapıtmış lig almış başını gidiyor. Buna ‘‘dur’’ demeye, her nedense kimsenin yüreği de yetmiyor! Başbakan Mesut Yılmaz, yöremizin devlet bakanı Eyüp Aşık'ı ayağı uğurlu gelmiyor diye, ısrarla bizim maçlara gönderebiliyor!.. Çok tartışılan G.Saray-Altay maçı sonrası, bir forma olayıdır sürüp gidiyor. Doğruluk derecesini bilemem! Durunuz daha bitmedi sayın başkanım.
F.Bahçe-Dardanelspor maçı ile ilgili de söylenenler midemi bulandırmadı değil. Ama izlemediğim için onu da bilemem... Ama asıl suçlu kim biliyor musunuz? İzin verirseniz, ona bir parantez açmak istiyorum. Yani, benim sevgili küçüğüm Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'a!..
ULUSOY'A TAVSİYEM
Sakın BİMAŞ olayını düşündüğümü sanmayınız. Zaten o olay benim boyumu çok aşar. Buradan, çocukluğundan beri tanıdığım, ailesiyle içiçe olduğum ve her ferdini yakinen tanıdığım Ulusoy ailesinin en küçük fertlerinden biri olan Haluk Ulusoy'a da seslenmek istiyorum:
Bak Haluk; gazeteciliğimi unutup, bir ağabeyin olarak sana sesleniyorum. Ben Fenerbahçe'nin kendi evinde oynadığı maçlarda neler olduğunu görmek istiyorum. Bunu hangi kılıfa uydurursun bilemem. Ama şu bir gerçek ki; şayet Fenerbahçe şampiyon olursa, buna şaibeli diyenler olabilir. Sakın ola hak etmediğinden dolayı sanmayınız. Kendi sahasında neler olup bittiğini kamuoyunun görememesinden bu yakıştırma yapılacaktır. İpi göğüsleyemeyenler de, bunu çok iyi kullanacaklardır! Sence, bir koltuk uğruna Ulusoy adına böyle bir leke getirilir mi?