Güncelleme Tarihi:
Yurdumuzun Birecik yöresini mekan tutan kelaynaklar, yaklaşık 30 yıl önce, olası bir çekirge istilasına karşı yöre halkı tarafından bilinçsizce yoğun DDT kullanımı sonucunda sayıları bir zamanlar bine ulaşırken, neredeyse yok denecek kadar aza düşmüştür. Çekirge, böcek, vs. ile beslenen bu nadide kuşların sağ kalanlarının üremelerini ise bünyelerinde biriken DDT olumsuz etkilemiştir.
***
Doğa konusundaki bilimsel otoritelerce de tükendiği kabul edilen kelaynaklar için yeni bir umut ışığı doğduğunu duyunca, Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürü Nevzat Ceylan dostumu arayarak, yapılan çalışmalar ve son gelişmeler hakkında bilgi aldım, sizlere de aynen aktarıyorum;
***
‘‘Bilindiği gibi her yıl Şubat ayında Türkiye'ye gelen ve Temmuz ayında tekrar güneye göç eden Kelaynaklar 1990 yılından bu yana ‘Tükendi’ olarak kubul ediliyor, doğada gözlenmiyorlardı. 1958-60 yılları arasındaki DDT'nin sebep olduğu kitle ölümlerinin yanı sıra, göç yolculuğu sırasında kayıplar vermişlerdir. Orta Doğu'daki savaşların da bu tükenişte etkisi olmuştur.
***
Kelaynak kuşlarının tüm dünyada sadece Fas ve Türkiye'de üremeleri bu iki ülkeye büyük sorumluluk yüklemektedir. Fas'ta toplu halde ölümler görülmesine ve sayılarının azalmasına karşın yaptığımız başarılı çalışmalardan dolayı Türkiye'deki kelaynakların sayısı artmaktadır. Genel Müdürlüğümüzün Urfa Birecik'te 1997 yılında tesis ettiği Kelaynak Üretme İstasyonu'nda, özellikle son yıllardaki üreme başarıları çok yüksek düzeyde gözlenmiştir ve sayıları 78'e kadar çıkartılmıştır.
***
Her yıl Şubat ayında kafeslerden doğaya salınan kelaynaklar, doğada kendileri için hazırlanan yuvalarda üremektedirler. Doğal göç ayı olan Temmuz'dan sonra da tekrar kafeslere alınmaktadırlar. Her yıl 10-15 kadar kuş kaybolmakta, bu kuşların göç ettikleri sanılmaktadır. Nitekim bazı Orta Doğu ülkelerinde kış aylarında düzenli olarak Kelaynak görülmesi bu ihtimali güçlendirmektedir. Konunun aydınlanması için bu yıl kuşlar markalanarak doğaya salınmışlardır ve tüm Orta Doğu'daki kuş bilimciler, kuş gözlemciler ve doğayla ilgili kuruluşlar tarafından takip edilecek, gözlemler Genel Müdürlüğümüze iletilecektir. Böylece kelaynakların göç yolu ve hareketi de izlenecektir’’ diye sözlerine devam ederken;
***
Sekreter hanımın eline tutuşturduğu sarı zarfın içeriği, kişiye özel Orman Bakanı yazısı, kelaynakların babası Sn.Ceylan'ı da makamından alıp göçe zorlamıştır. Üzerine DDT serpilerek değil, yüreğine sıkılan kurşunla! Sn.Hasan Ekinci'den aldığı yaradan elli beş gün önce, henüz şifa bulup yuvaya dönen Ceylan, bu kez ‘‘Eli tüfekli’’ Sn.Ersin Taranoğlu'nun kurşununa hedef olmuştur. Tökezlendiği yerden apar topar kaldırılmış, Kayahan'ın ‘‘Sana sevdanın yolları, bana kurşunlar’’ şarkısını mırıldanarak, bürokrasinin ve siyasetin alaca karanlığına gömülmüştür.
‘‘Ayakları pınar, başı göl’’ olsun.