Gerçek bir gülüşü taklit etmeniz çok zordur. Dudaklarınızın köşesini yukarı kaldırarak yüzünüze "sırıtkan" bir ifade yerleştirebilirsiniz ve ayrıca bu ifadeyi güçlendirmek için göz kapaklarınızı da kısabilirsiniz. Ancak gerçekten eğlenmiyorsanız, heyecanlı, rahatlamış veya mutlu değilseniz, büyük bir olasılıkla gerçeğe benzer bir gülüşü oluşturmak için yanaklarınızı yukarı doğru, kaşlarınız aşağı doğru çekememezsiniz.
10 kişiden ancak biri, dış "orbicularis oculi" denilen göz çukurları çevresindeki kasları bu kadar büyük bir hassasiyetle kontrol edebilir.
Paul Ekman 40 yıldır insanların yüz ifadelerini inceliyor. San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Ekman, yüz ifadeleri konusunda dünya çapında bir uzman.
Ayrıca Ekman yüz ifadesi taklidinde de usta. 10.000 ifadeyi katalog olarak kayıtlarına geçiren bilim adamı, yüzündeki 43 kası tek tek oynatmayı başarıyor. Háttá kulaklarını tek tek oynatabiliyor. Ekman, "Yüz ifadesi atletizmi konusunda bir Olimpiyat dalı olsaydı kesinlikle katılırdım" diyor.
Ekman bu dalda
altın madalyayı alamayacağına inansa da, geniş bir hayran kitlesine sahip olacağı kesin. Son yıllarda terör olayları tırmandıkça,
Ekman ve meslektaşları polis memurlarına, hakimlere, havaalanı güvenlik görevlilerine, FBI ve CIA ajanlarına süphelilerin yüz ifadelerini okuma dersleri veriyor. Şu anda Amerikan Savunma Bakanlığı’nda uzman olarak çalışan bilim adamı, görevlilere, video bantlardaki yüz ifadelerini analiz etme ve tarama konusunda bir bilgisayar teknolojisinden nasıl yararlanabileceklerini gösteriyor.
Evrensel yüz ifadeleri
Darwin yüz ifadelerinin kültürden kültüre değişmeyeceğine inanıyordu. Ancak 1950 yılından sonra sosyal bilimcilerin pek çoğu bunun tam tersini düşünmeye başladı. Kimin haklı olduğunu araştırmak için Ekman 1967 yılında Papua Yeni Gine’ye giderek Fore insanları ziyaret etti.
Bu insanların özelliği, o güne dek sinema, televizyon, dergi veya çok sayıda yabancı ile karşılaşmamış olmalarıydı.
Ekman bu insanlara, yüzlerinde farklı ifadeler taşıyan insanların fotoğraflarını gösterince, bunları Batılıların değerlendirdikleri gibi yorumladıklarını gördü.
Sözgelimi yerli halkın pek çoğu üzgün yüzün sahibinin, çocuğunun ölüp ölmediğini sordular.
Bu tarihten sonra diğer bilim adamlarının yaptığı benzer çalışmalar, dünyanın dört bir yanında yüz ifadelerinin kabaca 7 kategoriye girdiğini ortaya çıkarttı:
7 kategorik yüz ifadesi
ÜZÜNTÜ: Kaşların iç köşeleri yukarı kalkarken göz kapakları sarkar. Yoğun üzüntü durumunda kaşlar birbirine yaklaşır. Dudakların köşeleri aşağı sarkar ve alt dudak yukarı ve ileriye doğru uzar.
ŞAŞKINLIK: Üst göz kapakları ve kaşlar yukarı kalkar ve çene açılarak aşağı düşer.
ÖFKE: Kaşlar alçalıp birbirine yaklaşırken üst ve alt göz kapakları kısılır. Yoğun öfke üst göz kapaklarının kalkmasına yol açar. Çene ileri doğru uzar, dudaklar sıkılır, alt dudak biraz ileri çıkar.
KÜÇÜK GÖRME/AŞAĞILAMA: Yüzün yalnızca bir yanını kapsayan tek ifadedir. Üst dudağın yarısı yukarı doğru kalkarak sıkıca kapanır.
NEFRET: Burunda kırışıklıklar oluşur ve üst dudak yukarı kalkarken alt dudak ileri doğru çıkar.
KORKU: Gözler açılır ve üst göz kapağı kalkar -şaşkınlukta olduğu gibi- fakat kaşlar birbirine yaklaşır. Dudaklar yatay olarak gerilir.
