Güncelleme Tarihi:
20-21 Ekim 2018 tarihlerinde Kapadokya’da gerçekleştirilecek dev organizasyonda iki binden fazla sporcunun yarışması bekleniyor (kayıtlar organizasyonun internet sitesi üzerinden yapılabiliyor).
‘PATİKA KOŞULARININ ŞAMPİYONLAR LİGİ’ KAPSAMINDA
2017 yılında 64 ülkeden bin 661 sporcunun katılımıyla düzenlenen Salomon Cappadocia Ultra-Trail, Kapadokya’nın eşsiz güzelliklerinde 119 km, 63 km ve 38 km mesafelerinde yarışma fırsatı sunuyor.
‘Patika koşularının şampiyonlar ligi’ olarak kabul edilen Ultra-Trail World Tour kapsamında düzenlenecek organizasyonla ilgili ulaştığımız Argeus Travel & Events Sahibi Aydın Ayhan Güney, Spor Arena’ya yaptığı açıklamada şunları dile getirdi...
"10 AYLIK HAZIRLIK SÜRECİMİZ VAR"
- Salomon Cappadocia Ultra-Trail tamamen sizin öncülüğünüzde başlatıldı. Bugüne kadarki sürece dair neler söylemek istersiniz, üç kelimeyle özetleyecek olsanız ne derdiniz?
Güney: Tamamen kendi çabanız ve kendi bulduğunuz desteklerle bir organizasyonu bir yerlere getirmeniz gerçekten zor. Ama zor işleri yapmamız gerekiyor ki, başarı öyle elde ediliyor. Bu işte de ilk başladığımızda hep hedefimiz büyüktü. Burada birkaç günde gerçekleşen bir aktivite var ama geriye dönüp baktığınızda 10 aylık bir hazırlık süreci var. Yaklaşık 300 kişinin her noktada görevini bilmesi ve ihtiyaç olduğu an orada olması gerekiyor. Bu büyük bir organizasyon gerektiriyor. O yüzden 3 kelimeyle değil de, 2 kelimeyle özetleyeyim; Çok zor...
"ÇOK BÜYÜK HEDEFLERE SAHİBİZ"
- Bundan sonrası için, Salomon Cappadocia Ultra-Trail için hedefleriniz nelerdir?
Güney: Çok uzun zamandır spor organizasyonları yapıyorum. Kapadokya Bisiklet Festivali, 17 yıldır yaptığımız bir organizasyon mesela... Yeni koyduğumuz organizasyonlar var. 8 yıl Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu organize ettiğimiz için çok fazla diğer organizasyonlara vakit ayıramadık. Ama son 2 senede Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu organize etmemeye başladıktan sonra başka organizasyonlara zamanımız oldu. Benim hep istediğim amatör sporculara organizasyonlar yapmaktır. Çünkü onun keyfi ayrı... Bunun için Avrupa’daki birçok organizasyona gittim ve gözlem yaptım. Bugün oralarda on binler start alıyor. Orta ve uzun vadede bizim için de neden olmasın? Kapadokya’nın özel bir alt yapısı var. Turistik bir yer ve doğal güzellikleri var. Salomon Cappadocia Ultra-Trail özeline gelirsek, iyi bir yere geldi. Ama mutlaka daha büyük hedeflerimiz var. Dünyada patika koşusu yapan her sporcunun bir kez koştuğu bir organizasyon oluşturmak istiyorum.
"GELECEKTE, ŞİMDİ 5-6 YAŞINDA OLAN ÇOCUKLARIMIZA DEVREDECEĞİZ"
- Şehir halkının size geçtiğimiz yıllardaki tepkileri nasıl oldu? Burada spor adına asıl amaçladıklarını neler?
Güney: Halkımızın ilk tepkisi şudur genelde; “İki kişi koşacak, bisiklet sürecek diye niye yolları kapatıyorsunuz!” Belli bir zaman sonra halk kimdir, oradaki esnaftır, onun ailesidir, akrabasıdır. Şehir içindeki iş yeri sahiplerinin aileleridir. Böyle bir organizasyon onlar için ekonomik bir katkıya dönüşünce organizasyonu seviyorlar. Daha sonra yıllarla birlikte takip etmeye başlıyorlar. Böyle böyle çocuklar koşmaya başlıyor, ilgi gösteriyor. Gönüllüler bu işin içine giriyor ve sosyal etkisi gerçekten çok büyük. Ama bu zaman alır. Bunu devam ettirmeliyiz. Süreklilik bu tür organizasyonlarda çok önemli... 10-15, 20-30 yıl biz yapacağız diye bir şey yok. Temelleri kuralım, başkalarına devredelim. Biz 70-80 yaşına gelince de bunu devam ettireceğiz diye bir şey yok. Bunu yaşatacak olan da bizleriz, halk. Şimdiki 5-6 yaşındaki çocuklar 15-20 yaşına gelince koşmaya alışacak. Sporla büyüyecek ve bizim de ileride 50-60 belki de, 100 yıllık organizasyonlarımız olacak.
