"Polat başarılı değil şanslı"

Güncelleme Tarihi:

Polat başarılı değil şanslı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2011 13:29

Adnan Polat ile girdiği seçimi kaybeden Adnan Öztürk bugün bir basın toplantısı düzenledi.

Öztürk, Polat yönetiminin hatalarını anlatarak, yapılması gerekenler konusunda camiaya mesajlar da gönderdi.

Öztürk'ün açıklamaları şöyle:

"Galatasaray'ımızın dönüşüm projelerinden en önemlisi olan Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena stadının açılışı, ne yazık ki, camiamızın en mutlu ve gururlu günlerinden birisi olması gerekirken, tüm Türkiye'nin , maalesef Galatasaray tarihinde hiç olmadık bir şekilde ,politik anlamda da gündemine oturmuş ve büyük bir üzüntü gününe dönüşmüştür. Hiç kimse, bunun elde olmayan sebeplerle meydana geldiği ve yapılabilecek bir şey olmadığı söylemini tekrarlamasın. Öngörebilmek, yöneticinin en önemli özelliklerinden birisi olmalıdır. Öngörmekten, profesyonellikten uzak yapılan organizasyonun sonucu, ne yazık ki, camiamızın tarihine kötü bir gün olarak not edilmiştir. Aylar öncesinden, Başkan ve yöneticileri ile bürokratlar arasında, stadı, sen yaptın ben yaptım kavgasını başlatan, Ali Sami Yen stadımızın kapanışında kendilerine karşı yapılan protestoları görmezden gelen, camiamızın özellikle vefa ile ilgili hassasiyetlerini analiz etmekten uzak zihniyetler, o günün mimarlarıdır. Camiamızı üzen, sadece meydana gelen olay değil, olayın devamında, Başkan ve yönetiminin sergilediği ,veya daha doğrusu sergileyemediği duruştur. Galatasaray' ımızın değerlerinin basında gelen duruşumuzun zedelenmeye çalışılması, en önemli üzüntü kaynağımızdır. Bu konuyu daha fazla irdelemenin Galatasaray ımıza bir yararı olmadığına ancak hiç bir zamanda unutulmaması gerektiğine inanıyorum.

"SEZGİN İÇİN AÇILAN ŞİFRE, STAT AÇILIŞINDA KAPALIYDI. BUNU ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL"

Bu arada, her kesimin tartıştığı sportif direktörümüzün, 3 medya mensubu ile yaptığı toplantı için Galatasaray TV nin şifresini kaldıran zihniyetin, Galatasaray'ın en önemli günlerinden birisi olan Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena Stadı'nın açılışında şifreyi kaldırmayarak, taraftarına ve camiasına iletişim adına vermeye çalıştığı öncelikli mesajı da anlamış değilim.

Stadın açılışında yaşanan olaylar neticesinde de, stadın yapımı için kulübümüzden hiçbir nakit çıkışı olmadığı, ancak iç tefrişat karşılığında, üstlenici firma ile, yönetimin deyimi ile kapağın yapımından vazgeçildiği, daha önce verilen tüm sözlere rağmen ortaya çıkmıştır.

Bu vesile ile stadımızın yapımında emeği geçen herkese canı gönülden teşekkür eder, Başkanımız ve ağabeyimiz Özhan Canaydın'ı bir kez daha rahmetle anarım. Ve tabiiki de , yapım esnasında yaşamını yitiren inşaat çalışanları, Sevgili Gökhan Yavuz, Sevgili Raşit Ek ve Sevgili Cihan Kayretli kardeşlerimize, Allahtan rahmet, ailelerine kendim ve camiam adına bir kez daha sabır ve başsağlığı dilerim.

Sportif başarısızlıkları hiç bir zaman eleştirilerimizin başına koymadık. Ancak 6 Ekim 2010 ile bugün gelinen nokta arasındaki farkı sizlerin ve kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Spor Toto Süper Lig de hiç bir iddiası kalmayan ama hala tarihimizin en pahalı ve maliyetli kadrosuna sahip futbol takımımıza Ziraat Türkiye Kupası'nda başarılar diliyorum.

