OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 07, 2001 00:00
Başarı için Örs ve ekibi, ‘‘Önce savunma’’ diyor... Ancak Basketbol Milli Takımımız'ın teknik patronları sadece bununla sınırlı kalmıyorlar. Başarı için bilimselliği sonuna kadar kullanıyorlar. Tıpkı NBA takımları gibi.... Ve ardından da başarı geliyor.12 Dev Adamımız artık dünya markası. Hırvatistan'ı nefes kesen bir maçtan sonra uzatmada deviren bu aslanlar Avrupa'nın ilk 4 takımı arasına girerken tarihimizde ilk kez de Dünya Şampiyonası'nda mücadele etme hakkını kazandılar. Türk sporunun gururu olarak tarihe geçen Hırvatistan maçı sonrası basketbolumuzu ve milli takımımızı 2 dev yazarımız Yalçın Granit ve Esat Yılmaer ile konuştuk.Granit, söze point guardlardan girdi. İşte iki usta yorumcunun noktasına virgülüne dokunmadığımız sohbeti... YALÇIN GRANİT: KAFASI KARIŞIKBence Orhun'un durumu çok ilginç. Orhun bu takımın kaptanı ve liderlik ondan bekleniyor. Ama onun kafası karışık. Orhun bugünkü G.Saray Basketbol Takımı'nın kaptanı ve lideri, yarınki takımın da coachı veya menajeri. Özetle G.Saray Basketbolu'nun sembolü. Ama çocuk önümüzdeki sene hangi takımda oynayacağını bile bilmiyor. G.Saray yetkililerinin Orhun ile bir kez bile içtenlikle konuştuklarını sanmıyorum. G.Saray'ın Orhun'a borcu var. Futbolculara olan borç borç da, basketbolculara karşı bu kulübün hiç mi sorumluluğu yok? Orhun önümüzdeki yıl, profesyonel olarak Avrupa'da bir kulübe gidip oynasa, kimsenin diyeceği bir şey olamaz. Ama, ‘‘daha güvenilir bir camia’’ diye başka bir kulübe para almadan
transfer olursa, G.Saray camiası adına bundan daha büyük ayıp olamaz. ESAT YILMAER: GÖREVE ÇAĞRIOrhun kadar Kerem'in de sıkıntıları var. Bu çocuk geçen sezon Mulaömeroviç'in arkasında beklemenin zorluğunu yaşadı. Sakatlıktan dolayı yarım sezonu boş geçirdi. Şimdi hepimiz ondan yıldız olmasını bekliyoruz. Bu büyük bir haksızlık. Haliyle, Kerem'in üzerinde büyük bir psikolojik baskı oluştu. Kafası rahat olmadığı için çok hata yapıyor. Bu doğal Herkesin bu genç yeteneği rahatlatması ve ona güven vermesi gerekir. Orhun sakat, oynamıyor. Kerem hem sıkıntılı, hem de sakat. Bu durumda takımımızın dümeni Harun'un ellerinde. Harun, Hırvat maçında bu görevi çok iyi yaptı ama çok da yoruldu. Bu pozisyondan verim almamız için İbrahim ve Hidayet'in de Harun'a yardımcı olması lazım. Bu üçlü birarada oynayınca Milli Takım'ın hücum gücü de çok artıyor. İbrahim ve Hidayet'in savunma yapabilmeleri de büyük avantaj. Ancak Milli Takım için Kerem'i hazır hale getirmeliyiz. Bu görev sadece teknik ekibin değil, herkesin...YALÇIN GRANİT: ONA SAYGI DUYUNFaruk Süren, G.Saray Spor Kulübü başkanlığını, ‘‘Futbol Kulübü Başkanlığına’’ çeviren isimdi. Tüm sarı kırmızılı camia Mehmet Cansun'dan daha farklı bir yaklaşım bekliyordu. Ancak o daha da ileri gitti ve bırakın futbol kulübü başkanlığını, futbol takımının menajerliğini üstlendi. Türkiye'ye basketbolu
Galatasaray getirdi. Ve şu anda G.Saray camiası, unutulan basketbol şubesi için Mehmet Cansun'dan heyacan ve alaka bekliyor. ‘‘Vah, vah’’ dediğinizi duyar gibiyim. İşte tüm bunlara rağmen Orhun milli forma ile ter döküyor, oynamadığı maçta dahi takımın kazanması için kenarda bütün yüreği ile çırpınıyor. Bu durumda ona hayranlık ve saygıdan başka ne duyulabilir ki?Orhun'a karşı takınılan bu tutumdan sonra, siz genç, ve yürekli bir Galatasaraylı olsanız, tribünden ‘‘En büyük Cimbom’’ diye bağırabilirmisiniz?Ben bağıramam...Esat YILMAER: NBA STİLİ MOLATakımımızın kenar yönetimine