Güncelleme Tarihi:
"Beni bütün aşamalarda Amerikayı başarıya taşımış olan insanlardan ayrı tutun" diyor Sampson hüzünlü bir sesle. Sampson sözlerine, "Hayatımda hiç bir zaman kaybetmemiştim ve çalıştırdığım her takım kendi amacına ulaşmıştı. Her zaman. Bunun devam etmesini umuyorum" şeklinde devam ediyor.
Amerikan futbolu, 1985 yılından beri en kötü sezonunu yaşıyor. Amerika Futbol Federasyonu Başkanı Alan Rothenberg 2002 yılında yapılacak kupa maçlarına hazırlanmak için ya Sampson ile devam diyecek ya da Alberto Parreira gibi çok kaliteli bir teknik direktörü takımın başına getirecek.
İran maçını 2-1 kaybettikleri o Pazar gecesi, hakemin bitiş düdüğünden birkaç dakika sonra duygularını "Yaptığı işten gurur duyuyorum ve de vicdanım rahat" şeklinde özetlemiştir. olduğunu söyleyen Sampson, "Federasyon beni istemiyorsa başka bir organizasyon beni tercih edecektir". Almanya karşısındaki ilk 45 dakika hariç takımının performansından gurur duyduğunu da belirten Sampson, bir gazetecinin sorusunu yanıtlarken gelecek ile ilgili belirtiler de veriyordu: "İnanılmaz derecede uluslararası deneyimim oldu. 40 yaşlarındaki Kuzey ve Orta Amerika'da bunu yaşayan iki koçtan biriyim. Bu deneyimin ender olarak yaşanabileceğini düşünüyorum.
Rothenberg onu emekliye ayırsa bile Birinci Futbol Ligi'nde görev alabilir veya Kuzey veya Orta Amerika'daki klüp veya ulusal bir takımı çalıştırmaya başlayabilir. İspanyolcayı bir İspanyol gibi akıcı ve rahat konuşabiliyor. Bütün tekliflere açık olduğunu ve son altı aydır bazı tekliflerin de geldiğini belirtiyor.
Takım Sampson ile birlikte, Milutinovic'in savunmaya dayalı oyun stilini terk etmesinden sonra, Brezilya, Nijerya Arjantin ve Meksika ile oynanan maçlarda oldukça etkileyici zaferler kazandırdı. Ancak en büyük zaferler karşı takım asıl gücüyle oynamadığı zaman kazanıldı. Dünya Kupası'nda ise takımlar sahada kendi oyunlarını kabul ettirip atak bir futbol oynarken, Amerikalı oyuncular adeta yürüdü.
"Geleceğimizle ilgili Dünya Kupası'nın bitiminden sonra düşünmeye başlayacağız."
Tam işkolik
Kendine özgü bir stile sahip olan Sampson, kendi kafasındaki imaja uygun bir takım kurdu. Tam bir işkolik olan Sampson, genellikle hergün üç oyuncuyla bire bir çalışmayı seviyor. Amerikalı Futbol yetkililerinin söylediğine göre Internet üzerinde bulabildiği her makaleyi okuyan Sampson, İran takımı hakkında Web üzerinde bilgiye ulaşabilmek için, Farsça konuşan birini bile yardımcılığına getirmiş.
Santa Clara'yı beş sezon çalıştıran Sampson, 1994 Dünya Kupası organizasyonuna seçildiği zaman 1989'daki NCAA şampiyonasında takımının başındaydı. 1993 yılında Milutinovic'in asistanı olarak çalışmaya başlayan Sampson, Bora'nın 1996 Olimpiyat takımındaki bir numaralı koçu Timo Liekoski'nin istifasından sonra görevden en tepedeki görevi kendiliğinden geldi.