OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 06, 2005 00:00
2005 Türkiye Ralli Şampiyonası’nı yeni bir yapılanma ile karşılamaya hazırlanan Ford Rallye Sport Türkiye takımında WRC’lerin direksiyonlarına Nejat Avcı ve Mehmet Besler oturuyor. Yeni otomobilleri ve yeni co-pilotları ile start almayı bekliyorlar.Takımın bu kararı kimilerine göre çok riskli, kimilerine göre ise sezona tat katacak. Spekülatif yorumlar bir yana, takımda değişim rüzgarları o kadar kuvvetli esiyor ki Ford Rallye Sport Türkiye şimdiden 2008 yılını görüyor. Proje ve stratejilerle hedefe doğru ilerleme emri verilmiş, yol kat edilmeye başlanmış. Bu stratejilerin içinde bir ilk olma özelliğine sahip bir uygulama ise dikkat çekiyor. Pilot Menejerliği! O da ne? Pilotları takımlara pazarlayacak biri mi, bir tür halkla ilişkilerci mi, terleyen pilotun sırtına tülbent koymak gibi işlerden sorumlu kişi mi? Hayır hiçbiri! Tarifi zor, özetleyemem, bir tür
koç Reeves, bir nevi Florence Nightingale... Bazen iyi bazen de kötü polis... Biraz psikolog biraz da patron... Bu titri yüklenen Ford’un tecrübeli pilotu Adnan Sarıhan’a göreyse ‘taşları yapıştıran çimento.’ Bence işi zor. Kendi de kabul ediyor Ama tecrübesine ve yöneticilik özelliklerine güveniyor. Pilot menajeri ne demek? Bilmiyorum yurtdışında böyle bir uygulama var mı; genellikle takım menajeri pilot menajerliğini de üstlenir. Biz böyle bir kavramı yarattık. Bu esasında pilot ve yönetici arası gibi bir şey. Yani eskiden hatırlarsınız belki, teknik direktör futbolcular vardı. Hem teknik direktör, taktiği verir ama icap ederse de girer oynar. Kimin icadıydı bu?Serdar Bostancı, Yalçın Arsan ve benim, üçümüzün konuşması neticesinde ortaya çıkmış bir şey. Hepimizin ortak yarattığı bir şey. Ford’un içerisinde çok uzun senelerdir varım, çok yarışlar kazandık. Hem rakip olarak tanıyorum hem de son 10 senedir Ford otomobiller kullanıyorum, aynı camdan bakıyorum. Bunun herhalde bir kazanca dönüşmesi gerekir takım adına. Ben bir şeyler verebilirim. Yeni pilotların katılması da bu fırsatı yarattı. Serkan, Volkan gibi bir ekibin içinde pilot menajerliği daha faklı bir formatta olurdu. Ama burada biraz daha değişken. Yarışmaya devam etmek varken neden menajerliğe soyundunuz?Bu benle alakalı bir konuydu. Sezon başında teklif yapıldığı zaman biraz da işlerim dolayısıyla bütün bir sezon yarışmanın benim için çok kolay olmayacağını dile getirdiğimde beraber ürettiğimiz bir formüldü bu. Çünkü bu sene Ford olabildiğince radikal bir karar verdi. 2004 yılında bütün yarışları kazanarak sezonu bitirdik ve şimdi bizim bir ünvanımız bir kemerimiz var. Ne dersek diyelim bunu korumak da bir iş. Bunu korumak için yepyeni pilotlarla anlaşıldı. Ama o pilotlarla daha önce yarışmadığımızı düşünürsek bu genel çerçevenin biraz desteğe ihtiyacı var. Ve hepimiz yaşadık ki pilotları yarış içinde yönetebilmek her zaman teknik ekibin bire bir yapabileceği bir konu değil çünkü öncelikler değişebiliyor. Biz pilotlar bazen yarışın içinde kaprisli assolistler gibi oluyoruz. Artık bunu adrenalin mi yaptırtıyor, hırs mı bilemiyorum. Heyecanla alakalı diyemeyiz ama bu bir ruh hali. Kazanmayı belki fazla istemek. Kazanmış olmayı korumanın çabası, kafasında bitirememek. Dolayısıyla hiç WRC kullanmamış iki yeni pilota takımı teslim ederken, arabamı teslim ederken, benim onları destekleyebileceğim yer de tecrübemdir. Yoksa öylece bırakırsak sıkıntılı olabilir. Türkiye’de ilk olduğu kesin, o zaman bu yeni oluşacak bir kavram ve tanımı da belli değil. İşin tarifini sonra mı yapacaksanız?