Ribaund canavarından önemli mesajlar

Seçici, gözü kara, ne istediğini bilen bir oyuncu… Belki de başarısının sırrı bu özelliklerinde gizli… Voleybolcu bir aileden basketbolu tercih ederek yolculuğuna başlamış.

Taraftarı olduğu renklerin içinde uzun yıllar basketbol oynadıktan sonra Pınar Karşıyaka, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Türk Telekom için ter döktüktü. Şimdi ise TED Ankara Kolejliler takımının formasını giyiyor.

Son 3 yılda ribaundlarda sergilediği performans ile adından çok söz ettiren Nedim Yücel, başarısının sırlarını paylaşırken, kendisini örnek alan gençlere de tavsiyelerde bulundu…

İşte Türkiye Basketbol Federasyonu'ndan Dilvin Yücebarlas'ın Nedim Yücel röportajı;

Voleybolcu olman beklenirken, nasıl oldu da basketbola yönlendin?
Kuzenlerim, ablam ve babam voleybolcuydu. Spora başlama yaşım geldiğinde ben de her çocuk gibi futbol oynamak istedim ama boyumdan dolayı bu isteğimi gerçekleştirmedim. Ailemin voleybol oynamam yönünde telkinleri oldu ancak ben Eczacıbaşı’nda basketbol oynamaya başladım. Şanssızlık ki; ben basketbola başlar başlamaz kulüp kapandı. Böyle olunca ailemin ve benim taraftarı olduğum Beşiktaş Kulübü’ne gitmeye karar verdim ve 6 yılı A takım olmak üzere 15 sene de bu formayı giydim.

Kariyerinin son 3 yılında ribaund ortalamalarında gözle görülür, bir atış var. 2010-2011 sezonunda 11.3 ile ribaund kralı oldun. Şu anda da ligin ribaund liderisin. Performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Beşiktaş gibi bir takımda oynarken istediğim süreleri çok bulamıyordum. Aslında o zamanlar daha gençtim ve belki de sıçrama yeteneğimi daha da iyi kullanıyordum ama maçta kalma süresinden dolayı çift haneli ribaund istatistiklerine ulaşamıyordum. Son yıllarda formasını giydiğim takımlarda ise daha çok süre alıyorum ve tecrübem de arttı. Ribaund almak için biraz da tecrübeli olmak gerekiyor aslında. Daha iyi yer tutup, topun nereye gideceğini daha iyi ve net seziyorum artık. Açıkçası performansımda tecrübe kazanmış olmamın da önemli bir yeri var.

İşin hiç de kolay değil. Aslında bir 3 numara fiziğine sahipsin ama 4 ve 5 numaralı pozisyonların güçlü fizikleri ile mücadele ediyor ve başarılı da oluyorsun. Gençlere bir mesaj vermek adına bir oyuncunun ribaundlarda başarılı olabilmesi için gerek özel çalışmalarda gerekse maç içinde neler yapması gerekir?
Ribaund performansının özel antrenman yapmakla gelişeceğini düşünmüyorum. Daha çok konsantrasyon, istek ve zamanlama ile alakalı bir durum. Bunun dışında fizik gücü de önemli. Hem kuvvetli hem de atletik olmasınız.

Çocukken en büyük hayalin neydi?
Ben hep Beşiktaş’ta kaptan olarak kupa kaldırmak istemiştim, nasip olmadı. Aslında geçen sene transfer döneminde bu hayalimi gerçekleştirmeye çok yaklaşmıştım ama sponsor sıkıntısı yüzünden Beşiktaş’a transferim gerçekleşemedi. Eğer sponsor görüşmeleri çözümlenmiş olsaydı kaptan olarak Siyah Beyazlı formayı giyme şansım olacaktı ve kupayı da kaldırabilecektim.

Boş zamanlarında neler yaparsın?
3.5 yaşında bir kızım var ve onunla vakit geçirmek gerçekten çok güzel ve değerli. Bunun dışında arkadaş grubumuzla bir araya gelerek kağıt yada play-station oynuyoruz. Açıkçası sanatsal becerileri ve merakı olan biri değilim.