"İCRAAT YAPAN YÖNETİCİLERİN PROFESYONELLİKTEN UZAK VEYA KURUMDAN ÇALIŞANLAR KAR EDİYOR SÖYLEMLERİ, ÇOK CİDDİ ANLAMDA ARAŞTIRILMASI VE AYDINLATILMASI GEREKLİ KONULARDIR"

Dünyanın her kurumunda, denetçilerin istifa etmesi, icraat yapan yöneticilerin profesyonellikten uzak veya kurumdan çalışanlar kar ediyor söylemleri, çok ciddi anlamda araştırılması ve aydınlatılması gerekli konulardır. Galatasaray'a zarar vermemek adına, bizler bu konuları fazla dile getirmedik ancak gereğinin yapılmasını hep bekledik.

"HEPİMİZ POLAT'IZ" DİYECEK KADAR BAŞKANINA BAĞLI YÖNETİCİLERLE BU HALE GELİNMESİNİN NEDENLERİ ARAŞTIRILMALI"

Devamında,3 yönetici arkadaşımız bizzat Başkan tarafından ihanet ile suçlanarak istifaya davet ediliyor ki bu arkadaşlarımızdan birisi, 2. başkanlık makamında icraatın başındaki bir kişidir. Kamuoyunun önünde "Hepimiz Polat'ız" diyecek kadar başkanına bağlı bu arkadaşımızla gelinen bu noktanın sebeplerinin tatmin edici bir şekilde bizzat Başkan tarafından açıklanması gerekir. Aralarındaki çekişme, tartışma ortamı, değil Galatasaray a, dünyada hiç bir kuruma yakışmayacak, hatta hiç bir kurum tarafından kabul edilemeyecek bir hale gelmiştir. Bir ekibin, Sn. Polat ın ekibinin en önemli şahsiyetlerinden olan, daha önce istifa eden 2 ve şimdi ettirilmek istenen ve ihanet ile suçlanan 3 yönetim kurulu üyesi arkadaşımızı da, camiamızı tatmin edici, ciddi açıklamalar yapmaya davet ediyorum.

Kulübümüzün mali konularına bugün detaylı bir şekilde girmek istemiyorum. Mali konuların her detayına mümkün olduğunca vakıf olmamıza rağmen, yaklaşan mali genel kurul için hazırlanacak dokümanların, yönetim kurulu tarafından genel kurul üyelerimize sunulmasını beklemeyi tercih ederim. Ancak geçmişten gelen alışkanlıkların artarak devam ettiğini ve gelinen noktanın vehametini şimdiden işaret etmeyi de bir görev bilirim.

Kulübümüz bu durumları yaşarken, taraftarımız ve camiamız endişeli bir şekilde izlerken, Başkan ve yönetiminin söylemlerini, bende hayret ve endişe ile izliyorum. Bir emniyet müdürünün Başkan a söylediği stada sızan terör örgütü mensupları, ağır ateş altında çalışmak, aslan veya kuzu olmak, ağır abiler, ibra ile tehdit edilmek, kendisini nazikçe eleştiren bir taraftar için "alın şunu" söylemlerinin, konuları çözmeye uzaktan yakından bir katkısı yoktur.

"GALATASARAY HER ZAMAN AKILCIDIR, HIRSLAR ÖNE GEÇMEMELİ"

Konuları çözmeye, yine Başkan tarafından sarf edilen 2 söylemin ise çok ciddi katkıları olacaktır. İlki daha yeni düzenlediği bilgilendirme toplantısında söylediği, hırsların akılların önüne geçtiği söylemidir. Camiamızın en önemli özelliklerinden olan akıl ve akılcılık, bizlerin, Galatasaray ile ilgili olmayan kişisel hırslarının, hiç bir zaman gerisine düşemez. Biz, akıl ve akılcılığımızın yanına saygımızı, sevgimizi ve vefamızı ekler ve öyle davranırız. Bu da bizi, Başkan'ın, 2.ci takdir ettiğim söylemini de bahsi geçen sessiz çoğunluk yapar.

