Patlayan laptop ve cep telefonları

‘Bu makine çalındı ve kendisini on saniye içinde yok edecek.É’ İnsana ‘Görevimiz Tehlike’den bir sahneymiş izlenimini verse de, işlerin yolunda gitmemesi durumunda, çalıntı bir dizüstü bilgisayar ya da cep telefonunu kullanmaya çalışanlar bu iletiyle karşı karşıya kalacaklar.

Bilim adamları bugüne dek yalnızca silikonun, ya sıvı oksijen ya da nitrik asitle karıştırılarak patlamasını sağlayabildiler. Ne var ki, Kaliforniya Üniversitesi’nden Michael Sailor ve arkadaşları bir elektrik sinyaliyle silikon yongaları patlatmanın yolunu buldular.

Söz konusu yöntemin yanlış kişilerin eline geçen aygıtlarda kullanılabileceğine dikkat çeken araştırmacılar, geçen yıl Çin tarafından ele geçirilen Amerikan casus uçağında gizli elektronik sistemlerin yok edilmesi için bu yöntemden pekala yararlanılabileceğini dile getiriyor.

Büyük zarar veriyor

Sailor ekibi bu yeni silikon yakma yöntemini, gözenekli silikon parçasına oksitleşmekte olan gadolinyum nitrat eklemek suretiyle geliştirdi. Deney sırasında araştırmacılar, silikonu patlatarak küçük bir şok da yaşadılar. Neyse ki, bu patlama, silikon parçası çok küçük olduğundan ciddi bir soruna, yaralanmaya yol açmadı.

Gadoliyum nitrat, bir başka maddenin enerjisiyle silikon yakıtın oksitlenmesine, böylece silikon yakıtının hızla yanmasına neden oluyor. Yanma ne denli hızlı olursa, patlamanın da o denli büyük olacağına dikkat çeken araştırmacılar, bu kimyasalın çok minik bir miktarının bile aşırı duyarlı transistörlere onarımı olanaksız zararlar verebileceğini dile getiriyor.

Böylece hırsız çaldığı laptopu kullanamayacak ve satamayacak. Bu sistemin, hırsızların laptop çalmaktan caydıracağı belirtiliyor.

Cep telefonları

Çalıntı cep telefonlarında da, ağdan yonganın gadolinyum nitrat içeren bölümüne bir sinyal gönderilerek patlama sağlanıyor.

Geliştirilen bu teknolojinin, kaynak sularındaki zehirli maddelerin saptanmasında da yardımcı olacağı öne sürülüyor. Ayrıca, silikon parçaları üzerine oyulmuş mikroskobik aygıtlar için bir yakıt kaynağı olarak da kullanılabileceği belirtiliyor.


Oyun, ‘benim için en iyisi ile grubum için en iyisi’ şıkları arasında büyük bir çatışmaya giriyor.

İlginç olan ise hem Makyavelistler hem de Narsistler, işbirliğinden çok aldatma eğilimindeydiler.

Surbey şu anda, kendini kandırmanın, duygusal ilişkileri yürütmedeki önemini inceliyor. Surbey’in araştırdığı, her iki çiftin birbirini aldattıktan sonra nasıl bir arada kalabildiğiydi.

Duygusal yönü

Waterloo Üniversitesi’ndan Sandra Murray ve John Holmes, yaptıkları bir araştırmada, kendini kandırmanın aslında, uzun süren, güçlü bir ilişkinin önemli bir bileşeni olduğunu öne sürüyorlar. İki araştırmacı, yüzlerce birlikte yaşayan çifte, eşlerinin özelliklerini sordular. Çiftlere, ‘‘Eşiniz, başkalarına saygılı mıdır?’’ veya ‘‘Eşiniz eleştirici midir?’’ şeklinde sorular yöneltildi.

Araştırmacılar, çiftlerin gerçek karakterlerini açığa çıkarmak için, eşlerin yakın bir arkadaşıyla da görüştüler. Çiftlerden, mükemmel birer eşleri olduğu şeklinde yalan söyleyenler oldu.

Araştırmanın sonucu ise, bu yalanı söyleyenlerin daha dayanılabilir birer ilişki sahibi olduklarıydı. Holmes’in değerlendirmesi ise şöyle: ‘‘Eşinizle, küçük beyaz yalanlar söyleyerek de yaşamayı öğrenirsiniz. Bu ç ok sık uygulanan eski bir erdemdir.’’

Kerem Doksat, Psikiyatri Profesörü (Cerrahpaşa Tıp) şöyle tamamlıyor: ‘Yalan doğada ve bizim de doğamızda var, ama amacına göre işlevini tayin etmek gerekir. Ne derler: ‘Kişi amellerinden (yaptıklarından) değil, emellerinden (amaçlarından) sorumludur’.