"Şampiyonluk bir unvandır"
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2011 17:41
Bursaspor Futbol Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı, “Bizim kültürümüzde 'hapşıran' birine 'ölmek üzeresin' değil, 'çok yaşa' denir. Ama üzülerek görüyoruz ki, hafif bir soğuk algınlığı bile Bursaspor'u 'hasta' görmek için can atanları harekete geçirdi” dedi.
Yazıcı, kulübün resmi internet sitesindeki açıklamasında, şu an yaşadıkları dönemin, bazı kişilerin hastalıklı fikirlerini yaymaya çalışmaları için elverişli bir dönem olduğunu belirtti.
Söz konusu kişilere bu fırsatı vermemek için hiç yenilmemek, hatta hiç puan kaybetmemek gerektiğini ifade eden Yazıcı, şunları kaydetti:
“Bunu dünya üzerinde başarabilecek ne bir başkan ne bir yönetici ne de bir teknik adam vardır. Bu hastalıklı fikirlerin kamuoyuna bulaşmaması için bir tek şeye ihtiyaç vardır, o da sağduyusuna daima güvendiğimiz taraftarımızın ve bu kentin okur yazar insanlarının neredeyse yarım asır boyunca bu topraklarda benzer oyunları sahneye koymak isteyenlere itibar etmemesi ve onların tezgahına düşmemesidir. Bizim kültürümüzde hapşıran birine 'ölmek üzeresin' değil, 'çok yaşa' denir. Ama üzülerek görüyoruz ki hafif bir soğuk algınlığı bile Bursaspor'u 'hasta' görmek için can atanları harekete geçirdi. Üç yıldır karanlık köşelerinde sus pus oturanlar, 12 haftalık performansı, sanki tarihin en başarısız sezonu yaşanıyormuş hissi yaratmak suretiyle yerden yere vuruyorlar. Yönetimimizi ve teknik direktörümüzü, 'Şampiyonluğun arkasına yaslanmakla' suçlayanlar, sırtlarını 12 haftada aldığımız 4 yenilgiye dayayıp, yazdıkları felaket senaryolarında rol alacak taraftar sayısını artırmaya, ortamı germeye ve camiayı istikrarsızlaştırmaya çalışıyorlar.”
Yazıcı, krizden beslenenlerin, üç yıldır bir avuç su içemedikleri kaos musluğuna ağızlarını dayadıklarını, susuzluklarını gidermek için gün saydıklarını ifade ederek, eleştiriyle yargısız infaz arasındaki farkı bilecek yaşta ve olgunlukta olduklarını vurguladı.
“Bir maç kazanmadan ayrılan hocaları unutmuyoruz”
Özellikle medyadaki yazar ve yorumculardan hangilerinin, Bursaspor ile ilgili kaygı duyduklarının, hangilerinin kişisel beklentileri ve hesapları olduğunun farkında olduklarını dile getiren İbrahim Yazıcı, şöyle devam etti:
“Düşüncelerini özgürce ifade edenler ve yapıcı eleştiriyle yön göstermeye çalışanların sayısının, ne yazık ki güdümlü, maksatlı ve kompleksli olanların sayısından çok az olması, Bursa ve Bursasporumuz adına maalesef son derece üzücü ve kaygı vericidir. Birlikte son derece uyumlu, mutlu ve karşılıklı güvene dayalı bir şekilde çalıştığımız Teknik Direktörümüz Ertuğrul Sağlam'ın, sadece şampiyon olduğumuz sezon değil, Bursaspor'da görev aldığı tüm süre boyunca, hiçbir teknik adama nasip olmayan bir başarı grafiği çizmesi ve 98 maçlık istatistiğine bakıldığında harika bir performans ortaya koyması, onunla daha uzun yıllar birlikte olmak için yeter de artar bir durumdur. Bursaspor'da çalışıp da bir maç bile kazanamadan ayrılan hocaları da asla unutmadığımızın bilinmesini istiyoruz.”
Yazıcı, ne yönetimin ne de hocalarının asla 2010'daki tarihi şampiyonluğun arkasına sığınmadıklarını belirterek, şu görüşlere yer verdi:
“Aksine, o şampiyonluk sorumluluğumuzu kat be kat artırmış olduğu için görevimiz başında ve daha dikkatliyiz. Ancak bizim gibi düşünmeyen ve aynı hassasiyete sahip olmadan ölçüsüz ve insafsızca yorum ve yaklaşımda bulunanlara da şunu söylemek istiyoruz: Şampiyonluk bir unvandır, sopa değil. Ben, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımla beraber kulübümün başındayım. Bursasporumuzun önü açıktır. Bundan kimsenin kuşku ve şüphesi olmasın, taraftarımız her zaman olduğu gibi bize güvensin.”
