Güncelleme Tarihi:
Brezilyalı teknik adam yaptığı açıklamada, aktif futbolculuk döneminin ardından ara vermeden 1,5 yıl önce Rusya'da başladığı antrenörlük yaşantısına Türkiye'de teknik direktör olarak devam ettiğini hatırlattı. Oyunculuğundaki gibi teknik direktörlük yaşamında da çok mutlu olduğunu belirten Carlos, "Sürekli bir şeyler öğreniyorum. Tabii ki kendimi yenilemeye ve işimi en iyi şekilde devam ettirmeye çalışıyorum. Basitlikten yana devam ediyorum. Şu an için mutluyum" ifadesini kullandı. Hedefinin futbolculuğundaki gibi teknik direktörlüğünde de iyi bir karakter ortaya koyabilmek ve başarılara imza atmak olduğunu vurgulayan Carlos, dünyanın sayılı takımlarından birini çalıştırmayı istemek gibi bir takıntısı bulunmadığını söyledi. Çalıştığı takımlarda başarılı olmayı amaçladığını anlatan Carlos, "Şu an Sivasspor'dayım. Burada başarılı olmak istiyorum. Zaten göstereceğimiz başarılardan sonra takımlar ortaya çıkacaktır. Biz de ona göre düşüneceğiz" diye konuştu.
"Türk futbolunu çok seviyorum"
Carlos, Spor Toto Süper Lig'in kaliteli bir lig olduğunu dile getirerek, Türk futbolunu çok sevdiğini bildirdi. Son zamanlarda Türkiye'de takımlar arasındaki kalitenin birbirine çok yaklaştığına dikkati çeken Carlos, şöyle devam etti: "Türk futbolu, ülkemdeki futbola çok benziyor. Taraftarlar futbolu çok seviyor. Mücadeleci bir lig var. Bundan dolayı Türk futbolunu çok beğeniyorum, çok seviyorum. Bursaspor yıllar sonra şampiyon olarak Anadolu'dan bir şampiyon çıkabileceğini gösterdi. Ben de bunu gerçekleştirebilirim. Neden olmasın. Benim burada iki yıl daha sözleşmem var ama bir şeyler için söz vermek değil bu. İmkanı olursa tabii ki yapmak için çalışırız. Şu an için her şey yolunda gidiyor." Sivasspor'un hedefinin, Avrupa kupalarında mücadele etmek olduğu bilgisini veren Carlos, bu çerçevede mantaliteleri ve oyun organizasyonlarının değişmeyeceğini, aynı şekilde yola devam edeceklerini belirtti.
Örnek aldığı teknik direktörler
Bugüne kadar futbolcuyken çalıştığı tüm teknik direktörlerden hep bir şeyler öğrendiğini dile getiren Carlos, Guus Hiddink, Vicente del Bosque, Mario Zagallo ve Luiz Felipe Scolari'yi örnek aldığını anlattı. Carlos, aktif futbolculuk döneminde "dünyanın en iyi sol beki" gösterilmesinin her zaman kendisini gururlandırdığını söyleyerek, şimdi aynı mevkide oynayan Real Madrid'den Marcelo ve Barcelona'dan Jordi Alba'yı beğendiğini, ikisinin de çok iyi işler yapabileceğine inandığını bildirdi.
"Bir gün Fenerbahçe'yi çalıştırma ihtimalim olabilir"
Roberto Carlos, bir dönem formasını giydiği Fenerbahçe'de güzel günlerinin geçtiğini dile getirdi. Gelecekte sarı-lacivertli ekibin başında teknik direktör olarak görev yapabileceğine dikkati çeken Carlos, "Bir gün Fenerbahçe'yi çalıştırma ihtimalim olabilir. Büyük takımlara ulaşmak için çalışacağız" dedi. Bu kulüpten ayrıldıktan sonra bazı sıkıntılar yaşandığına da değinen Carlos, "Fenerbahçe bütün skandallardan kendisini sıyırıp dünya futbolunun önde gelen takımlarından biri olmaya her zaman devam edecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Gerek futbolculuk döneminde gerekse teknik direktör olarak futbolseverlerin her zaman yoğun ilgisiyle karşılaştığını ve bu ilgiden hiçbir zaman rahatsızlık duymadığını ifade eden Carlos, "Sanırım bu bittiği zaman sıkılacağım. İnsanlar bana karşı fazla ilgi göstermemeye başladıkları zaman, 'acaba beni unuttular mı?' diye düşünüp o zaman sıkılacağım, o zaman üzüleceğim" diye konuştu.
