Pistin Mozart’ıyım
Güncelleme Tarihi:
Gila BENMAYOR
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2005 01:45
Hürriyet’e konuşan dünya pistlerinin ve Ferrari’nin ünlü pilotu Michael Schumacher, kendisini ‘Pistlerin Mozart’ı’ olarak niteliyor. Schumacher, Mozart’ın 4 yaşında müziğe, kendisinin de aynı yaşta go-karta başladığı hatırlatılınca, ‘Otomobil de benim piyanom’ diyor.
MICHAEL Schumacher pistlerin efsanevi ismi. Go-kartlarla ilgilenen babası, onu dört yaşındayken direksiyonun başına oturtunca kaderi belirlenmiş oldu. 1991 yılından beri Formula 1 yarışlarına katılan Schumacher, Forbes Dergisi’ne göre dünyada en fazla kazanan ünlüler arasında 6’ncı sırada. Yıllık kazancının 80 milyon dolar olduğu söyleniyor. 8 yaşındaki kızı Gian-Maria’ya haftada sadece 2 Euro harçlık veren Michael Schumacher asla cimri biri değil. 21 yaşında otomobil yarışından ilk kez bir çanta dolusu para kazandığında çantayı alıp babasının önüne koymuş.
Body-guard’ı da geçen yılki tsunami felaketinde öldüğünde, felaketzedelere 10 milyon dolar bağışlamış. Eşi Corinna ve iki çocuğuyla birlikte Cenevre yakınlarında bir çiftlikte yaşayan Schumacher ile dün Sabancı Müzesi’nde, basın toplantısından önce buluştuk. Tam 7.5 dakika konuşabildik.
Schumi’ye sorularım ve cevapları şöyle:
ALONSO MÜTHİŞ
İstanbul’daki Formula 1 yarışları için ‘Adapte ol ve uç’ dediğiniz söyleniyor. Pek tanımadığınız, yeni bir pistte yarışmak nasıl bir şey?
Formula 1 pistinde önceden otomobil kullanmak gibi bir şansım yok. Pisti yürüyerek ya da motosikletle denetlemeye, tanımaya çalışıyorum. Coğrafi özelliklerini, teknik durumunu ancak öyle anlayabilirim. Ondan sonra aracıma binip süreceğim. Daima öyle yaptım.
Başarınızın sırrı nedir? Bazılarına göre olağanüstü ‘fitness’ durumunuz başarınızın anahtarı. Öyle mi?
Bence tek bir anahtar başarı için yeterli değildir. En önemli faktör, ekip çalışmasıdır. Çünkü yaptıklarımı, arkamda güçlü bir ekip ve güçlü insanlar olmadığı takdirde yapamam. Ayrıca durmaksızın çalışmak, olup biteni anlamak ve ‘fit’ olmak zorundasın. Başarı hepsinin bir arada olmasıdır bence.
Peki ekip değiştiğinde ne olur?.. Mesela birlikte yarıştığınız Brezilyalı Rubens Barrichello önümüzdeki sezon Bar Honda ekibine katılıyor. Yerine yine Brezilyalı Felipe Massa geliyor.
Bu değişiklik tam olarak ekip değişikliği sayılmaz. Ekibin bir parçası değişiyor ve Felipe çok güçlü bir yarışçı. Bu yüzden Ferrari onu Barrichello’nun yerine seçti. Birlikte çalışmayı da arzuluyorum zaten.
Bir zamanlar Formula 1’de dünyanın bir numarası olan Brezilyalı Ayrton Senna’nın en tehlikeli rakibiydiniz. Sizinkisi kim?
Bir tane değil bir sürü var. Formula 1’e gelen genç yarışçılar iyi oldukları için burada... Ama iki önemli isim var bence. Biri Fernando Alonso. Müthiş iyi bir iş yapıyor. Yeteneklerini gösterme fırsatı da var. Diğeri Felipe Massa. O da bence çok yetenekli.
GO-KARTLA BAŞLAYIN
İstanbul’daki Formula 1 yarışlarına katılan Türk pilotu ne yazık ki yok. Gelecekteki Türk Formula 1 pilotlarına önerileriniz nelerdir?
Başlamak için en iyi yol go-kart’tır bence. Hem yeteneğiniz olup olmadığını anlamak, hem de yeteneklerinizi geliştirmek için en iyi yol bu. Formula 1 yarışını da bu yolla öğrenebilirsiniz. Go-kart bence en iyi formül.
Bildiğim kadarıyla dört yaşında go-karta başlamışsınız. Mozart’ın dört yaşında müziğe başlaması gibi. Yarış pistlerinin Mozart’ı sayılırsınız öyle değil mi?
Belki evet haklısınız. Otomobil de benim piyanom.
Okuldaki en iyi arkadaşım bir Türk’tü
Almanya’da yaşadığınız yıllarda oradaki Türklerle aranız nasıldı?
Şimdi İsviçre Cenevre’de yaşıyorum. Pek Türk tanımıyorum. Ama Almanya’da çok sayıda Türklerle karşılaştım. Almanya’da bazı alanlarda Türkler ile Almanlar arasında rekabet var.
Hangi alanlarda?
Okullarda mesela... Doğrusunu isterseniz biz Almanlar pek kolay insanlar değiliz. Okulda iken bir Türk öğrenciden hiç hoşlanmıyordum. Ama bir süre sonra onu yakından tanıdım ve okulda en yakın arkadaşım oldu.
