Yalçın GRANİT
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2003 02:04
Geçen haftaki All Star oylamasında Çinli yıldız en başarılı pivotlar sıralamasında 150 bin oy farkıyla Lakers'ın devi Shaq'ın önündeydi. Yao'nun NBA'ye katkısında öncelik, şüphesiz onun üstün pas yeteneği.
AMERİKA'da NBA'in geleceği Yao Ming'e bağlı diyenler giderek haklı çıkıyor. Şubat ayının 9'unda Atlanta'da yapılacak All Star maçı için oy verme süresi 12 Ocak'ta bitiyor. Geçen haftaki oylamada Yao en başarılı pivotlar sıralamasında 150 bin oy farkıyla Shaq'ın önündeydi. Yao'nun NBA'ye katkısında öncelik, şüphesiz onun üstün pas yeteneği.
Arkada gözü var
NBA seyircileri siyah oyuncuların çoğunlukla yetersiz pas yeteneklerinden dolayı son yıllarda PAS SANATINI unutmak üzereler. Sonu gelmez smaçlardan, farkında olmasalar da bıkma noktasına geldiler. Yao, NBA'de pas sanatını adeta yeniden yaratıyor. Basketbolda oyuncuların pek çoğu sadece baktıkları yeri, gözlerinin önünü görürler. Bazıları ise kulaklarıyla da görüyormuş gibi, görüş açılarını 180 dereceye çıkarırlar.
Yao ise neredeyse arkasını görüyor. Öyle paslar icad ediyor ki, geçenlerde bir gazeteci, ‘‘Bu Çinli'nin kafasının arkasında da gözleri var’’ diyordu.
Yao, NBA'de pasa dayalı oyun kavramını yeniden canlandırıyor. Yao'nun Shaq'ı geçişi belki de onu kızdırıp Lakers'ın bu yıl yine zirveyi zorlamasına neden olabilir. Amerika'da Yao gelmeden önce otoriteler Shaq'dan sonra gelen pivotu seçmekte zorlanıyorlardı. Ve NBA pivot sıralaması için 1 ile 2 arasındaki en uzak aralıklı sıralama diyorladı. Gerçekten de Divac'ın ikinci seçildiği sıralama, NBA için üzücüydü. Çaylak Yao'nun ilk 3 ayda Shaq'dan çok oy alışı, bu gidişi değiştirdi.
Shaq'ın dirsekleri
Shaq lig başlamadan önce, ‘‘Yao benim dirseklerimle tanışmadan NBA'yi tanıyamazdı’’ diyordu. Bakalım şimdi ne diyecek herkes merak ediyor.
Geçtiğimiz hafta Michaal Jordan için de güç bir haftaydı. Washington Wizards-Chicoga Bulls maçı vardı. Siz önünde heykeliniz dikili bir salona girip, sizin heykelinizi diken takıma karşı oynamanın güçlüğünü biliyor musunuz?
Jordan'ın bulduğu çare sadece salona arka kapıdan girmek. Ama bu yetmiyor. Oyunun başında 23 bin kişi ayakta kesintisiz 2.5 dakika alkışlayarak Jordan'ı ağlattılar. 2.5 dakikalık devamlı yürekli alkışı yazarlar sadece Kübalılar'ın korkuyla karışık diktatörleri Castro'yu alkışlama süresiyle kıyaslıyorlar.
Jordan'ın basketbola getirdiği yenilikler sayılmayacak kadar çok. Savunma bastırdıkça cemşat atarken, topu dirseğini havaya dikerek kafasının gerisinden atabilen ilk oyuncuydu.
Jordan bununla da kalmadı. Herkes potaya doğru zıplayarak şut atabilirken, geriye sıçrayıp ileriye şut atmayı keşfeden O idi. Ama Jordan artık 40 yaşında. Gençken havada herkesten uzun süreli asılı kalıp, savunma oyuncuları yere düşerken sayı atmak işten bile değildi. Şimdi O da herkesle birlikte aceleyle yere iniyor. Yine de son Indiana maçında 41 sayı, 15 ribauntla oynadı. Eskiden kalan silahları arasında yerde blok yapma özelliği hala müthiş. Onun yanından topla geçmek hala çok güç.
Kollarını ve ellerini o kadar hızlı kullanıyor ki, gazeteler yine drive eden oyunculardan çaldığı YERDE BLOK resimleriyle dolu.
Jordan'dan yine ders
Bence Türkiye'de basketbolun gelişmesi yönünde foto muhabirlerine ve kameramanlara da çok iş düşüyor.
Basketbolda özveri sembollerinin belli başlıları dev gibi adamların önüne dikilip hücum faulü yaptırmak, boş topa balıklama atlamak, havada smaçlayıp topa blok yapmak. Biz bu tarz resimleri yeterince çekip sayfalarda kullanmıyoruz. Adamlar Jordan'ın topu çalışını kapak yaparken, biz hep şutörlerin peşindeyiz. Kerem'in İsviçre maçında sakatlanmayı göze alıp tribünlere atlayışını hatırlayın. O sahne basketbola gönül vermiş gençlere, özveri sembolü olabilirdi.
Biz o resim yerine Kerem'in kendi sahasından attığı 3 sayıyı manşete çıkardık. Yerde blok deyip geçmeyin. Tabii pivotların yaptığı trübünlere çıkartan gök gürültülü bloklar moral yönünden çok etkileyici. Bu bloklar, savunmadaki takımı, hücumda da coşturuyor. Ancak bu şov görüntü oyunun matematiğine katkı yapmıyor.
Yerde blok ise Avrupa'da ve Türkiye'de henüz çok revaçta değil. Onun ustaları NBA'li siyah oyuncular. Türkiye'de pota dibinde dev pivotlardan, yerde bloklarla çalınan topların istatistiği bile tutulmuyor. Ama yerde blok rakibin smaçla tamamlanacak 2 sayısını elden alıyor. Bir başka deyişle rakibe 2 sayı az yazdırıyor.
Bizde de Ali Ton
Türkiye'de yerde bloğa çok az oyuncu meraklı. Bunların başında G.Saraylı Ali Ton var. Ali Ton fevkadele içe dönük bir oyuncu. Çoğu zaman şut atarken, tereddüt içinde. Ona bakarken içinizden, ‘‘Acaba uzaktan şut atıp çemberi zedelemekten mi korkuyor?’’ diye geçiriyorsunuz. Ali Ton turnike atışlarında da hiç zıplamıyor. Gene kafanızdan ister istemez ‘‘Ali Ton yüksekten düşüp parkeleri aşındırmaya mı korkuyor’’ diyorsunuz. Ama Ali Ton pota dibi karambollerinde müthiş. Yerde yaptığı bloklarla uzun adamların başına bela. Ali için henüz karar vermek zor.
Ali Ton şut atarken veya turnikeye giderken aşırı çekingen biri mi, yoksa pota dibinde devlerin elinden topu vurup-kırıp kapan müthiş yürekli biri mi? Onu sene sonunda karar vereceğiz.