Kulüp tarihimiz kayıtlarındaki en yüksek oylardan birisini almış bir yönetim ve Başkan adayı olarak, sorumluluğumuzun bilincinde olmakla ve konuşmak için her türlü imkana sahip iken, yukarıda saydığım tüm değerler ve ilkelerle bugüne kadar geldik. Bahsedilen sessiz çoğunluk, Başkan ve yönetiminin aldığı 2944 oyun içinde de ve tabiiki bizim aldığımız 2290 oyun içinde güçlü olarak mevcuttur. O günden bugüne kulübün getirildiği ortamda herkesçe malumdur. Bugün, bu dengelerin ne halde olduğunu, sessizce açmış olduğu seçim ofisindeki arkadaşları eminim değerlendirip Başkan'a bir not olarak ileteceklerdir. Başkan ve yönetimini sessiz çoğunluğu dinlemeye ve özelliklede hırs ve akıl kavramlarını kendileri açısından bir kez daha düşünme ve değerlendirmeye davet ediyorum.

"BUGÜN, KULÜP TARİHİMİZDE HİÇ OLMADIĞI KADAR YOĞUN BİR İMZA KAMPANYASI DÜZENLENMİŞTİR"

"BEN DE İMZA VERDİM"

Bugün, kulüp tarihimizde hiç olmadığı kadar yoğun bir imza kampanyası düzenlenmiştir. Bu kampanyayı düzenleyen arkadaşlarımız, iyi niyet çerçevesinde, Galatasaray Spor Kulübü nün iç çekişme ve politikalarından uzak, sessizce bunu yapmaya çalışmaktadırlar. Bu girişimi saygıyla karşıladığımı ve ben de imzamı verdiğimi huzurlarınızda söylemek istiyorum.

Bu kampanyaya etik değil diyerek, ciddi bir Galatasaray nezaketi sergileyen Galatasaraylılara en küçük bir eleştiri getirmek bir yana sabır ve nezaketleri için teşekkür ediyorum. Ancak, Galatasaray tüzüğünde yer alan her hakkında , bence etik olduğunu ve gerektiği zamanda kullanılması gerektiğini de bir not olarak söylemek istiyorum. Bahsettiğim Galatasaray nezaketi de bizim için son derece önemlidir ancak karşılığında, yönetenlerden de, Galatasaray a ve Galatasaray lılığa karşıda nezaket ve hassasiyet gösterilmesini bekler ve ısrarla da isteriz.

Aynı şekilde ibra etmemek gerektiğini düşünen bir çoğunluk, ki, sesli mi sessiz mi, takdirini Başkan'a bırakıyorum, olduğu da herkesçe malumdur. Ancak ne imza, ne ibra bir tehdit değildir, bir tercihtir ve en önemlisi çok ciddi bir mesajdır. Kulübümüz tarihinde bu derece ciddi bir şekilde vuku bulmamış olaylar ve erozyon bugün var ise, bu mesajı almakta başta Başkan olmak üzere yönetimin görevidir.

İstifa eden yöneticilerin profesyonellikten uzak işler yapılmasını, Galatasaray'dan para kazananlarla çalışmak istememesi sebeplerini öne sürmelerine, Başkan, daha vahim bir şekilde, konuşan, eleştiren yöneticiler ve üyelere, bundan sonra belgelerle cevap vereceğini ve herkesin Galatasaray da neler olduğunu göreceği söylemini eklemiştir. Bahsi geçen belgeler herhalde masum belgeler değildir. Eski mesai arkadaşlarını veya üyeleri bu şekilde tehdit etmek Başkan ın görevi değildir, olmamalıdır. Başkan ın görevi, bu belgelere mahal verecek olayların olmayacağı şekilde kurumunu, kulübünü yönetmektir. Bu tür olaylar vuku bulmuşsa da, bunları anında açıklayıp gereğini yapmak , öncelikli görevidir, yapmamak ise suçtur.