"DEVLET ÖZEL ORGANİZASYONLARA DESTEK OLMALI"
- Organizasyona destek bulmak konusunda sıkıntılar yaşıyor musunuz?
Güney: Böyle organizasyonlarda en büyük problem destek. Öncelikle bütçeyi bulmak için tonlarca kapı aşındırmanız gerekiyor. Tüm özel şirketlere gidip ikna etmeye çabalıyorsunuz. Bunları başarıyorsunuz, diğer taraftan bürokrasiyi aşmak da özel firma için kolay değil. Yerel yönetimi ikna etmeniz gerekiyor özel organizasyonsanız. Bize bütün valiler, kaymakamlar, herkes sıcak baktı ve öyle davrandı sağ olsunlar. Ama eğer bir bürokrat sıcak bakmazsa, milyonlar bulup binlerce insan getirmeyi başarın, bir tek yetkili hayır derse yapamazsınız. Tüm bunlar aşılması zor şeyler. Özel yarış dediğinizde herkes öcü gibi bakıyor. Bunu aşmak gerek. Devletin, sistemli şekilde özel organizasyonlara desteği gerekiyor. Bu konuda devletimiz özel bir masa kurup, belli oranlarda destek için kriterler koyabilir. Özel organizasyonun kaç yıldır düzenlendiği, katılımcı sayısı, yabancı katılımcı sayısı, getirisi gibi kriterlere bakılarak; destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
"GELECEK ÖZEL ORGANİZASYONLARIN"
Güney: Sürekli devletten spor organizasyonu beklediğimiz için birkaç tane amatör organizasyonla yetiniyoruz. Kırkpınar, Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu var... Başka da yok. Bunların da birinde güreş ağaları var, diğerinde de Cumhurbaşkanı’nın ismi var. Bu böyle gidiyor ama neden 50 tane değil, neden 100 tane değil. Bu güç ve katkı olduğu sürece çok daha iyi yerlere gelebiliriz.
"YA BİR ŞEYLERDEN KAÇMAK İÇİN YA BİR ŞEYLERİ KOVALAMAK İÇİN KOŞUYORLAR"
- Sizi Cappadocia Ultra-Trail’da bugüne dek en çok etkileyen olay ne oldu?
Güney: Bir sporcunun gecenin saat 02.00’sinde bir kontrol noktasına bitmiş olacak gelip ve baktığınız zaman, “Kesin devam edemeyecek” dediğinizde, bir şeyler yiyip içip tekrardan devam edebilmesi büyük bir azim. Benim tanıştığım ciddi bir profesör doktor bir ağabeyimizin dediği bir laf vardı; “Çünkü bütün canlılar, ya kaçmak için koşar ya da kovalamak için koşar” demişti. Bu insanlar da aslında ya bir şeylerden kaçıyorlar ya da bir şeyleri kovalıyorlar koşarak... Ama bugün 100 kilometre, böyle 60-70 kilometre üzerindeki koşu mesafeleri insanın vücudu değil, beyniyle yaptığı şeyler...
"İKİ SENE ÖNCE 600 ÇOCUĞUMUZA BİSİKLET DAĞITTIK"
- Organizasyonlardan gelen gelirler ile sosyal alanda neler yapılıyor?
Güney: Biz bu organizasyonlardan elde ettiğimiz gelirler ile sosyal sorumluluk projelerine de imza atmaya çabalıyoruz. İlkokul çağındaki çocuklarımız için koşular da düzenliyoruz. İki sene önce Kapadokya’da 600 çocuğumuza bisiklet dağıttık. Her gelişimizde bisiklet ve ayakkabı dağıtımlarımıza devam ediyoruz. Onları kazanmak, onlara bu sporu sevdirmek istiyoruz. Engelli vatandaşlarımız için de eğer yapabiliyorlarsa, bu tür organizasyonlarda elimizden gelen her türlü desteği vermeye çabalıyoruz. Görme engelli bir vatandaşımız da, son yaptığımız ultra-trail organizasyonumuzda bir refakatçi eşliğinde koştu.
Salomon Cappadocia Ultra-Trail ile ilgili görüşlerini aldığımız Amer Sports Türkiye ve Körfez Ülkeleri Sorumlu İş Geliştirme Müdürü Ceylan Ateş ise, şunları söyledi...
"PATİKA KOŞUSUNU GELİŞTİRMEK İÇİN TÜRKİYE’DEYİZ"
- Sizler, Salomon olarak neden böyle bir organizasyonu destekleme yolunu seçtiniz? Neler hedefliyorsunuz?
