Güncelleme Tarihi:
Hata yapmak insana özgüdür…
Herkes hata yapar…
Özellikle hakemseniz, sürekli ve anında karar veriyorsanız, hata yapmak zorundasınız…
Önemli olan hatayı kabul edip, güveni kaybetmemektir.
“Pardon, hata yapmışım” diyebilmektir…
***
Maalesef Fırat Aydınus “hata yapmışım” diyemedi…
Zekeriya Alp, ilk kez bütün televizyonlara çıkarak hakemini savunmuştu…
Haklıydı… Çok önemli bir değeri yitirmemiz lazımdı…
Ancak Eskişehirsporlu Veysel’in demeciyle bir anda terse düştü…
O da “pardon” diyemedi…
Özür dileyebilmek erdemdir… İnsanı geliştirir…
Özellikle karar verici konumdaysanız, “hata yapmışım diyebilmelisiniz”
Tıpkı dün akşam Gökhan Gönül’ün yaptığı gibi…
***
Olmadı;
Cezayı Caner aldı…
Ancak kaybeden Aydınus ve Merkez hakem kurulu oldu…
Hatalarında ısrar ederek “güven kaybettiler”…
Güven, kolay kaybedilir ama çok zor kazanılır…
Bu telaş içinde inşallah Fenerbahçe lehine bir gayret sarf edilmez…
***
İlk yarı sahada Gençlerbirliği vardı…
Bir de, yorgun olduğunu sanan, “mücadele etmeden maçı koparabilir miyim?” diyen bir Fenerbahçe…
Aykut hocanın da canı rotasyon yapmak istiyordu…
Ama sırat köprüsünde adam değiştirmek zor geldi…
Kazazede Caner hariç aynı takımla çıktılar…
35 dakikada anladılar ki; “koşmadan olmuyor”…
Koşunca topa sahip oldular…
Ancak topa sahip olmak da yetmiyordu…
Golü bulmak Fenerbahçe için hep zordu…
Duran toplara veya Show, “pozisyon olmadan attığı gollere” kalıyordu…
***
Aykut yaptığı değişiklikle golün anahtarını da bulduğunu gösterdi…
Cristian, forvet arkası pozisyonda olmuyordu…
Orada ileriye oynayabilen, adam eksiltebilen, topu alıp verebilen başka tip bir futbolcuya ihtiyaç vardı…
Sezer, “ben bu işi yapabilirim” dedi…
Zaman olup, olmayacağını gösterecek…
***
İkinci yarı başlarken Fenerbahçeli futbolcuların elleri bellinde, suratları düşmüştü…
Kuyt ise depar atarak girdi sahaya…
Sırası ile tüm arkadaşlarına gitti… “haydi, biraz daha gayret” dedi…
Koştu, koşturdu…
Başta Bekir olmak üzere eşlik ettiler Kuyt’a…
Yılın en güzel 45 dakikalarından biri çıktı ortaya…
Üçüncü golde; o dönemde ön liberoya geçen Cristian ortaladı, sol bek Hasan Ali atladı ve Kuyt golü attı.
Dördüncü golde; yine sol bek Hasan Ali topu sıfırdan çevirdi, Sezer golü buldu…
Her iki pozisyonda da ceza alanında dört veya beş sarı lacivertli oyuncu vardı…
Bu işleri yapan golü bulduktan sonra kendi alanına çekilmesine alıştığımız Fenerbahçe idi…
Hücumda bir türlü çoğalamayan Fenerbahçe idi…
Ben, “değişimi görüyorum”…
Gördüğümün gerçek olması, sürekli olmasına bağlıdır…
O nu da birlikte göreceğiz…
***
Geçen yıl ki Sow’u izlediğimde, “bu futbolcunun bonservisi nasıl 10 milyon Euro” olur?” Diyordum…
Adam geçemiyor, sırtı dönük top alamıyor, pas veremiyordu…
Şimdi hepsini mükemmel yapıyor…
“Fizik kalite”, çağımızın “olmazsa olmazı!”
Olmadan olmuyor…
En kaliteli oyuncu bile fiziği iyi olmadan acemi gibi gözükebiliyor…
Buradan Krasiç’in alacağı dersler var…
Taraftar olan bizlerinde…
***
Fenerbahçe’de, Galatasaray’da Avrupa’da gururumuz oldular…
Lige’ de renk katıyorlar…
Milli takımın da çekirdeği onlar…
İki kulvarda birden yürüyorlar…
Ülkeye puan getiren de onlar…
Her fırsatta günah keçisi olan iki büyüğümüz…
Değerlerini bilmek lazım…
Ayakları tökezlediğinde, “bir tekme de bizden” dememek lazım…
Zor zamanlarında yanlarında olmak lazım…