Başarısızlığın veya problemlerin sebepleri için kurumlara, özellikle futbolda son senelerde Federasyona suçlamalarda bulunulmasına alışmış ve ne yazık ki acı bir tebessümle de kanıksamıştık. Kulübümüze en büyük sponsorluk anlaşmasını getirmiş saygın bir şirkete sataşmak, suçlamak ciddiyet boyutlarını aşmıştır. Aynı şekilde camiamızın çok saygıdeğer büyüklerine, sessizce, reklamsız, çok önemli ve hayati katkılar yapmış olmalarına ve seçimde kendisini desteklemiş olmalarına rağmen, garip hitap tarzları ile saldırmak ve ithamlarda bulunmakta saygı sınırlarını aşmıştır. Galatasaray camiasının içindeki 35 senem boyunca, değerlerimiz olan saygı, sevgi, vefa duygularının bu kadar hırpalanmaya çalışıldığı ve suistimal edildiği bir dönem hatırlamıyorum.

"BU YÖNETİM ARTIK YÖNETME KABİLİYETİNİ YİTİRMİŞTİR"

Değerli basın mensupları, bu yönetim artık yönetme kabiliyetini yitirmiştir. Geçen hafta içerisinde kendisine yüz yüze görüşmemizde de ilettiğim gibi, Başkan ve yönetim kurulunu, ne makamlarına, ne kendilerine, ne değerlerimize, nede camiaya daha fazla zarar vermeden, en yakışan şekilde seçimli genel kurul yapmaya davet ediyorum. Galatasaray ı yönetmek büyük bir sevgiyi yönetmek ve yaşamaktır diye düşünen benim gibi Galatasaray lılar için de, bu genel kurul kararını almanın, yönetim kurulunda imza yeter sayısı hesaplayıp makamımda nasıl kalırım hesaplarının yol olmasını engelleyip, sağduyuya, camianın sesine kulak vermenin yolunu açacağını düşünüyorum.

Geçen hafta Polat ile görüştüğümde en yakın zamanda genel kurul yapması davetinde bulundum.

Tüm camiamıza da, olası genel kurulda, camiamızın istediği, özlediği güçlü bir yönetimin, karşılarına bir seçenek olarak getirileceğini de taahhüt ediyorum.

Sessizce açılan bir seçim ofisinde yapılanları da başkana anlatlamarı lazım. Bugün kulüp tarihimizde hiçbir zaman olmadığı kadar imza kampanyası düzenlenmektedir. Ben de imza verdim…

"NE İMZA NE İBRA BİR TEHDİT DEĞİLDİR"

Adnan Öztürk, Bu kampanya etik değil diyerek Galatasaraylıara en küçük bir eliştiri getirmek yerine sabır ve gösterenlere teşekkür ediyorum. Gerektiği zaman GS'lık neticesini göstermektir. Ne ibra ne imza, bir bir tehdit değildir. İmza İbra etmemek gibi bir olay için tehdit değildir. Ciddi bir mesajdır.

Başkan belgeler ile cevap vereceğini söylemiştir. Bahsi geçen belgeler herhalde mahsum değildir. Bu şekilde tehtid yapmak başkanı göreveği değildir. Başkanın görevi kulübü yönetmektir.

"BEN POLİTİK DAVRANAMAM"

Fikirlerimi önce yüz yüze paylaşırım. Kendisine söyledim seçime gitmesi gerektiğini. Ben politik davaranmadım. Genel kurul isteğimi yaptım. yapılırsa bütün bu olayların önü kesilmiş olacak.

"GÜÇLÜ BİR YÖNETİM OLUŞACAK"

Olası genel kurulda gs ı ileriye taşıcak ve güçlü kılacak her türlü oluşumun içinde yer alarım. Ben futboldan seyirci olarak anlarım. Ancak anlayan uzman olan profesyonelleri seçerim. Başkanı futbolu bilip bilmemesi benim sorunum değil.İyi iş yapanları taktir ediyorum. GS başkanlık makamı çok ciddi bir iştir. Seçilen yöneticiler işinin ehli olmalı.

Galatasaray'ı eski günlerine götürecek her oluşumun içinde yer alırım. Bunu gayretini de gösteririm. Ama şu ana kadar aayım demedim."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!