Güncelleme Tarihi:
1- KULÜP OYUNCUSU BAŞKA MİLLİ OYUNCU BAŞKADIR
Lucescu’nun aday kadrosu büyük tartışma yarattı. Oynamayan veya az oynayan oyuncu sayısı fazla. Rumen hocaya yapılan eleştirileri haklı buluyor musunuz?
Lucescu maçları seyrederken Türk futbolcularının azlığından bahsediyordu. Şimdi de geniş bir kadro kuruyor! Demek ki orada herhangi bir problem yokmuş.
Bir futbolcunun milli takımda oynayabilmesi için kendi kulüp takımında oynaması veya oynamaması çok önemli değil. Lucescu’nun çağırdığı futbolcuların bir kısmı süre almıyor veya çok az süre alıyor. Ancak bunların çok önemi yok.
Arda Turan, Barcelona’da süre almıyor ama milli takım kalitesini kaybediyor mu? Emre Mor bu sezon daha hiçbir takımda forma giymedi. Selçuk İnan keza yılların milli takım gediklisi ve Galatasaray kaptanı.
Fakat o da sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Ama milli takımda görev yapmak için bazen kulüplerinde görev yapamayanların alınmaması veya alınması çok tartışılmamalıdır.
Milli takımda oynayacak kaliteye sahip futbolcular, bazen kendi takımlarında sıkıntılar yaşayabilir.
2- BURSA MAÇINA BAKIYORSA OĞUZHAN’I ALMAMALIYDI
Lucescu, Oğuzhan’ı Bursa maçında iyi oynadığı için seçtiğini, ayrıca “Sadece aptallar fikir değiştirmez” dedi. Oğuzhan kararında performans mı, baskı mı etkili oldu?
Ben fikir değiştirmeyen birçok insan tanıyorum. Ve bunların bir çoğu akıllı, aptal değil. Yani Bursa maçında Oğuzhan’ın performansını da değerlendirecek olursak, belki sahanın en verimsizlerinden biriydi. O görüntü, Oğuzhan’ın kalitesini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla Oğuzhan’ın bu kalitesi varsa ilk soruda söylediğim gibi, bir futbolcu milli takım seviyesinde defalarca sınav verdiyse, onun form grafiği bazı kararları etkilememeli. Milli takımların çekirdek kadroları vardır. Bu çekirdek kadroların formda olup olmadığı çok büyük önem taşımaz. Muhtemelen genel kamuoyu baskısı ve eleştirileri fikrini değiştirtti. Yoksa hakikaten sadece Bursa maçının görüntüsüyle ilgili karar verecekse Oğuzhan’ı almaması lazımdı. Alması için değil, almaması için bir görüntü vardı. Ama Oğuzhan’ın milli takımda her zaman olması gerektiğini düşünenlerdenim.
3- MİLLİ TAKIMIN BİR ÇEKİRDEĞİ OLUR
Hocam, bu akşam yedek kulübesinde siz olsaydınız, sahaya süreceğiniz ilk 11’de Selçuk İnan’a ve Oğuzhan Özyakup’a yer verir miydiniz?
Bir futbolcunun geniş kadroda olup olmamasıyla maç kadrosunda olup olması tamamen ayrı şeylerdir. Milli takımda ilk 11’de olmayıp, ama geniş kadroda olanlar, oradaki algıyı ve psikolojiyi değiştirir. Onun için orada olması lazım. Çekirdek kadroları ancak olağanüstü form grafiği yükselen futbolcular ve de piyasaya yeni çıkmış genç ve yıldız adayı futbolcular değiştirir. Çekirdek kadroya girecek olanlar bunlardır. Bunların da sayısı üçü dördü geçmez.
4- OTORİTESİ SARSILMAZ AMA SORU İŞARETİ OLUR
Lucescu’nun Oğuzhan Özyakup konusunda gerçekleştirdiği karar değişikliği otoritesini zayıflatır mı?
Böyle bir karar, bir hocanın otoritesini yerle bir etmez ancak soru işaretleri doğurur. Yani almaması genel kanı olarak hataydı. Bunun üzerine takıma alması ise daha büyük bir hataydı.
5- BEŞİKTAŞ, ZAMANLA DOĞRU ÇİZGİYİ BULUR
Beşiktaş’ta sanki bir şeyler eksik, fakat kimse de adını tam olarak koyamıyor. Hocam siz bu tespite katılıyor musunuz ve sorunun adını koyabiliyor musunuz?
Evet, Beşiktaş’ın sanki bir eksiği var gibi gözüküyor. Oyun temposunda ve sonuca gitmede konusunda bir sıkıntı var.
