Güncelleme Tarihi:
İşte Şansal Büyüka'nın Milliyet'e verdiği röportajın bir bölümü;
Yapılan protestolar için ne diyeceksiniz? Özellikle Galatasaraylı futbolcular pas yaparken taraftarının “oley oley” diye bağırması çok rencide ediciydi.
Kaptan Selçuk penaltı atmaya geliyor, seyirci o sırada “Sneijder” diye bağırıyor. Bunun Galatasaray’a zarardan başka ne yararı var? Geçen yıl üç kupa kazanılırken bu takımın kaptanı Selçuk değil miydi? Bu sezon tek kötü oynayan Selçuk mu? Melo futbolcuların ısrarı ile gönderilirken, bu ayrılıkta başrolü yabancı oyuncular oynamadı mı? Yabancılara bu kadar engin bir hoşgörü ile bakar, her kötüde faturayı yerli oyuncuya kesersen o takımın birliği, bütünlüğü kalır mı? Oyunculara sorup hoca getirirsen, o hoca mı takımı yönetir, yoksa futbolcular mı hocayı? Selçuk için ciddi bir algı operasyonu yapılıyor ve bu konuda kimse kaptanını savunmuyor? Selçuk bu kadar kötüyse niye hala kaptan, niye kolundan o kaptanlık bandını almıyorsunuz? İyiyse, bu yapılanları hak etmiyorsa, çıkıp niye savunmuyorsunuz?
Psikolojik olarak biten bir Umut Bulut var karşımızda... Zaten düşüşteydi, Burak’ın gidişi sonrasında omuzlarına aldığı yükle dip yaptı.
Umut daha önceleri hiç olmazsa gol atıyordu. Şimdi kendini atıyor. Aslında ne kadar çalışkan ve iyi niyetli oyuncu olursan ol, bu psikolojide oynamak zor... Sezon sonu bir ayrılık hem Galatasaray’a, hem Umut’a ilaç gibi gelir.
SELÇUK GİDERSE ÇİN'E GİDER
Peki, size göre sezon sonu bir ayrılık olur mu?
Bilal bak kardeşim, bazılarının değeri varlıklarında değil, yokluklarında belli olur. Bu takımdan Burak’ı kaçırttılar. Bonservis bedelinin yüzde 25’ini Trabzonspor’a vereceğin düşünülürse, aldığın para 5 milyon 250 bin euro... Bu paraya Burak gibi adam satılır mı? Bu kadar protesto olmasa bu kadar tepki olmasa Burak gider miydi? Benzer şeyler şimdi Selçuk için yapılıyor. Bu algı, bu protesto, her kötüyü Selçuk’tan bilme alışkanlığı devam ederse Selçuk’u da tutamazsın... Selçuk da Çin’e gider. Daha doğrusu Selçuk, Çin’e kaçar. Kaçırtırsın... Gitsin istiyorsan o başka... Ama gidenin yeri de dolmuyor? Ne oldu Melo’nun boşluğu, ne oldu Burak’ın yokluğu?