Geride kalan sürece bakıldığında TED Ankara Kolejliler inişli çıkışlı bir grafik sergiledi. Takımının bu zamana kadarki performansını nasıl değerlendiriyorsun?
Evet, hem dönemsel olarak hem de oynadığımız maçların içinde inişli çıkışı bir grafiğimiz olduğu doğru ama Spor Toto Türkiye Kupası elemelerinden bu yana da iyi basketbol oynuyoruz. Takımda egosu yüksek oyuncu hiç yok. Bu müthiş bir avantaj. Herkes birbirini seviyor ve roller benimsenmiş durumda. Her takımda rastlayamayacağınız bir arkadaşlık var. Yabancı oyuncuların Avrupa tecrübesi ile birlikte kültürel ve yaşamsal alışkanlıkları bize çok yakın ve dışarıda da ailecek buluşarak birlikte vakit geçirebiliyoruz. Bu sezon Antalya Büyükşehir Belediyesi maçı hariç, kötü oynadığımız maç yok ve mağlup olduğumuz karşılaşmalarda da son toplarda yenilgiler aldık. Şimdi önümüzde çok zorlu bir 3 maç var. Olin Edirne, Erdemir ve Türk Telekom maçlarını kazanarak bir çıkış yakalayacağımıza inanıyorum.

Senin için takım arkadaşlığının çok önemli olduğunu ve hatta bunun bir transfer kriteri olduğunu duydum…
Huzur çok önemli. İyi olmadığı takımlarda başarı zor yakalanıyor. Memur gibi antrenmana gelip gitmek, maça çıkmak değil bizim yaptığımız iş. Koraç Kupası’nı kazanan Efes Pilsen, UEFA Kupası’nı kazanan Galatasaray’a bir bakın. Bu başarılarda iletişim ve arkadaşlığın gücü var. Bu nedenle seçim yapmak durumunda olduğum zaman arkadaşlarımın çok olduğu takımları tercih ediyorum.

Biraz da ailenden bahsetmek istiyorum. Eşin sanırım voleybolcu ve bir de kızınız var. Evdeki spor sohbetleri nasıl oluyor?
Eşim eski voleybolcu. Evlenmeden önce fazla görüşemiyorduk çünkü o Fenerbahçe’de bense Beşiktaş’ta oynuyordum ve deplasmanlarımız da farklı zamanlara denk geliyordu. Birlikte Karşıyaka’ya transfer olunca da durum çok değişmedi. Sonrasında ise eşim sakatlığından dolayı kariyerini noktalamak zorunda kaldı. Açıkçası onun sporcu olması benim için büyük avantaj oldu. Gerçekten gerek hoşgörüsü gerekse özverili davranışlarıyla bana çok yardımcı oluyor. Ayrıca o da iyi bir Beşiktaşlı ve futbol maçlarına da birlikte gidiyoruz.

Ailenin başka bir üyesi daha var sanırım…
Ben doğduğumdan itibaren evimizde hep bir evcil hayvan vardı. Önce bir kedimiz sonra da köpeğimiz olmuştu. İkisinin bir arada yaşayabildiği bir ortamda hayvan sevgisi ile büyüdüm. Onlar hep ailemizin bir parçasıydı. İlk evden ayrıldığım ve Pınar Karşıyaka’ya transfer olduğumda yeni evlenmiştim ve evimde köpeğin olmaması çok büyük bir boşluktu. İzmir’de şu anda da birlikte yaşadığımız köpeğimi aldım. Kızımın da hayvan sevgisini öğrenerek büyümesini çok istedim.

Nedim Yücel ne dinler, ne izler?
Rock müzik dinliyorum. Model ve Şebnem Ferah favorilerim arasında. Yabancı gruplardan ise Coldplay, Red Hot Chili Peppers tercih ediyorum. Firends en sevdiğim diziydi ve benim için yeri çok ayrıydı. Çocukluğumda izlediğim Şampiyon filmini ve Ölü Ozanlar Derneği’ni de çok sevmiştim.

Bir daha dünyaya gelsen?
Basketbol mu futbol mu oynardım bilmiyorum ama mutlaka sporcu olurdum.

Bir röportajında oyunculuk kariyerin bitince antrenörlük değil ama menajerlik yapmak istediğini belirtmişsin. Bu tercihin sebebini öğrenebilir miyiz?
Antrenörlük çok stresli bir iş. Ben iyi yapabileceğimi düşündüğüm tarafta olmak istiyorum ve bu nedenle de takım menajerliği yapmayı istiyorum.

Son olarak birlikte çalıştığın antrenörleri birer kelime ile tanımlamanı istesek…
Ercüment sunter babacan bir antrenördür. Ahmet Kandemir ile hem altyapılarda hem de A takımlarda çok uzun yıllar birlikte çalıştım, ben de emeği çoktur. Mete Babaoğlu da iletişim kurulabilen bir yapıya sahiptir. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde birlikte çalıştığım Orhun Ene’de gerek tavırları gerekse antrenörlük felsefesi ile oyuncuya yakın duran biriydi.