Yalçın GRANİT
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2002 01:49
53-0'lık galibiyet serisi Indianapolis'teki şampiyona öncesi ABD'yi gerilime sokuyor. Tarihi ilk mağlubiyet için en çok Yugoslavya ve Arjantin'den, üçüncü olarak da Türkiye'nin başı çektiği güçlü takımlardan korkuyorlar.
DÜNYA Şampiyonası sonuçlarını merakla bekleyen tek ülke biz değiliz. Amerikalı basketbolseverler de, milli takımlarının alacağı sonuçlar için gerilim içindeler. Amerikalıların, 1992 Barcelona'da başlayan, NBA oyuncuları ile katıldıkları Olimpiyat ve Dünya Şampiyonaları'nda 53-0'lık bir performansları var. Bu yüzden kendi ülkelerinde yapılacak Dünya Şampiyonası'nda kaybetmeyi hiç istemiyorlar.
Indianapolis'teki USA kadrosu doğrusunu söylemek gerekirse, onların B Takımı. En az 10 süper starın hiçbiri kadroda yok. Amerikalılar,
Shaquille O'Neal ve
Allen Iverson'a sakat olmalarından dolayı kızmıyorlar.
Vince Carter ve
Kevin Garnett gibi yıldızların olmayışını da son olimpiyat oyunları kadrosunda yer aldıkları için anlayışla karşılıyorlar. Kızdıkları tek süperstar
Kobe Bryant.
Kobe'nin bugüne kadar bir tek kere bile milli formayı giyip, ülkesine hizmet etmeyişini hazmedemiyorlar.
TEK SÜPERSTAR MILLER
Indiana kadrosu, geleceğin süper starı namzetlerinden ve görev adamlarından kurulu. İçlerinde tek süper star denebilecek oyuncu
Reggie Miller.
Miller ise 37 yaşında, onu Indiana'da oynadığı için seyirci çekmek ve gerektiğinde takımı ateşleyecek bir lider olarak görüyorlar.
Geçen ay Amerika'da bir kitap yayınlandı.
A.Wolf'un yazdığı bu kitabın adı
‘‘Basketbol büyüyor, dünya küçülüyor.’’ Kitapta son 10 yılda dünya takımları ile NBA oyuncuları arasındaki farkın giderek kapanışı anlatılıyor.
1988 Seul Olimpiyat Oyunları'nda kolejli oyunculardan kurulu USA Takımı Rusya'ya yenilince, Amerikalılar artık NBA oyuncularıyla yola devam etme kararı aldılar. 1992 Barcelona Olimpiyat Oyunları'na
‘‘Dream Team’’ Rüya Takım ile katıldılar.
Lary Bird, Michael Jordon, Magic Johnson, kısacası herkes oradaydı. USA, Barcelona'da olimpiyat şampiyonluğunu rakiplerine ortalama 43.8 sayı fark atarak kazandı. İspanya'da tüm dünya takımı oyuncularının aklı, Dream Team'e sayı atmaktan çok, süper starlarla fotoğraf çektirmekteydi. Turnuvanın ilgi çeken bir diğer görüntüsü de
Charles Barkley'in yedek sırasında can sıkıntısından esnerken çekilmiş fotoğrafıydı.
Ama seneler çabuk geçti, basketbol büyüdü dünya küçüldü. 2000 Sydney'de NBA oyuncularından kurulu takım, finalde Litvanya ile oynadı. Litvanya son anda 3 sayılık şutu soksa, olimpiyat şampiyonu oluyordu. Bunu geçen yıl İyi Niyet Oyunları'nda, Brezilya ile uzatmaya giden maç izledi. Indiana'da yorumculuk yapacak
Barkley'in dediği gibi, esneme ve yıldızlarla fotoğraf çektirme günleri artık geride kaldı.
Barkley'e göre dünyanın diğer takımlarında eskiden ancak 1-2 iyi oyuncu vardı. Ama bu rakam artık giderek artıyor.
1992'de Yugoslavya'da iyi oyuncu denecek sadece
Toni Kukoç vardı. Bugün ise Yugoslav takımında
Kukoç ayarında en az 5-6 oyuncu bulunuyor. USA'nın, NBA oyuncularıyla bile yenilmesi giderek kaçınılmaz oluyor. Bu sadece zaman meselesi.
Barkley'in tahmini, NBA oyuncularının ilk mağlubiyetleri 2004 Atina Olimpiyatı'nda gerçekleşecek.
Kötümser olan sadece
Barkley değil. Bir çok yazara göre, eskiden Avrupa'dan oyuncu bulmaya giden coachlar döndüklerinde Avrupa'nın tarihi yapıtlarını ve izledikleri sanat eserlerini anlatırlardı. Bugün ise Avrupa'dan dönen her coachun ilk demeci, gerilim içinde
‘‘Geliyorlar’’ oluyor.
USA kadrosunun coachluğunu 1990'lı yıllarda İspanya'da çalışmış,
George Karl yapıyor. Yardımcılığını geçen yıl Türkiye'de yapılan Avrupa Şampiyonası'nın gözlemcisi
Gregg Popovich yapıyor. Bu iki coach da Avrupa basketbolunu yakından tanıyorlar. Diğer iki asistan coachtan,
Kelvin Sampson bölge savunmasına karşı detaylı bilgisiyle tanınıyor. Belli ki Amerikalılar, Sydney'de Litvanya'nın zone savunması karşısında çektikleri sıkıntıdan ders almışlar. Son asistan coach
Mike Montgomery'nin çalıştığı Oklahama'daki görevi akıl hocalığı ve danışmanlık. Milli Takım'da ise ondan yıldız oyuncuları egolarından uzlaştırması bekleniyor.
TEK ÇARE O’NEAL AMA...
Bu şampiyona başlarken 53-0'lık performans, USA takımını gerilime sokuyor. Tarihi ilk mağlubiyet için en çok Yugoslavya ve Arjantin'den, üçüncü olarak da Türkiye'nin başı çektiği güçlü takımlardan korkuyorlar.
Barkley'e göre USA'nın oynadığı her maçı kazanması için tek bir çaresi var;
Shaquille O'Neal'i pota dibine dikmek. Bu turnuvada
O'Neal yok. USA takımının bütün motivasyonu, yenilgi hanesini boş bırakmak üzerine kurulu.
‘‘Geçen ay Amerika'da bir kitap yayınlandı. A.Wolf'un yazdığı bu kitabın adı ‘‘Basketbol büyüyor, dünya küçülüyor.’’ Kitapta son 10 yılda dünya takımları ile NBA oyuncuları arasındaki farkın giderek kapanışı anlatılıyor.’’‘‘NBA oyuncularından kurulu takım, 2000 Sydney finalinde Litvanya son anda 3 sayılık şutu soksa, olimpiyat şampiyonluğunu kaptıracaktı. Geçen yıl İyi Niyet Oyunları'nda, Brezilya ile oynanan maç uzatmaya gitti. ’’