Pes etme...

Güncelleme Tarihi:

Pes etme...
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2004 00:00

OLİMPİYAT oyunları sevinç ve hüzünün, gurur ve kederin kol kola yaşandığı dev bir organizasyon.Bir gün kazandığımız başarıya veya elde ettiğimiz bir galibiyete coşkuyla sevinirken, ertesi gün elimizin içinden kaçıp giden, madalyanın ardından ağlarız. Bu çok kapsamlı spor organizasyonuna katılan hemen her sporcunun rüyası o boyuna geçirilen madalyadır. Ona ulaşmak için aylarca emek verilir, çalışılır, kazanıldığı vakit dünyalar o sporcunun olur. Ama ya tersi olursa!..İşte o zaman sporcu için karabasanlar ve şoklar başlar. Tıpkı Elvan’da olduğu gibi. Herbirimiz bu minicik kızın 5000’de madalyaya alıp, ülkesine getireceğini düşünüyordu. Bunun için de küçücük kızın omuzlarına taşıyamayacağı kadar büyük bir yük bindi. Hayatında hiç böyle büyük bir organizasyonda, bu kadar çok seyircinin karşısına çıkmamış olan Elvan da, omuzlarına yüklenen bu baskının altında kaybolup gitti.Naim de yaşamıştıŞimdi komplo teorileri üretip, ‘Etiyopyalılar baskı yaptı’ gibi mazeretler ileri sürmenin hiçbir anlamı yok. Sporda bunun adı, pes etmektir. Bir sporcu hedefine ulaşamayacağını anlayınca moral olarak çöker, ayakları gitmez ve elleri tutmaz.Elvan da üzerine yüklenen sorumluluğu gerçekleştiremeyeceğini anladığında işte bunu yaşadı. Moral olarak çöktü, sporcu deyimiyle ‘boşaldı.’ Bundan sonra ondan doğru dürüst koşmasını beklemek imkansızdı. Kısacası bu, sporun bir gerçeği. Bunu sadece Elvan yaşamadı, 5. kez olimpiyatlara gelen Gail Devers, 10 bin metrenin unutulmaz ismi Haile Gebrselassie de aynı dramatik sonla karşı karşıya kaldı. Basketbolda dünya şampiyonu Sırbistan&Karadağ’ın Çin karşısında uğradığı hüsranın, Elvan’ın yaşadığı şoktan ne farkı var? Benzer bir şoku geçtiğimiz olimpiyatta Naim Süleymanoğlu yaşamamış mıydı? Sporun doğasında olan pes etmek kavramı Elvan’ın da başına geldi. Ve işte bu Elvan dün, hayatının en zor yarışlarından birini koştu. Uykusuz geceye, yaşadığı büyük şoka karşın, bu kez sporcu kişiliğini ön plana çıkarıp, son 200 metredeki müthiş atağıyla kendi kendiyle savaşıp, yarı finale 1500 metrede yükselmeyi başardı. İnanıyorum ki, geçen her gün Elvan, moral ve fizik olarak daha da güçlenip, gelecekte en iyisini yapacaktır. İşte burada o küçücük omuzlarına bu kadar sorumluluk yükleyen bizlere büyük görev düşüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!