Yener SÜSOY
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2003 01:41
Dr. Erol Köse'yle önceki akşam Etiler'de bir arkadaşının evinde röportaj yaparken, tedirgin olduğu her halinden belliydi.
Randevu saatimizi biraz geçirdiği için özür diledi, sonra doğru pencereye giderek park ettiği arabasına baktı. Röportaj boyunca iki cep telefonunu da kapalı tuttu, arada bir açıp kimlerin aradığına baktı.
O neşe dolu, hareketli, espri makinesi Erol gitmiş, gülmesini unutmuş, içi korku dolu bir Erol gelmişti. Önceki akşam telefonla arayıp, pazar günkü Hürriyet'te yer alan Star Gazetesi kaynaklı haberle ilgili olarak cevap hakkını kullanmak istediğini söylemişti. Uzan'lar, 3 ayrı şirkette ortakları olan Köse hakkında ağır suçlamalarda bulunmuş, borçları nedeniyle perukla dolaştığını öne sürerek fotomontaj bir fotoğrafı da yayınlamışlardı.
Üç saatte yakın görüşmemizden sonra bizi kapıya kadar uğurlarken, boş gözlerle baktığını fark ettim. Gazeteye döndük, yazımı yazdım, Yayın Koordinatörümüz Fikret Ercan kardeşimize teslim ettim. Dün akşam eşimle birlikte Beylikdüzü Migros'taki Çarşı Mağazası'nda dolaşırken, cep telefonum çaldı, baktım arayan Erol Köse'ydi. Sakin bir köşe arayıp buldum, bana röportajı yazıp yazmadığımı, ne zaman yayınlanacağını sordu. Kendisine yazıyı verdiğimi, bugünü kast ederek; 'Yarın yayınlanacak' dedim. 'Teşekkür ederim Yener ağabey, yarın sabah erkenden gazeteyi okuyup seni ararım' deyip bir kahkaha attı, bitti. Bu görüşmemizin üzerinden on dakika kadar ancak geçmişti ki, Erol Köse'in ayağından vurulduğu haberi geldi.
Hakan Bey’le yaşadıklarımız var, konuşursam deprem olurVerilecek bir canım var, ondan da korkmuyorum. Buradan açıkça deklare ediyorum: Benim ve ailemin başına gelebilecek herhangi bir şeyden Cem Uzan sorumludur. Yardımcısı Müştak Ayvaz aracığıyla telefonda beni sürekli tehdit edip sonumun kötü olacağını söylüyor. Yasalara uygun davranıyorum, devletin yanında yer alıyorum diye Uzan cephesi benim aleyhime yayına başladı.
Benim kafam kel değil, peruk takması gereken biri varsa o da başkalarıdır. Ben sanal peruklarla uğraşmıyorum, gerçek perukları kimleri taktığını zaman içinde hepimiz göreceğiz. BDDK bu olaylara, bu adamlara göz yummasın, kaçan benim param değil, devletin parası. Yargı ve BDDK devletin parasına sahip çıksın, onu yedirmesin. Biz hizmet sektörüyüz, bu şirketler faal olarak işlerini yapamazlarsa bir yıl sonra birer kağıt parçasına dönüşür, devlet de sonunda sadece kağıt parçasına el koymuş olur.
Cem Uzan istediği kadar benimle uğraşsın, ben bugüne kadar kimseyi satmadım, benimle toprağa gidecek nice özel Uzan anıları var. Hakan Bey'le yaşadıklarımız var, konuşsam belki yer yerinden oynar ama ben bunu yapmam.
Yeşim Salkım’la birlikte dağıtım şirketi kurdukHakan Bey'le ticari yakınlığımız geçen yıl o tarihte eşi olan Yeşim Salkım'la bir dağıtım şirketi kurarak başladı. Hakan Bey, Yeşim Hanım'dan boşandıktan sonra bana ortaklık teklif etti, 'Erol Köse Prodüksiyon'u büyütelim' dedi. Ardından üç ayrı dalda faaliyet gösteren üç ayrı şirket kurduk. Erol Köse Prodüksiyon Yapım A.Ş'nin yüzde 55'i, Bis Organizasyon ve Menajerlik A.Ş.'nin yüzde 45'i, Filmtürk
Film Prodüksiyon ve Dağıtım A.Ş.'nin ise yüzde 25'i benimdi. Müzik ve menajerlik şirketlerinin yönetim kurulu başkanıyım, film şirketinin ise yönetim kurulu başkan yardımcısıyım. Zannedilmesin ki onlar parayı koydu, ben de sadece hizmet ediyorum, hayır. Herkes kendi hissesi oranındaki parayı koydu, paralelinde ben hizmetimi sundum. Onlar da medya güçleriyle başta Kral TV olmak üzere promosyonlarını yaptı. Bunların yanı sıra yine Hakan Bey'in ricasıyla medya, özellikle televizyon şirketlerinde danışmanlıklarını yaptım. Başta Genel Müdür Faruk Bayhan ve 'Çocuklar Duymasın' dizisi olmak üzere birçok transferi ben gerçekleştirdim.
Kimseye şahsi borçlu değilimHakan Uzan'ın ortadan kaybolmasından sonra Cem Uzan kardeşinin yakınındaki bütün elamanları tasfiye etti. Bizimle yaptığı ilk ve son toplantıda, bundan sonra talimatları kendisinden alacağımı söyledi. Ben onların yanında çalışan biri değilim, kimseden talimat almam, kendi kendimin patronuyum. Cem Uzan beni ele geçiremedi, en büyük sorunu bu. Cem Uzan beni komedyen görüp küçümseyebilir ama, onun gerisinde asker bir babanın tıp doktoru oğluyum.
Ben başkaları gibi değil kaçmak, bunu düşünmedim bile, saklayacak bir şeyim yok ki. Bu olaylardan sonra elbette ekonomik kriz geçirdim ama, şu anda Erol Köse olarak şahsen bir Allah'ın kuluna tek kuruş borcum yok. Bir yere gitmeye, başka şirketler kurmaya niyetim yok, aslanlar gibi buradayım. Hiçbir şirketimin İmar Bankası'ndan tek kuruş almadığı belgeleriyle sabit. Mahkeme bütün araştırmaları yaptı ve şahsi mal varlığım üstüne konmuş olan tedbirlerin hepsini kaldırdı. Bu arada şunu da söyleyeyim: Gülben Ergen'in malum kasetiyle benim ne ilgim olabilir ki? Zaten o konuda yapılan soruşturmalarda hiç adım geçmemişti. Böyle bir kasetin varlığından bile haberim yok, ayrıca kesinlikle tasvip etmediğim de bir olay.