Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2004 02:13
Futbolumuzun özerkliğe kavuşmasında büyük pay sahibi olan Turgay Aksoylu, bugün yaşanan kaosu değerlendirdi; Futbol siyasiler için pimi çekilmiş bir el bombasıdır, her an patlayabilir.
FUTBOLUMUZ yeni bir kaosun içine girdi. Futbol Federasyonu Genel Kurulu ertelendi. Türk futbolu yine büyük bir kaosun içine sürüklenmeye başladı. Merhum Cumhurbaşkanı
Turgut Özal döneminde, futbolumuzun özerkliğe kavuşmasında büyük pay sahibi olan
Turgay Aksoylu ile genel kurulu ve seçimleri konuştuk.
Soru: Türk futbolunun özerkliğe ilk adımını atmasında rolünüzün büyük olduğu kamuoyunda bilinmekte. O dönemde neler yaşandı?
Cevap: Futbol dünyasının değerli hocaları,
spor yazarları, Türk futbolunun gelişmesi için özerkliğin şart olduğu fikrinde birleşiyorlardı. Ben de bu düşünceleri
Turgut Bey’e açtım. Büyük bir coşkuyla tüm spor adamlarını konuta çağırmamı istedi. C
oşkun Özarı başta olmak üzere
Lefter, Can Bartu, rahmetli
Metin Oktay,
Turgay Şeren ve spor müdürlerini konuta çağırdım. O görüşmelerde
Gündüz Tekin Onay ve
Tamer Güney Hoca’nın hazırladığı taslak (Avrupa ülkelerinden gelen taslakların tercümesi yapıldı) tarafımdan Başbakan’a verildi. Başbakan bu taslağı Spordan Sorumlu Bakan’a verdi. Bakan, taslakta değişiklikler yaparak adeta yarı-özerklik üzerinde durdu, yetkiyi vermemek için direndi. Günlerce konutta kalıp durumu
Turgut Bey’e bildiriyordum. O dönem de bir güç savaşı yaşanıyordu. Bürokrasi direndi, olay uzadı. İlk defa buradan açıklayacağım, aradan bir sene geçtikten sonra
Turgut Bey, Spor Bakanı’nı değiştirdi.
(Aksoylu’nun ismini vermediği bakanın Hasan Celal Güzel olduğu ifade edildi) Daha sonra özerklikle ilgili yasa çıktı. Bu yasanın çıkışında şimdi AKP Amasya Belediye Başkanı olan Sayın
İsmet Özarslan’ın çok katkısı oldu.
ERZİK’E DESTEK
Soru: Son aylarda özerklik tartışılır duruma geldi. Başbakanlık müfettişleri teftiş raporları hazırladı. Bunlar için ne diyeceksiniz?
Cevap: Benim de içinde bulunduğum dönemde, ilk özerk Futbol Federasyonu zamanında böyle iddialar olmadı. Sayın Başkan
Şenes Erzik bu konuda çok titiz ve duyarlıydı. Yayın gelirleri arttığı için bu dönemde iddialar çoğaldı. Doğruluğunu bilmiyorum, inşallah dedikodudan ibarettir.
Soru: Şenes Erzik ile birlikte çalıştığınız ilk özerk Futbol Federasyonu’nda Piontek, Derwall ve Fatih Terim gibi isimlerle çalıştınız. Hatta pek çok ünlü isim dış ilişkilerinizi götürüyordu. Bu konuda ne diyeceksiniz? Şenes Erzik başarılı oldu mu?
Cevap:
Şenes Erzik’i başkanlık için
Turgut Bey’e önerdiğimde bana, ‘Niye partiyi kurarken
Şenes Bey’i getirmedin’ diye sordu. Eğer o dönem yanlış bir tercih yapsaydım hem Turgut bey hem Türk futbolu yara alırdı. Sayın
Erzik şu anda Avrupa futbolunun ikinci adamı, UEFA başkanının yerine pek çok toplantıya başkanlık yapıyor.. Yaklaşık 2 yıl sonra yapılacak seçimlerde en büyük şansı olan başkan adayı. Bence Avrupa Birliği için gün istediğimiz dönemde kendisine sahip çıkmak bir devlet politikası olmalıdır. UEFA’nın başında bir Türk olması, Türkiye açısından gurur verici olur. Rahmetli
Turgut Bey olsaydı her ülke başkanını arar, kendisine destek vererek başkan olmasını sağlardı. Sayın Başbakanımız’ın da aynı desteği vereceğini düşünüyorum.
YASA YENİ DEĞİL
Soru: Genel kurul ertelendi. Bundan sonra ne gibi gelişmeler olur?
Cevap: Sayın
Haluk Ulusoy, zor dönemde görev aldı, havuz kaosunun çözülmesini sağladı. Dünya üçüncülüğündeki rolü inkar edilemez.
Ulusoy, artılarıyla anılmak istiyorsa daha fazla yıpranmadan bu görevi bırakmalı. Yasada yer alan madde gerek
Haluk Ulusoy’un gerek
Şenes Erzik’in tekrar başkanlık yapmasını engelliyor. Genel kurulda seçimden sonra alınacak mahkeme kararı da
Haluk Bey’in başkanlığını engeller. Çünkü yasa yeni bir yasa değil. Eski kanuna yapılan bir ekleme. Bundan dolayı genel kuruldan sonra da bir darbe yemesi Türk futboluna zarar verir.
Soru: Mehmet Ali Yılmaz tekrar başkanlığıa olur mu?
Cevap: Sayın
Yılmaz’ın Türk futboluna katkıları olmuştur. Bakanlık görevinden sonra, bu görevi yapması kendisi için bir soruna yaratmayacaksa, geçici bir dönem otoritesi ile bu problemlerin altından kalkar.
YAPI DEĞİŞMELİ
Soru: MHK’nın genel kurulca seçilmesi doğru bir karar mı?
Cevap: Burada asıl önemli nokta, MHK’nın başına saygın bir ismin gelmesi ve gözlemcilerin ayrı bir kurum tarafından atanmasıdır. Uygulama bu olmalıdır. Hakemler, gözlemcilerin kendisine yakın olmadığını görürse gereken her türlü ihtimamı gösterir. Aksi halde, bu ahbap-çavuş ilişkisi devam eder. Kimse elindeki gücü bir başkasına vermek istemez. Bakıyorsunuz, en kötü idare edilen maçlardan sonra bile hakemlerin notu 8-9 oluyor. Bu sistem başırıyı getirmez. Yabancı dil, eğitimli, üniversite mezunu gençler gözlemcilik kurumuna kazandırılmalı. Buna karşı çıkanlar, diyorlar ki,
‘Gözlemci eski hakemlerden seçilmeli.’ Böyle şey olmaz.
Şenes Erzik hakem mi? Hayır, ama o Avrupa Finali’nde gözlemcilik yapıyor. Değişmesi gereken yapı işte bu.