de zaman zaman büyük eleştiriler geliyor. Ancak bu takımı en iyi onlar biliyor. Tam 60 gündür gece gündüz birlikteler. Üstelik bu 4 değerli teknik adam Türkiye'de ve Avrupa'da son 10 yılda bütün finallere ve başarılara imza attılar. Basketbol bilgileri ve kariyerleri tartışılmaz. Üstelik son derece bilimsel bir şekilde çalışıyorlar. Molalar sırasında önce antrenörlerin kendi aralarında yaptıkları mini toplantılar tam NBA stili. Elbette her insan gibi zaman zaman onlar da hata yapıyor. Ancak hatalarının çabuk farkına varıyorlar. Bizi bu noktaya onlar getirdi, daha ileriye de yine onlar götürecek. Bu zorlu maraton sırasında elbette eleştiriler olacak. Onlar da bu eleştirilerden yararlanacak kadar uygar ve profesyoneller. Yalçın GRANİT: YENİ UYGULAMABiz teknik kadronun sahadaki başarılarını takip edebiliyoruz. Ama bunun bir de perde arkası var. Özellikle iki yardımcı genç antrenör, Tolga Öngören ve Murat Özyer, Türkiye'de ilk defa yeni bir uygulamayı gerçekleştiriyorlar. Devre aralarında soyunma odasında kullanılan tebeşir ve kara tahta artık yerini filmlere bıraktı. Bunu Avrupa'da ilk defa Türk Milli Takımı uyguluyor. Takımımızın ilk devredeki oyunu filme alınıyor. Teknik ekip, ilk yarı boyunca maçı kaydeden kamereman ve montajcılarla telsizle irtibat kuruyor ve soyunma odasında oyunculara izletecekleri bolümleri hazırlatıyorlar. Birbiri ardına birleştirilen oyunun önemli bölümleri oyuncularımıza gösteriliyor. Bugüne kadar oyuncular sahada neler olduğunu sadece dinlerlerdi. Şimdi iş değişti. Artık ne olduğunu görüyorlar. Esat YILMAER: SAVUNMA - HÜCUMBizim teknik kadronun başarı için çizdiği yol önce savunmadan geçiyor. Her fırsatta savunmada kavga etmemiz gerektiği oyuncuların kafalarına sokuluyor. Nitekim Hırvat maçının ikinci yarısındaki silkinmede buradan başladı. Takımın hücum gücü zaten çok yüksek. Bu yıldızlar ne kadar iyi savunma yaparlarsa, hücumda da o kadar coşuyorlar. Örnek olarak İbrahim'in, Mula'yı sahadan silmesini gösterebiliriz. Mirsad'ın ribaunt üstünlüğü de takımın ateşlenmesinin başlıca nedeni. Ancak tüm bunlar tesadüf değil. Çünkü teknik kadro oynayacağımız rakipleri büyük bir ciddiyet ve titizlikle inceleyip hazırlıklarını ona göre yapıyor. Yani rakipler adeta ezberleniyor. Yalçın GRANİT: RILEY ÖRNEĞİBelki de ikinci yarıda Türk Milli Takımı'nın başarılı olmasının nedenlerinden biri bu
film uygulaması. Biliyorsunuz, yöntem dünyada ilk defa NBA ligi takımlarından, Los Angeles Lakers tarafından 80'li yılların başında baÅŸlatıldı. Pat Riley tribünlerin en üstüne çıkıyor ve maçın ilk yarısını filme alarak önemli bölümleri devre arasında oyunculara birer birer gösteriyordu. Bunu büyük bir ustalıkla yaptı. ‘‘Salonun en uzak bölümünden bu kadar ince ayrıntıyı yakalayan biri, sahanın içine girince neler yapmaz ki?’’ diye düşünen L.A.Lakers yöneticileri de ertesi yıl onu takımın coachı yaptılar. Lakers onunla 5 kez NBA ÅŸampiyonu oldu. Ve Riley de NBA tarihinin en iyi coachları arasına girdi. EÄŸer Tolga ve Murat için,‘‘Riley'e benzeyen baÅŸarı ile dolu bir coachlık yaÅŸantısı olabilir mi?’’ diye sorarsanız cevabımız şüphesiz, ‘‘Evet’’ olacaktır.Esat YILMAER: DÃœNYA DEVÄ° OLURUZÅžimdi Dünya Åžampiyonası'ndayız. Avrupa'da zirveye çıkan bu ekibin. Dünya Åžampiyonası'nda da baÅŸarılı olacağına inanıyorum. Åžurası bir gerçek ki Dünya Åžampiyonaları, Avrupa Åžampiyonaları'ndan daha kolay turnuvalar. Biz Ä°spanya ve Hırvatistan maçının ikinci yarısında oynadığımız basketbolu oynarsak dünyanın devi oluruz.Â
button