TFF'ye "yabancı kontenjanı" çağrısı
Brezilyalı teknik adam, büyük takımların her zaman kadrolarında büyük futbolcular istediğini, bu çerçevede son dönemde özellikle Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın, kendilerine yakışan dünyaca ünlü yıldız isimleri kadrosuna kattığını dile getirdi. Son olarak Beşiktaş'ın Brezilyalı yıldız Ronaldinho'yu transfer etmek için mücadele ettiğini ancak bunun gerçekleşmediğini hatırlatan Carlos, "Türkiye'ye bu tip yıldız isimler gelmeli. Federasyonun da bununla ilgili biraz daha düşünüp ona göre kararlar alması gerekiyor. Federasyon, yabancı sınırlamasında iki oyuncu kapasitesi daha açabilse çok iyi olur" görüşlerini iletti.
Carlos, yabancı futbolcuların pek çoğunun Türkiye'yi çok sevdiğini ve bundan dolayı "Türkiye benim ikinci evim" şeklinde açıklamalarda bulunduğuna dikkati çekerek, kendisinin de Türkiye'yi ve Türk insanını çok sevdiğini anlattı.
Türkiye hakkındaki görüşlerini aktaran Carlos, şunları kaydetti: "Türkiye benim üçüncü evim. Benim için Brezilya ve İspanya'nın ardından Türkiye geliyor. Çünkü bütün kariyerim, bütün hayatım biraz da İspanya üzerine kurulu. Bu yüzden orasını ikinci diyeceğim ama Türkiye'ye geldiğim ilk günden beri, Fenerbahçe günlerimden beri bana karşı çok iyi bir yaklaşım var. O yüzden Türkiye benim üçüncü evim diyebilirim."
Yeşil sahalara özlem duyuyor
Roberto Carlos, bir teknik adam olarak saha kenarında bulunmasına rağmen futbolculuk dönemini özlediğinden bahsetti. Zaman zaman antrenmanlarda özellikle şut çalışmalarında oyuncularına eşlik ettiğini söyleyen Carlos, şöyle devam etti: "Müsabakalar sırasında da futbolcu olarak sahada bulunmanın özlemini çekiyorum. Şu an bir teknik adam olarak futbolun baskısını üzerimde hissediyorum ama bir futbolcu olarak sahanın içindeki o baskıyı hissetmek çok daha farklıydı. Tabii antrenmanlarda da çıkıp o şekilde keyif alıyorum. Artı bir şeylerin nasıl yapılacağını göstermek için oyuncularıma antrenmanlarda yardımlarda bulunuyorum."
Arda Turan'a övgü
Carlos, İspanya'nın Atletico Madrid takımında forma giyen Arda Turan'ın büyük bir oyuncu olduğuna işaret etti. Arda Turan'ı sahada iyi işler yapan, Türkiye'yi de çok iyi bir şekilde temsil eden bir oyuncu olarak niteleyen Carlos, "Arda'nın dışında İspanya'da oynayabilecek başka Türk oyuncular da var ama iyi çalışmaları gerekli. İyi çalışırlarsa İspanya'dan teklif alabilirler" ifadesini kullandı.
Dünya Kupası'nda favorisi Brezilya
Bu yıl Brezilya'da düzenlenecek Dünya Kupası'nda favorisinin, ülkesinin milli takımı olduğunu açıklayan Carlos, futbolseverlerin güzel bir kupa organizasyonu izleyeceğini kaydetti. Carlos, Dünya Kupası'yla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Her şey çok iyi organize edilecek. Güvenlik ve organizasyon anlamında her şey çok güzel olacak. Herkes çok iyi bir Dünya Kupası izleyecek. Sanırım izlediğimiz en iyi dünya kupası olacak ancak Türk Milli Takımı burada olamayacak. Milli Takım içinde yaşanmış olan bir problem. Belki futbolculardan, belki hocalardan, belki yeterli deneyim olmamasından kaynaklanan bir problem. Bu şekilde sonuçlanıyor maalesef. Bu tür organizasyonlara gerçek futbol ülkelerinin her zaman katılması lazım. Brezilya gibi, İspanya gibi... Bunların arasında tabii ki Türkiye'yi de sayabiliriz. Türk Milli Takımı kesinlikle Dünya Kupası'na katılmalıydı ama maalesef olmadı. Bu konuda üzgünüm."
FIFA Ballon d'Or Ödülünü, Real Madrid'in dünyaca ünlü Portekizli yıldızı Cristiano Ronaldo'nun hak ederek kazandığını da vurgulayan Carlos, "Çünkü çok iyi bir sezon geçirdi. Bu ödül için gerçekten 4 senedir çalışan bir oyuncu. Hak ettiği bir ödül oldu" diye konuştu.