Ateş: Salomon olarak, 1947’te Fransız dağlarında doğmuş bir şirketiz. Kayaktan gelen bir şirketiz, spordan her zaman gelen bir şirketiz. Kendi branşımız olarak ayakkabılarımızda trail running’i yani patika koşusunu seçtik. Trail running’de biz 850 milyon Euro değerindeki bir şirket olarak yüzde 45’ini bu kategoriden elde ediyoruz. Herhangi bir patika koşusuna gittiğinizde dünya çapında bizden bulabilirsiniz. Ayakkabı, suluk çantası olabilir ve elit atletlere özel ürettiğimiz tekstil ürünleri olabilir. Özelliklerimiz çok performans odaklıdır. Ürünlerimizi ve kendimizi tanıtabilmek adına bir yarışa ihtiyacımız vardı. Cappadocia Ultra-Trail ilk 2 yıl başka bir markadaydı. Fotoğraflara baktığımızda sporcularda ürünlerimizden vardı. Benim için burada önemli olan Argeus gibi değerli bir şirketin bu organizasyona ev sahipliği yapmasıydı. Bir de tabii ki, Kapadokya’da olması. Ultra-Trail World takviminde yer alması da çok önemliydi. Türkiye’de biz, patika koşusunu geliştirmek için buradayız... Türk koşucularımıza sevdirmeyi de çok istiyoruz ve bütün sene boyunca çabalıyoruz.
"İSTANBUL’UN İKİ YAKASINDA ÖZEL EĞİTİMLER VERİLİYOR"
- Asfalt koşusu ve patika koşusunda nasıl farklılıklar var. Sizlerin Salomon olarak bu konuda bilinçlendirmeyi artıracak projeleriniz var mı?
Ateş: Her şeyin bir hikayeye, bir tutkuya ihtiyacı var. Bizler de patika koşusunda bir dünya markası olan Litvanyalı Gediminas Grinius’u Türkiye’ye getirdik. Kendisiyle Kapadokya’da sadece Türk sporcuların katıldığı bazı kamplar, workshoplar gerçekleştirdik. Bir hikayeye ihtiyacımı vardı söylediğim gibi ve bunu oluşturduk. Hatta Kapadokya’daki bu kamplarımıza, İstanbul Gaziosmanpaşa’dan koşuyu seven bir sporcu arkadaşımız da katıldı. Kendisi son yaptığımız koşuda 60 kilometrelik parkuru bitirdi. Salomon olarak ürünlerimiz pahalı, bunun sebebi ise normal koşuya sizin bir spor ayakkabı ve şort-tişörtle gidebilmeniz. Ama patikada durum böyle değil. Zemine, şartlara özel tasarımlara ihtiyaç var. Şimdi İstanbul’da kamplara başladık. Her hafta sonu Salomon Koşu Ekibi ile Avrupa ve Anadolu yakasında koşular yapıyoruz. Patikada nasıl koşulduğunu da, ürünlerimizi de, nasıl beslenmemiz gerektiğini de anlatıyoruz. Bu aslında büyük bir bilim. Asfalt koşusuna kesinlikle benzemiyor. Salomon’un bir sloganıdır; “Lead sports, lead business.” Sporu yönetmelisiniz ki, işi de yönetin. Biz de önce insanlarla spor üzerinden bağ kurup, daha sonra işimizi yönetiyoruz. Müşterilerimiz bizim için çok değerli. Özel malzemelerin de değerini anlamalarını istiyoruz.
"BU BİZİM YARIŞIMIZ, İŞİMİZE RUHUMUZU DA KATIYORUZ"
- Kapadokya’daki yarışın sizin markanıza, sizin markanızın Kapadokya’daki yarışa nasıl katkılar verdiğine ve vereceğine inanıyorsunuz?
Ateş: Marka olarak para vermek çok kolay, isim vermek çok zor. O etkinliğe baştan sona kadar yüzde 100 güvenebilmelisiniz. Türkiye’de genelde para ve isim veriliyor ama ruh katılmıyor. “Biz” diyemiyorlar. Her zaman, “Bizim yarışımız” diyoruz. Böyle bir işbirliği olunca da farklı noktalara uzanabiliyorsunuz. Çok güzel bir iş, çok güzel bir doğa ve çok güzel bir marka birleşince başarıyı yakaladık. Gelecekte de uluslararası gücümüzü de kullanarak, dünya çapındaki sporcularımızı getirerek buraya çok çok değer katabiliyoruz. Gediminas Grinius buraya çok farklı bir imaj kattı. İyi organizasyon, bu imkanlara her daim sahip olmalı. Bu bir takım işi. Bu yüzden, başarılı bir noktaya geliniyor.