MUTLULUK: Gülümsemede dudakların köşeleri yukarı kalkar. Göz kapakları kısılırken, yanaklar yükselir ve kaşların dış köşeleri aşağı iner.
Diğer ifadeler
Yüzün bu yukarıdaki 7 duygudan başka ifadeleri de takınıp takınmayacağı tartışılır.
Memnuniyet, heyecanlanma, övünme, rahatlama, suçluluk ve utanç gibi spesifik ifadelerin de olabileceğine dikkat çeken Ekman, ancak bunların şekillerini daha çizemediğini belirtiyor.
Her ifadenin iç unsurları değişik yoğunluklarda ortaya çıkabilir veya tümüyle eksik olabilir.
Orta dereceli bir şaşkınlık, yalnızca gözlerle ifade edilebilir ve dudakta en ufak bir hareketlilik izlenmeyebilir.
Duygular genellikle spesifik bir ifadeye yol açarlar ancak bu konuda yapılan incelemeler bu sürecin tersine de işleyebildiğini gösteriyor.
Eğer yüzünüze üzgün veya öfkeli bir ifade oturtmaya uğraşırsanız, vücudunuzun geride kalan kısımları da reaksiyon verir ve istem dışı olarak bu duyguları duymaya başlarsınız.
Öfkeli bir görüntü, kalbinizin daha hızlı atmasına, kan damarlarınızın genişlemsine, cildinizin kızarmasına neden olabilir.
Korku dolu bir ifade ise ellerinizin soğumasına ve terlemesine, tüylerinizin dikelmesine yol açabilir.
Nefret içeren bir ifade ise midenizi bulandırabilir.
İçsel tepkiler
Bu içsel tepkiler bir tam dakikada veya daha uzun sürebilir Ğyani ifadelerin kendisinden daha uzun sürer. İfadeler aslında iki veya üç saniyeden daha uzun sürmez.
İnsanlar duygularını gizlemeye çalıştıkları zaman, duygular saniyenin onbeşte biri veya yirmide biri kadar kısa süre içinde yanıp söner. Bu da başkalarının fark etmesi için yeterli bir süredir.
Bundan sonra, insanlar bu "mikro ifadeleri" yüzlerinden silerler.
Ancak duyguların izini sesten silmek daha zordur. İşte bu nedenle Ekman polise şüpheliyi sürekli olarak konuşturmasını öneriyor.
Ekmen bir hafta süren derslerinde yasa uygulayıcılara yalnızca ifadeleri analiz etme yeteneğini değil, sesleri, jestleri yorumlayabilmelerini, soru sorma ve ilişki kurabilme yöntemlerini de gösteriyor.
Öğrencilerine temel duyguları nasıl tanıyabileceklerini ve genellikle yalan söyleme belirtileri olan asimetrileri nasıl yakalabileceklerini Ğçarpık bir gülüş veya yarı kapalı gözler- de öğretiyor.
Yalanı başta yakalamak önemli
Bu teknik şüphelinin ilk kez yalan söylediği durumlarda çok işe yarıyor. "Bir yalanı ne kadar sık söylerseniz, doğruluğuna da o kadar çok inanırsınız" diye konuşan Ekman, "İşte bu nedenle polisin ilk görüşmede şüphelinin yalanını yakalaması önemlidir. İş mahkemeye gittiği zaman, yalan çok sayıda provadan geçmiş ve sağlamlaşmıştır" diyor.
Bir insan yüz ifadelerindeki ipuçlarını okuma konusunda ne kadar yetenekli olursa olsun, yalanı yakalamak doğruyu tespit etmekten daha kolaydır. Ve bazı yalanlar daha kolay yakalanır.
Kibarlık olsun diye dile getirilen bir yalan Ğevsahibine yemeğin ne kadar lezzetli olduğunu söylemek veya bir arkadaşınıza giysisinin ne kadar yakıştığını söylemek gibi- , duygu yüklü bir yalanı tespit etmekten daha zordur.
Sözgelimi bir insan idam konusundaki fikirlerini dile getirirken gerçek duygularını gizlemekte zorlanır. Yasadışı bir eyleme karışıp karışmamak gibi yüksek risk taşıyan yalanlar benzer şekilde gizlenmesi zor yalanlardır.
100 bin yüz okunacak
Almerikan Savunma Bakanlığının Ekman’ın desteği ile geliştirmeye çalıştığı bilgisayar programı 10.00 yüz hareketini okuyabilecek kapasitede olacak.