Söz konusu kişilere bu fırsatı vermemek için hiç yenilmemek, hatta hiç puan kaybetmemek gerektiğini ifade eden Yazıcı, şunları kaydetti:
“Bunu dünya üzerinde başarabilecek ne bir başkan ne bir yönetici ne de bir teknik adam vardır. Bu hastalıklı fikirlerin kamuoyuna bulaşmaması için bir tek şeye ihtiyaç vardır, o da sağduyusuna daima güvendiğimiz taraftarımızın ve bu kentin okur yazar insanlarının neredeyse yarım asır boyunca bu topraklarda benzer oyunları sahneye koymak isteyenlere itibar etmemesi ve onların tezgahına düşmemesidir. Bizim kültürümüzde hapşıran birine 'ölmek üzeresin' değil, 'çok yaşa' denir. Ama üzülerek görüyoruz ki hafif bir soğuk algınlığı bile Bursaspor'u 'hasta' görmek için can atanları harekete geçirdi. Üç yıldır karanlık köşelerinde sus pus oturanlar, 12 haftalık performansı, sanki tarihin en başarısız sezonu yaşanıyormuş hissi yaratmak suretiyle yerden yere vuruyorlar. Yönetimimizi ve teknik direktörümüzü, 'Şampiyonluğun arkasına yaslanmakla' suçlayanlar, sırtlarını 12 haftada aldığımız 4 yenilgiye dayayıp, yazdıkları felaket senaryolarında rol alacak taraftar sayısını artırmaya, ortamı germeye ve camiayı istikrarsızlaştırmaya çalışıyorlar.”
Yazıcı, krizden beslenenlerin, üç yıldır bir avuç su içemedikleri kaos musluğuna ağızlarını dayadıklarını, susuzluklarını gidermek için gün saydıklarını ifade ederek, eleştiriyle yargısız infaz arasındaki farkı bilecek yaşta ve olgunlukta olduklarını vurguladı.
“Bir maç kazanmadan ayrılan hocaları unutmuyoruz”
Özellikle medyadaki yazar ve yorumculardan hangilerinin, Bursaspor ile ilgili kaygı duyduklarının, hangilerinin kişisel beklentileri ve hesapları olduğunun farkında olduklarını dile getiren İbrahim Yazıcı, şöyle devam etti:
“Düşüncelerini özgürce ifade edenler ve yapıcı eleştiriyle yön göstermeye çalışanların sayısının, ne yazık ki güdümlü, maksatlı ve kompleksli olanların sayısından çok az olması, Bursa ve Bursasporumuz adına maalesef son derece üzücü ve kaygı vericidir. Birlikte son derece uyumlu, mutlu ve karşılıklı güvene dayalı bir şekilde çalıştığımız Teknik Direktörümüz Ertuğrul Sağlam'ın, sadece şampiyon olduğumuz sezon değil, Bursaspor'da görev aldığı tüm süre boyunca, hiçbir teknik adama nasip olmayan bir başarı grafiği çizmesi ve 98 maçlık istatistiğine bakıldığında harika bir performans ortaya koyması, onunla daha uzun yıllar birlikte olmak için yeter de artar bir durumdur. Bursaspor'da çalışıp da bir maç bile kazanamadan ayrılan hocaları da asla unutmadığımızın bilinmesini istiyoruz.”
Yazıcı, ne yönetimin ne de hocalarının asla 2010'daki tarihi şampiyonluğun arkasına sığınmadıklarını belirterek, şu görüşlere yer verdi:
“Aksine, o şampiyonluk sorumluluğumuzu kat be kat artırmış olduğu için görevimiz başında ve daha dikkatliyiz. Ancak bizim gibi düşünmeyen ve aynı hassasiyete sahip olmadan ölçüsüz ve insafsızca yorum ve yaklaşımda bulunanlara da şunu söylemek istiyoruz: Şampiyonluk bir unvandır, sopa değil. Ben, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımla beraber kulübümün başındayım. Bursasporumuzun önü açıktır. Bundan kimsenin kuşku ve şüphesi olmasın, taraftarımız her zaman olduğu gibi bize güvensin.”