Güncelleme Tarihi:
Banu YELKOVAN - Dakika 65’te skoru Roma adına 2-0’a getiren golü yiyene kadar Trabzonspor, Roma karşısında hem oyun hem gol pozisyonu olarak önde görünüyordu. Tıpkı ilk maçta olduğu gibi ikisi net, birkaç gol pozisyonuna girmiş, tıpkı ilk maçta olduğu gibi yakaladıklarını değerlendirememişti. Özellikle ikinci yarının ilk yarısında Marek Hamsik’in ayağından yakaladığı pozisyonlar sonrası, golü yemiş olması ‘atamayana atarlar’ kategorisinde değerlendirilebilir en fazla.
KIRILMA ANI 2. GOL
İkinci golü yedikleri andan itibaren, ilk maçı 2-1 kaybetmiş olmanın ağırlığı iyice çöktü üzerlerine. Maçı uzatmaya götürmek için artık üç gole ihtiyacı vardı bordo mavililerin ve sanırım sahadaki kimse bunun olabileceğine inanmıyordu. Bu sene Avrupa’da çıktıkları maçları tek kelimeyle özetleyecek olsak seçeceğimiz kelime ‘şansızlık’ olsa da; ligde geride kalan iki haftada, geçen sezonda kendilerini şampiyonluk yarışında geride bırakan eksikliklerini doğru tespit ve tedavi etmiş izlenimi verseler de; ilk maçta iyi oyuna rağmen kaybetmiş, ikinci maça ümitlerini taze tutarak çıkmış olsalar da atamadıktan sonra söylenecek pek de bir şey yok aslında.
MOURINHO TESELLİSİ
Karşıdaki takımın Jose Mourinho liderliğinde, Konfederasyon Ligi’nin en iddialı takımlarından biri olması bu maçları izlemiş biri için hafif bir teselli olabillir ancak. ‘Seçilmiş Kişi’ olarak girdiği futbol dünyasında son yıllarda irtifa kaybeden Mourinho, bir yandan takım içi dengeleri bir yandan taraftarla olan ilişkiyi bir yandan da aslında kendini temize çekmek adına yeniden şekillendiriyor Roma’yı.
TRABZONSPOR'A DERS
Bu tarz maçlarda güçlü olan takımın, hele bir de ev sahibiyse maçı kazanmasına da alışkınız ancak her şeye rağmen bir anlam çıkaracaksak bu maçlardan, sonucu biraz da Roma kalecisi Rui Patricio’nun performansına bağlayabilir ve Trabzon’un bundan sonrası için, geriye düştüğü maçları çevirmek için bir çözüm üretmesi gerektiğini söyleyebiliriz mesela.
Hemen Misli.com'a üye ol, ilk 100 TL'lik kuponuna 100 TL hediye! Yeni üyelere özel...