Çocuklarım golfçü olsun
Motor sporları tehlikeli bir spor. Bir keresinde bundan korkup korkmadığınızı soranlara, yaptığınız işte kendinize güveninizin tam olduğunu, gerisinin de kader olduğunu söylemişsiniz. Kaderci misiniz?
Öyle demek istiyorsanız öyleyim. Aslında kaderci sözcüğü oldukça güçlü bir sözcük. Kader bana fazla hitap etmeyen bir şey; ama bu anlamda evet kaderciyim.
İki küçük çocuğunuz var. Onları günün birinde yarışçı olarak görmek ister misiniz?
Onları golfçü ya da tenisçi olarak görmeyi tercih ederim. Yarış pilotu olmak öyle kolay taşınabilir bir yük değil.
Body-guard’ı da geçen yılki tsunami felaketinde öldüğünde, felaketzedelere 10 milyon dolar bağışlamış. Eşi Corinna ve iki çocuğuyla birlikte Cenevre yakınlarında bir çiftlikte yaşayan Schumacher ile dün Sabancı Müzesi’nde, basın toplantısından önce buluştuk. Tam 7.5 dakika konuşabildik.
Schumi’ye sorularım ve cevapları şöyle:
ALONSO MÜTHİŞ
İstanbul’daki Formula 1 yarışları için ‘Adapte ol ve uç’ dediğiniz söyleniyor. Pek tanımadığınız, yeni bir pistte yarışmak nasıl bir şey?
Formula 1 pistinde önceden otomobil kullanmak gibi bir şansım yok. Pisti yürüyerek ya da motosikletle denetlemeye, tanımaya çalışıyorum. Coğrafi özelliklerini, teknik durumunu ancak öyle anlayabilirim. Ondan sonra aracıma binip süreceğim. Daima öyle yaptım.
Başarınızın sırrı nedir? Bazılarına göre olağanüstü ‘fitness’ durumunuz başarınızın anahtarı. Öyle mi?
Bence tek bir anahtar başarı için yeterli değildir. En önemli faktör, ekip çalışmasıdır. Çünkü yaptıklarımı, arkamda güçlü bir ekip ve güçlü insanlar olmadığı takdirde yapamam. Ayrıca durmaksızın çalışmak, olup biteni anlamak ve ‘fit’ olmak zorundasın. Başarı hepsinin bir arada olmasıdır bence.
Peki ekip değiştiğinde ne olur?.. Mesela birlikte yarıştığınız Brezilyalı Rubens Barrichello önümüzdeki sezon Bar Honda ekibine katılıyor. Yerine yine Brezilyalı Felipe Massa geliyor.
Bu değişiklik tam olarak ekip değişikliği sayılmaz. Ekibin bir parçası değişiyor ve Felipe çok güçlü bir yarışçı. Bu yüzden Ferrari onu Barrichello’nun yerine seçti. Birlikte çalışmayı da arzuluyorum zaten.
Bir zamanlar Formula 1’de dünyanın bir numarası olan Brezilyalı Ayrton Senna’nın en tehlikeli rakibiydiniz. Sizinkisi kim?
Bir tane değil bir sürü var. Formula 1’e gelen genç yarışçılar iyi oldukları için burada... Ama iki önemli isim var bence. Biri Fernando Alonso. Müthiş iyi bir iş yapıyor. Yeteneklerini gösterme fırsatı da var. Diğeri Felipe Massa. O da bence çok yetenekli.
GO-KARTLA BAŞLAYIN
İstanbul’daki Formula 1 yarışlarına katılan Türk pilotu ne yazık ki yok. Gelecekteki Türk Formula 1 pilotlarına önerileriniz nelerdir?
Başlamak için en iyi yol go-kart’tır bence. Hem yeteneğiniz olup olmadığını anlamak, hem de yeteneklerinizi geliştirmek için en iyi yol bu. Formula 1 yarışını da bu yolla öğrenebilirsiniz. Go-kart bence en iyi formül.
Bildiğim kadarıyla dört yaşında go-karta başlamışsınız. Mozart’ın dört yaşında müziğe başlaması gibi. Yarış pistlerinin Mozart’ı sayılırsınız öyle değil mi?
Belki evet haklısınız. Otomobil de benim piyanom.
Okuldaki en iyi arkadaşım bir Türk’tü
Almanya’da yaşadığınız yıllarda oradaki Türklerle aranız nasıldı?
Şimdi İsviçre Cenevre’de yaşıyorum. Pek Türk tanımıyorum. Ama Almanya’da çok sayıda Türklerle karşılaştım. Almanya’da bazı alanlarda Türkler ile Almanlar arasında rekabet var.
Hangi alanlarda?
Okullarda mesela... Doğrusunu isterseniz biz Almanlar pek kolay insanlar değiliz. Okulda iken bir Türk öğrenciden hiç hoşlanmıyordum. Ama bir süre sonra onu yakından tanıdım ve okulda en yakın arkadaşım oldu.
Çocuklarım golfçü olsun
Motor sporları tehlikeli bir spor. Bir keresinde bundan korkup korkmadığınızı soranlara, yaptığınız işte kendinize güveninizin tam olduğunu, gerisinin de kader olduğunu söylemişsiniz. Kaderci misiniz?
Öyle demek istiyorsanız öyleyim. Aslında kaderci sözcüğü oldukça güçlü bir sözcük. Kader bana fazla hitap etmeyen bir şey; ama bu anlamda evet kaderciyim.
İki küçük çocuğunuz var. Onları günün birinde yarışçı olarak görmek ister misiniz?
Onları golfçü ya da tenisçi olarak görmeyi tercih ederim. Yarış pilotu olmak öyle kolay taşınabilir bir yük değil.