Güncelleme Tarihi:
BEŞİKTAŞ, Galatasaray maçından sonra işi bırakmış gibi gözüktü. 13 maç üst üste gördüğümüz o hırs, o istek, o kenetlenme dün yoktu. Sanki bir formalite maçına çıkmışlardı. Bilemiyorum, belki de Antalya'ya tatile gelmişlerdi. Böyle olduğu için de oyunun kontrolünü bir türlü ellerine geçiremediler. Ofansif yönde etkili olamadıkları gibi, defanslarında da Antalyaspor'a çok büyük boş alanlar bıraktılar, kalelerinde epeyce tehlike yaşadılar. Özellikle göbekte büyük gedikler vardı.
Büyük takım bedava gol yemez. Beşiktaş'ın yediği iki gol evlere şenlik. İlk gol köşe atışından. Guintchev kafayı vururken, çevresinde 3-4 Beşiktaşlı vardı. Ve hiç kimse Guintchev'e en ufak müdahelede bulunmadı. İkinci golde de Halilagiç, Fazlı'yı bomboş bıraktı. Fazlı da elini kolunu sallayarak, gitti golünü attı. Defanstaki bu yetersizlik biraz da orta alandan yeterince yardım gelmemesinden kaynaklandı.
SADECE MEHMET
Tek gol umudu Mehmet'ti... Kaptanın golü enfesti, harika vurdu. İkinci golün başlangıç ayağı da Şifo oldu. Mehmet çok top kaybetti ancak her hücum organizasyonunda başrolü üstlendi. Mehmet çırpınırken, yanındaki Ahmet inanılmaz derecede dağınıktı. Hemen hemen her topu ezdi, çiğnedi. Briegel, Ahmet'i oyundan almakla yerden göğe haklıydı. Orta alanda sadece Ayhan golü düşünüyordu. Ancak o da beklediğimiz çizgide değildi. Bayram ve Yasin'in karşı kale ile ilgileri pek yoktu.
Düşme korkusunu yüreğinin tam ortasında hisseden Antalyaspor, canını dişine takarak oynadı. Son vuruşlarda biraz daha dikkatli olsalardı, 3 puanla maçı noktalayabilirlerdi.