Fakat şunu da unutmalı: Başarılı geçen yıllardan sonraki başlangıçlarda hangi takım olursa olsun, bir sıkıntı dönemi yaşar. Bunu futbolcu da teknik adam da; yani herkes yaşar. Ama bu başlangıçtaki baskıdan sonra da daha doğru çizgiyi bulur. Beşiktaş’ın da yaşadığı muhtemelen bu. Başarıdan sonra bir rahatlama ister istemez ortaya çıkıyor.Beşiktaş çok mu kötü? Hayır, daha evvelki yılların görüntüsünden biraz uzak olması sorun. Fakat anormal şekilde de eski görüntüsünden uzak değil.
6- TRABZON İÇİN UMUTSUZ OLMAYA GEREK YOK
Trabzon neden şampiyon olacağı duygusunu tam olarak veremiyor?
‘50. yılda şampiyonluk’ söylemi Trabzon’da baskı yaratıyor. Sanki bir mecburiyetmiş gibi. İlk ilk 2 haftada 4 puan ve bunun 1’i de F.Bahçe’den alınınca, beklentiler de farklılaştı. Ama Göztepe yenilgisi biraz umutsuzluk yarattı. Yine söylüyorum, henüz erken. Tablo çok değişir.
7- VOLKAN, TAKIMDAKİ BASKIYI DA GÖSTERİYOR
Yılların tecrübesi Volkan Demirel, 9 kişilik Gençlerbirliği karşısında bile baskı yaşadıklarını söyledi. F.Bahçe için düşündürücü değil mi?
Karşısındaki takımın kaç kişi olduğu hiç önemli değildir. Volkan Demirel, esasen kendi yaşadıklarının yanı sıra, takım arkadaşlarının yaşadıklarını da dile getiriyor. Rakip sayısı psikolojiyi çok fazla etkilemiyor. Ben, “Fenerbahçe, Gençlerbirliği karşısında 3 puandan çok daha fazlasını kazandı” derken, bunu kast etmeye çalışıyorum.
F.BAHÇE ŞU SIRA ZORLANIYOR
Fenerbahçe, şu sıralar zorlanıyor. Eğer Volkan Demirel gibi bir tecrübe bunu; yani üzerlerinde bir baskı olduğunu söylüyorsa, ondan daha az tecrübeye sahip olan takım arkadaşlarının bu durumda ne yaşadığını ve ne hissettiğini anlamak çok daha kolay olur.
8- AVRUPALI BU LİGİ YAYINLAMAZ
3 haftaya bakarsak, yayın gelirinde 6. olan ligimiz kalitede kaçıncı?
Lig maddi değerde 6. ama kalitede çok aşağılarda. Ama gol ve heyecanda 6. sıralar civarında. İzleyici, bol ve güzel goller seyrediyor. Çekişme var ama kalitesi çok az. Bir Avrupalı, bu görüntüyle bu ligi yayınlamaz. Avrupa’nın ilk 5 ligine yakın kalite olmalı.
9- G.SARAY, BU HAVAYLA UZUN SÜRE GİDER
Sezon öncesi kendisine pek umut beslenmeyen G.Saray, 3 maç sonundaysa şampiyon ilan edildi. Bu iyi bir şey mi hocam?
Bu giriş, sezon başında takımın, taraftarın ve camianın psikolojisini son derece olumlu etkileyen bir faktördür. Ama dediğim gibi, ilk 6-7 hafta uzun vade için net bir görüntü vermez. G.Saray, tartışmasız bu sezon takıma en gerekli transferleri yapan kulüp oldu. Bu operasyonu iki sene önce planlamıştı ama olmadı. Gerçek olan şu ki, mevcut görüntü G.Saray’ın lehinedir. Fakat yine söylüyorum, futbol bazen hiç düşünülmeyenleri de yaşatan bir spordur. Ama G.Saray da bu havayla ve görüntüyle uzun süre gider. Tudor, evet aynı yerde ama futbolcu profilleri de çok değişti. Demek ki takımın ihtiyacı olan transferler yapıldı. Yani sadece futbolcu profiliyle değil, bir takım futbolcusu, hocası, idari yönetimi ve çalışanlarıyla bir bütündür. G.Saray, bunu yaratmış durumda.
10- UKRAYNA’YA YENİLİRSEK 9 PUAN YETMEYEBİLİR
Ukrayna maçında Allah bize öyle bir sonuç göstermesin. Biz kaybedip rakipler kazanınca vahim bir tablo çıkar. Ne demiştik önceki konuşmalarımızda, bize Ukrayna, İzlanda ve Hırvatistan ile oynanacak 3 maçtan 9 puan alınması yeter. Ama Ukrayna yenilgisiyle 9 puan yetmeyebilir. Sözünü ettiğim 9 puanın yetmesi için bizim Finlandiya’ya kaybetmemiz lazım. Eğer kaybetme lüksümüz olan bir puan varsa tabii. Ama ben Ukrayna’ya kaybedeceğimize ihtimal vermiyorum.