İş tarifi olarak net bir sözlük açıklaması yapmamız gerekirse Takım Menajeri Serdar Bostancı ile pilot arasındaki bir ara bölgeyim ben. Arada bir yerde duruyorum. Durduğum yerde biraz pilotluk kokusu var, biraz yöneticilik kokusu var. Dolayısıyla pilotları devamlı kazanır ve yarışır tutmak Serdar’dan çok benim işim oldu. Eskiden onun göreviydi. Biraz daha bana kaldı. Pilotların talepleri ve isteklerinde Serdar Bostancı nezdinde savunacak bir avukatlık müessesesi gibi de tarif etmemiz mümkün. Kendi içinde bir pilot kimliği de var. Peki kişisel özellikler ve tecrübenin dışında eğitim almak gerekiyor mu bunun için? Valla motorsporları dışındaki hayatımda eğitimim işletme üzerine ve mesleği yöneticilik. Dolayısıyla bana uzak bir kavram değil. Gerek iş hayatım, gerek günümü geçirdiğim büyük bir zaman, yönetim ve yöneticilik tarifinde olduğu için buna bir pilot adı koymak da benim takma adım. Bu ikisi benim etrafımda buluşabiliyor. Herkeste bu kolaylıkla buluşabilir mi bilmiyorum. Ben de belki de şu anda ilk uygulamalarından biri olacağım Bu titri üretmekte zorlandık ama iş bizim için çok bilinmez değil. Pilot menajeri deyince sanki oyuncu menajeri gibi algılanıyor insanlar tarafından. Ama tabii Ford’un pilot menajeri demek lazım esasında. Pilot menajeri doğru,
spor menajeri gibi geliyor. Ä°ÅŸte o titri bulmakta zorlandık, ne konmalı. Direktör desek...Koç olabilir mi?Belki o, belki deÄŸil, bilmiyorum ama yarış öncesi, yarış sırasındaki ve yarış sonrasındaki pilotların durumunu, takımın buna olan mesafesini ayarlamakla yükümlü ve neticede kazanmak için gereken faktörlerden biri olarak iddia ile ortaya çıkan bir pozisyon. Onu soracaktım. Pilot menajerinin pilotun üzerindeki baÅŸarısı nasıl ölçülür? Pilotun yarışı kazanması üzerindeki yüzdesi nedir? Onu ilk testlerimiz, ilk yarışlarımızdan sonra göreceÄŸiz. Motivasyon ve empati bu iÅŸte baÅŸrolde sanırım.Aynen empati ile baÅŸlayacak. Bir ÅŸeyi yönetebilmek için ilk ÅŸart kapıdan empati ile girebilmek. Bu adam kimdir, bu Adnan kim? Bu adam Ford’u çok uzun senelerdir taşımış ve bundan da büyük gurur duymuÅŸ bir insan. Belki çok önde duran bir profil deÄŸilim yarış camiasında. Yani bu kadar çok yarış kazanmama raÄŸmen. Ama bu da benim özel tercihim. Daha geride kalarak, biriktirdiklerimi pilotlara katarak... Bunun adı motivasyon, bunun adı kopya vermek, tecrübe diyor bazıları, yeri geldiÄŸinde sufle etmek...Nejat Avcı’nın aradığı menajer olmak istiyorum* Nejat Avcı çok tecrübeli bir pilot ve yaÅŸ olarak da sizden büyük. Pilot menajeri olarak yöneticilik yaparken problem yaÅŸanma riski var mı sizce? Yarış sırasında diÅŸler uzamışken fikir çatışması olabilir mi? Hayır. Bırakın yarışçı kimliÄŸimizi, insan olarak belli bir olgunlukta olduÄŸumuzu varsaymamız lazım. Bu çok spekülatif bir düşünce tarzı olur. Nejat’ı çok eskiden tanıyorum. Nejat’la aÅŸağı yukarı aynı senelerde baÅŸladık. Çok uzun seneler beraber yarış ettik. Åžahsen çok iyi tanıyorum. Ve Nejat her ne kadar tabirinizle diÅŸleri uzasa da, herhalde tepki göstereceÄŸi en son insanlardan biri ben olurum. Orada hiçbir sıkıntı yaÅŸayacağımı zannetmiyorum. Sıkıntım ‘ben onun isteklerine acaba cevap verebilir miyim?’ noktasında. Bana derseniz ki ‘Ege Rallisi’nde Nejat’ın aradığı pilot menajeri olabilecek misin?’, ‘Olmak istiyorum’ diye cevap verebilirim. Onun bende aradıklarını vermek isterim. Erken gelen bir baÅŸarı beni zorlar* Yeri geldiÄŸinde iyi polis, yeri geldiÄŸinde kötü polis mi olacaksınız? Belki de en iyi böyle tarif edilir bu. Tabii bu biraz empati, biraz karşı tarafın güvenmesi, teslim olması, benim inanmam...* Bir de pilotları tanıdığınız için kimin nerede nasıl tepki vereceÄŸini biliyorsunuz. Onları nasıl kontrol edebileceÄŸinizi biliyor olmalısınız. Gençler belki biraz daha mı zor?WRC pilotlarıyla aynı lisanı konuÅŸacağımız için nispeten rahat ama küçükler bence biraz daha zor, daha büyük baÅŸarı. O kısmını biraz daha çalışmam gerekecek. O kısmında tecrübesizliÄŸin, ama hızın, kontrolsüzlüğün ama cesaretin, dinlemeye çalışır gibi gözüküp kendi bildiÄŸini okumanın avantaj ve dezavantajlarını doÄŸruya dönüştürmek iÅŸlerimden biri. Bu kısmı benim için WRC pilotlarını etkilemekten daha zor gibi geliyor. Çünkü ben WRC’de freni nerede basacağını söyleyebilirim. Ve bunu yap dediÄŸim anda yaptırtabilirim. Ama Super 1600 kullanmadım ki. O enteresan yarışma içinde bulunmayalı o kadar çok sene geçti ki.* Ama genç bir pilotun hislerini hatırlarsınız herhalde.Elbette. Pilotların hislerinden çok onlara direkt akıtacaklarım var alırlarsa. Onlar için bir birikim ifade ediyorum dinlemeye hazırlarsa. Ama diÄŸerleri için çok akıtacağım bir ÅŸey yok. Sadece küçük düzeltmeler. * Peki muhtemel zorluklar neler olur, tahmin ettiÄŸiniz?Erken gelen bir baÅŸarı beni zorlar. Sezon başında gelen bir baÅŸarının hepimizi zorlayacağını düşünüyorum. Sürantrene sezona baÅŸlamak beni ürkütür. Arkaya bırakılmış baÅŸarıları yönetmek daha kolay. Pilotlar için zor ama bizim için, takım yöneticileri için daha kolaydır. Bu kısmı belki ufak bir tehdit içerebilir. Pilotların biraz daha mahremine gireceÄŸimTestlerin ötesinde sizin kiÅŸisel olarak pilotların biraz daha içlerinde mi olmanız gerekiyor?DoÄŸru. Tabii benim iÅŸ tarifimde biraz daha belki mahremin içinde bulunmam gerekecek. Ama bu biraz da karşılıklı, onların bana güveni ve benim de onlarla yapacağım iÅŸe inancım doÄŸru orantılı. Ä°sim ve ÅŸahıs olarak hiçbir problemimiz yok. Performansı da ilk yarış bize gösterecek. Ä°lk yarış Ege Rallisi bizim için çok deÄŸerli. SeçeceÄŸimiz yollara dair hepimize bir ışık verecek. Daha mı yakın durmalıyız, daha mı uzak kalmalıyız, çok mu içlerinde kalmalıyız veya toptan mı strateji deÄŸiÅŸikliÄŸine gitmeliyiz, bizim için o manada Ege Rallisi kritik. Gerçi az önce kısmen de olsa bunun cevabını verdiniz ama yine de en çok hangi pilot sorun çıkarabilir gibi geliyor? Åžu pilot böyledir, bu pilot böyledir demek için erken. Hepimiz için gerçek test süreci o parkur. Çünkü biz bugün ne yaparsak yapalım yarışın öyle dinamikleri var ki o kasklar kafaya takıldığında; herkesin söylediÄŸi gibi. Her ÅŸey bir anda çok kontrollü ve çok kontrolsüz hale gelebilir. Tecrübeli pilotlarda kontrolsüzlük daha düşük bir ihtimal olmakla birlikte imkansız da deÄŸildir. Ama tecrübesiz pilotlarda bunun olma ihtimali çok büyüktür. Özgüvenle alakalı bir konudur. Sezonun başında tecrübeli pilotlar için bile geçerlidir. Kolay deÄŸildir. Yeni bir takım, yeni bir otomobil, yeni bir kokpit, yeni bir takım arkadaşı. Bizim her ÅŸeyimiz yeni. Eskilerden gelen bir ben varım, bir Orhan var. Bir de teknik ekip var. Takım içi eÅŸleÅŸmeler bile yeni. Â
button