Güncelleme Tarihi:
Haftanın son maçında, hangisinin puana daha çok ihtiyacı olduğunu kestiremediğimiz iki takım arasında tıklım tıklım dolu tribünler önünde oynandı karşılaşma. Haftalardır kazanamayan, ne skor ne oyun ne fizik güç ne de moral olarak oynadığı rakiplerine herhangi bir üstünlük kuramayan, sezon boyunca gol yemeden biten maç sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen, son 11 maçın 10’unda kalesinde gol görmüş, attığı gol durumu yediği golden de beter G.Saray, bu maçta da yenildiği taktirde puan olarak Göztepe’nin altında kalacak ve ateş hattına iyiden iyiye yaklaşacak bir takımın tedirginliğiyle çıktığı maça rüya gibi bir başlangıç yaptı aslında: Maçın daha 3. dakikasında ceza alanında topu önünde bulan Nelsson’un kayarak yaptığı vuruşla maça sanki 1-0 önde başladı ama rüyanın kâbusa dönmesi uzun sürmedi.
ARKALARINDAN KiMSE AĞLAMAZDI
Golden sonra devre bitene kadar Galatasaray topun ve oyunun hakimiyetini tamamen rakibe bıraktığı bir ilk yarı oynadı. Defanstaki birkaç oyuncu dışında kadrodaki bazı isimlerin neredeyse adını bile duymadığımız ilk 45 biterken Taylan’ın kendi ceza sahası içinde elle müdahalesi sonunda çalınan penaltıyı gole çeviren Ndiaye, 70.dakikada bu defa Ömer Bayram’ın topa elle müdahalesi sonunda kazanılan ikinci penaltıyı da aynı noktadan ağlara, Galatasaray’ı da puan durumunda 16. sıraya yollayacaktı. Bu noktada maç bitse, Galatasaray’da yönetim, teknik direktör ve yedekler dahil tüm takım İzmir’den sessizce evlerine dağılsa ve bir daha geri dönmese arkalarından ağlayacak tek kişi bulamazdık sanırım.
ÇOK iLGiNÇ BiR MAÇTI
85. dakikaya 2-1 mağlup giren G.Saray, maç boyu bulamadığı kadar pozisyonu uzatmada buldu. Penaltı turnuvasına dönen maçın son dakikalarında, biri VAR’dan dönen, diğeri VAR’dan verilen iki penaltı kararı sonunda Gomis’in iki golüyle 141 gün sonra 3 puanla tanışan G.Saray, 2022’nin ilk galibiyetini son dakikaları nefes kesen ve bitimiyle sahayı karıştıran çok ilginç bir maç sonunda almış oldu.