Pistlerin yeni altın kızı
Güncelleme Tarihi:
Celal Demirbilek
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2011 00:00
New York’ta katıldığı yarışı 52.99 ile kazanan Pınar Saka, 400 metreyi 53 saniyenin altında koşan ilk kadın atletimiz olarak adını tarihe yazdırdı.
TÜRK atletizminde 400 metreyi 53 saniyenin altında koşan ilk kadın olan Pınar Saka, yıllarca öğrenim gördüğü ABD’de antrenörü Öznur Dursun’un İstanbul’dan gönderdiği ‘reçete’ ile antrenmanlarını sürdürdü. Yarış önceleri son taktikleri telefonlarla aldı. Peki Pınar, 52.99’luk Türkiye rekorunu kırdığında neler hissetmişti? “Çok mutluyum. Bu yarışta antrenörüm Öznur Ablam’dan devraldığım 53.04’lük kendi rekorumu 5 salise geliştirdim. Ancak şunu itiraf etmeliyim ki, antrenörümün rekorunu kırdığım o gün çok daha mutlu olmuş ve duygu seline kapılmıştım. Çünkü o yarıştan önce Öznur Abla bana, 15 yıldır kırılamayan 53.51’lik rekoru için “Bu derecemin yanına kimse yaklaşamadı. Ben rekorumu çalıştırdığım bir sporcumun kırmasını arzuluyorum. Şimdi sen bu rekora çok yaklaştın. Senin kırmanı istiyorum. Bunu koşarken artı motivasyon yapmalısın” demişti.
Telefonla taktik aldım
O gün hem hocamı mutlu etmiş. Hem de ben çok mutlu olmuştum. O anki mutluluğu, kırdığım son rekorumda aynı derecede hissedemedim.Yine antrenörüm bu yarıştan önce bana geceyarısı telefonla son taktikleri verdi, koştum ve başardım. Bu kez ben gece 03.00’de Öznur Ablam’ı yatağından kaldırıp yeni rekorun müjdesini verdim.
Bir rekorun öyküsü
PINAR, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ilk dönem final sınavlarını bitirir bitirmez New York’a gitmişti. 18 Ocak’ta, 18 saatlik yolculukla New York’a ulaşan Pınar, 21 Ocak’ta pistteydi. 53.21’lik derecesi ile Great Dane Classic yarışlarını birincilikle bitirdi. Bu, dünyada sezonun en iyi 6’ncı derecesiydi. 4 Şubat günü seçmede 53.90 koşan Pınar, ertesi gün finalde 53.08 koşarak rekora çok yaklaşsa da kıramamış olmanın burukluğunu yaşadı.
11 Şubat günü Armory Track Facility’de yarış bittiğinde ise kronometre 52.99’u gösteriyordu. Ancak bu rekor milli atletimize yetecek gibi görünmüyor. Şimdi yeni hedefi, 4-6 Mart’ta Paris’te yapılacak yarışmada 52.50 ya da daha iyi bir derece koşmak. Kendine olan güvenini şu sözlerle anlatıyor: “New York’ta rekor kırdığım yarış bittiğinde kendimi hala enerjik ve tükenmemiş hissettiğim için bende daha iyisinin saklı olduğunu biliyorum. Paris’te bunu açığa çıkarmak istiyorum.”
Antrenörüne sporu bıraktırdı
PINAR’ın antrenörü Öznur Dursun, sporcusunu anlatırken ilginç bir itirafta bulundu: “Ben sporcu iken Pınar’ı yanıma verdiler. Bir gün antrenmanda beni geçince ‘Bu küçük kıza geçiliyorsam, artık başımın çaresine bakmalıyım’ dedim. Ve yüzde 50 başka nedenden, yüzde 50 de Pınar’dan dolayı sporculuğuma son noktayı koydum. Ancak beni antrenörlüğümde mutluluğa taşıyan ilk sporcum da Pınar’dır. İlk Türkiye rekorunu onunla kırdım.”
Menajeri de kendisi
BAŞARILI atletimiz, katılacağı yarışların kontağını kendisi yapıyor. Derecelerini yarış direktörlerine bildirip, yarış arıyor. Pınar, “ENKA Onursal Başkanımız Şarık Tara gerekli desteği veriyor. Bir büyüğüm Adnan Memiş yardımıma koşuyor” diyor.
Telefonla taktik aldım
O gün hem hocamı mutlu etmiş. Hem de ben çok mutlu olmuştum. O anki mutluluğu, kırdığım son rekorumda aynı derecede hissedemedim.Yine antrenörüm bu yarıştan önce bana geceyarısı telefonla son taktikleri verdi, koştum ve başardım. Bu kez ben gece 03.00’de Öznur Ablam’ı yatağından kaldırıp yeni rekorun müjdesini verdim.
Bir rekorun öyküsü
PINAR, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ilk dönem final sınavlarını bitirir bitirmez New York’a gitmişti. 18 Ocak’ta, 18 saatlik yolculukla New York’a ulaşan Pınar, 21 Ocak’ta pistteydi. 53.21’lik derecesi ile Great Dane Classic yarışlarını birincilikle bitirdi. Bu, dünyada sezonun en iyi 6’ncı derecesiydi. 4 Şubat günü seçmede 53.90 koşan Pınar, ertesi gün finalde 53.08 koşarak rekora çok yaklaşsa da kıramamış olmanın burukluğunu yaşadı.
11 Şubat günü Armory Track Facility’de yarış bittiğinde ise kronometre 52.99’u gösteriyordu. Ancak bu rekor milli atletimize yetecek gibi görünmüyor. Şimdi yeni hedefi, 4-6 Mart’ta Paris’te yapılacak yarışmada 52.50 ya da daha iyi bir derece koşmak. Kendine olan güvenini şu sözlerle anlatıyor: “New York’ta rekor kırdığım yarış bittiğinde kendimi hala enerjik ve tükenmemiş hissettiğim için bende daha iyisinin saklı olduğunu biliyorum. Paris’te bunu açığa çıkarmak istiyorum.”
Antrenörüne sporu bıraktırdı
PINAR’ın antrenörü Öznur Dursun, sporcusunu anlatırken ilginç bir itirafta bulundu: “Ben sporcu iken Pınar’ı yanıma verdiler. Bir gün antrenmanda beni geçince ‘Bu küçük kıza geçiliyorsam, artık başımın çaresine bakmalıyım’ dedim. Ve yüzde 50 başka nedenden, yüzde 50 de Pınar’dan dolayı sporculuğuma son noktayı koydum. Ancak beni antrenörlüğümde mutluluğa taşıyan ilk sporcum da Pınar’dır. İlk Türkiye rekorunu onunla kırdım.”
Menajeri de kendisi
BAŞARILI atletimiz, katılacağı yarışların kontağını kendisi yapıyor. Derecelerini yarış direktörlerine bildirip, yarış arıyor. Pınar, “ENKA Onursal Başkanımız Şarık Tara gerekli desteği veriyor. Bir büyüğüm Adnan Memiş yardımıma koşuyor” diyor.