Sistemin bir iki yıl içinde tamamlanması planlanıyor, ancak başarılı olsa dahi, Ekman yüz ifadelerini tanımada her zaman insanın daha becerikli olabileceğine inanıyor.
"İnsanların beyinlerinde çok gelişmiş bir bilgisayar bulunuyor" diye konuşan Ekman, "Yeterli bir eğitimle insanlar son derece büyük bir hızla karmaşık değerlendirmeler yapabilir. Ayrıca şüpheli, video görüntüsünün alınmasını beklerken söyleyeceği yalanı daha inanılır kılacak zamana kavuşur" diyor.
Ekman’ın eğitim programlarında, polis ve güvenlik yetkilileri mikro ifadeleri tanımayı bir saat içinde öğreniyor. Ancak bazı öğrencilerin diğerlerinden bu konuda daha yetenekli olduğu izleniyor. Amerikan Gizli Servis elemanları ortalamanın üzerinde bir performans sergiliyor. Bunların üçte biri, yalan söyleyen bir yüzü, doğruyu söyleyenden yüzde 80 doğruluk payı ile ayırt edebiliyor.
Psikologlar, polis memurları, CIA ve FBI ajanları, avukatlar ve üniversite öğrencileri ortalamanın biraz yukarısındalar.
Tüm resmi gören sihirbazlar
Ekman’ın meslektaşı Maureen O’Sullivan, az sayıda insanın yalanı yakalamakta yüzde yüz başarılı olabildiğini söylüyor. Son 10 yılda sınadığı 13.000 insanın içinden 31 tanesini, sihirbaz olarak değerlendiriyor.
Sihirbazlar, yalnızca ifadeleri değil, tüm resmi anında görebiliyor. "Bazı insanlar yalan söylerken yüzlerindeki ifade değişmez" diye konuşan O’Sullivan, "Sihirbazlar olağanüstü zeki olmakla birlikte bu yeteneklerini eğitim ile iyice bilemeyi başarıyorlar. Temel bir yetenek gerekli ancak bu yeteneği geliştirmek için motivasyon da gerekli" diyor.
Polis memurlarının çoğu yalanı yakalamakta bu kadar becerikli olmasalar da, O’Sullivan’ın ekibinde olağanüstü algılama gücüne sahip polisler, avukatlar, terapistler yer alıyor. Bunlar, doğal yeteneklerini normalin üzerinde çıkartmayı başaran kişiler.
Discover Ocak 2005 sayısından derlediğimiz habere göre, Ekman’ın bir sonraki hedefi daha spesifik öfke ifadelerini tanımak.
Sözgelimi saldırganlığı huysuzluktan ayıran gizli yüz ifadeleri var mı? Yasa uygulayıcılar bu yanıtı büyük bir merakla bekliyorlar. Böylece olası bir saldırıyı önceden tespit etme olanağına kavuşacaklar. Eğer böyle bir ifade varsa Ekman bu buluşunu büyük bir olasılıkla herkese açıklamayacak. Yoksa suçlular emellerini gizlemenin yeni yollarını bulabilirler.
Yedi kategorik yüz ifadesi: ÜZÜNTÜ: Kaşların iç köşeleri yukarı kalkarken göz kapakları sarkar. Yoğun üzüntü durumunda kaşlar birbirine yaklaşır. Dudakların köşeleri aşağı sarkar ve alt dudak yukarı ve ileriye doğru uzar.
ŞAŞKINLIK: Üst göz kapakları ve kaşlar yukarı kalkar ve çene açılarak aşağı düşer.
ÖFKE: Kaşlar alçalıp birbirine yaklaşırken üst ve alt göz kapakları kısılır. Yoğun öfke üst göz kapaklarının kalkmasına yol açar. Çene ileri doğru uzar, dudaklar sıkılır, alt dudak biraz ileri çıkar.
KÜÇÜK GÖRME/ AŞAĞILAMA: Yüzün yalnızca bir yanını kapsayan tek ifadedir. Üst dudağın yarısı yukarı doğru kalkarak sıkıca kapanır.
NEFRET: Burunda kırışıklıklar oluşur ve üst dudak yukarı kalkarken alt dudak ileri doğru çıkar.
KORKU: Gözler açılır ve üst göz kapağı kalkar -şaşkınlukta olduğu gibi- fakat kaşlar birbirine yaklaşır. Dudaklar yatay olarak gerilir.
MUTLULUK: Gülümsemede dudakların köşeleri yukarı kalkar. Göz kapakları kısılırken, yanaklar yükselir ve kaşların dış köşeleri aşağı iner.